Hiçbir reformunu yapmamış toplumumuzun derebeylik döneminden kalma kurallarla üretim ilişkilerini sürdürüp çağdaş uygarlık düzeyine yükselişini düşleriz. Medrese kültürüyle ağır endüstriye girmeye kalkıştığımız gibi.
Birden kolumdan çıktı, iki elleriyle boynuma sarıldı, ellerini ensemde kenetledi. Ayaklarının burnuna basarak yükselmek istiyor, başaramıyordu. İki elimle belinden yakalayıp kaldırdım yukarıya. Dudaklarımız bir hizaya gelmişti artık. Öpebilmek için hiçbir engel kalmamıştı. Ama nasıl olurdu, körpecik bir kızı bir veremlinin öpmesi? Üstelik, durumu üç gün önce laboratuarda belgelenmiş bir hasta olarak...
Geçirdiğim duraklamanın nedenini anlamışa hiç benzemiyordu.
"Hadi!" diyordu, "öpsene beni!"
Başımı birden kaldırınca saçları dudaklarımın hizasına gelmişti. Çenemi saçlarına bastırıp bir süre kaldım. Titriyordu bütün vücudu. Kenetlediği ellerini ensemden indirdi. Belime sarılıp başını göğsüme yapıştırdı. Yüzünü, daha da göğsümün sıcaklığıyla ısıtmak için, paltomun düğmelerini açtı. Yeniden sarıldı bana. Paltomun iki kanadını üstüne örtmüştüm, onu ısıtmak için...