Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kendimizi yeryüzünü, yeryüzü insanlarının arasında görebilmek için sanattan başka sığınacak neyimiz var?
Devrimin sıkı günleriydi. Atatürk sağdı, okuma yazma bilmeyen tek kişi kalmayacaktı.
Reklam
İnsan okulda mı öğrenirdi edebiyatı... Roman yazmanın, şiir yazmanın okulu mu vardı?
Yazmadan, okumadan yaşamanın hiçbir anlamı yoktu.
Hiçbir reformunu yapmamış toplumumuzun derebeylik döneminden kalma kurallarla üretim ilişkilerini sürdürüp çağdaş uygarlık düzeyine yükselişini düşleriz. Medrese kültürüyle ağır endüstriye girmeye kalkıştığımız gibi.
Sayfa 482Kitabı okudu
Bir yatağım cezaevindeydi, bir yatağım hastanede! Benimle evlenmek isteyen kişinin çok şeyleri göze alması gerekirdi, önce bensiz kalmayı!
Sayfa 473Kitabı okudu
Reklam
Gelecek günlere inanıyorduk, çağdaşlarımla birlikte. İnanmasam bunca çileye nasıl göğüs gererdim, bu çürük ciğerle?
Biliyordum, bugün bizi her vesileyle karalamaya çalışanlar ileride gerçeklerle yüz yüze gelince şaşıracaklar, güneşli günler gözlerini kamaştıracaktı.
Sayfa 459Kitabı okudu
Kuş cıvıltıları, mevsim başlangıcının çoşkusuyla daldan dala sıçrıyor, sıralarda mayalanıp kalmış işsizleri kendileri gibi cümbüşe çağırıyorlardı.
Sayfa 458Kitabı okudu
Yazarlık biraz sabır işidir. Yalnızlık sevilir. Uzun süre evinizde yazma derdinden gönüllü mahpussunuzdur.
Reklam
Brigitte Boothe, Kafka'nın geceleri kullandığı o yazma ortamı için bunu bir "yazı sürgünlüğü", "gece bekçiliği", " geri çekiliş" olarak değerlendirir.
Birden kolumdan çıktı, iki elleriyle boynuma sarıldı, ellerini ensemde kenetledi. Ayaklarının burnuna basarak yükselmek isti­yor, başaramıyordu. İki elimle belinden yakalayıp kaldırdım yuka­rıya. Dudaklarımız bir hizaya gelmişti artık. Öpebilmek için hiçbir engel kalmamıştı. Ama nasıl olurdu, körpecik bir kızı bir veremli­nin öpmesi? Üstelik, durumu üç gün önce laboratuarda belgelen­miş bir hasta olarak... Geçirdiğim duraklamanın nedenini anlamışa hiç benzemi­yordu. "Hadi!" diyordu, "öpsene beni!" Başımı birden kaldırınca saçları dudaklarımın hizasına gel­mişti. Çenemi saçlarına bastırıp bir süre kaldım. Titriyordu bütün vücudu. Kenetlediği ellerini ensemden indirdi. Belime sarılıp başı­nı göğsüme yapıştırdı. Yüzünü, daha da göğsümün sıcaklığıyla ısıtmak için, paltomun düğmelerini açtı. Yeniden sarıldı bana. Pal­tomun iki kanadını üstüne örtmüştüm, onu ısıtmak için...
Sayfa 399Kitabı okudu
Sanat özgeçi ister. Sanat, kendini tutkuyla bağlanana verir.
Sayfa 338Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.