Ceylin Nisa Bincan

Tereddüt eder insan bazı bazı. Şüpheye düşer sevdiğinden de sevildiğinden de. Gölge olmadan güneş, şüphe olmadan aşk olur mu? Bir insanı haftada yedi gün, günde yirmi dört saat aynı şekilde, hiçbir iniş çıkış yaşamadan sevmek mümkün mü? Hele seneler boyu. Mümkün değilse şayet neden bu zorlanıyoruz sevdiğimiz insanları, sevmediğimiz anlar, hatta sevmediğimiz günler olduğunu kabul etmekte?
Reklam
Ceylin Nisa Bincan

Ceylin Nisa Bincan

, bir kitabı okumaya başladı
Sofie'nin Dünyası
Sofie'nin DünyasıJostein Gaarder
8.5/10 · 36,9bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
%16 (41/252)
·
Beğendi
Şemspare
ŞemspareElif Şafak
7.2/10 · 4.552 okunma
Keşke söyleyebilsek birbirimize dürüstçe: "Seni seviyorum ama şuan değil. Seni görmek istiyorum ama bugün değil." Keşke kırılmasak bunları duyduğumuzda, rahat olsak, anlasak. Nasıl da tahammülsüz davranıyoruz, aşk söz konusu oldu mu şüphenin kırıntısına dahi. Totaliter aşklarımız. Yayılmacı, işgalci, tahakkümperver. Sevdiğimizin benliğinin haritasında ele geçiremediğimiz tek bir köy ya da kasaba bile kalmamalı. Emin olmak istiyoruz, yüzde yüz, yüzde beş yüz. "Seviyor musun beni?" diye soruyoruz durup durup. Yetmiyor gelen cevap, kesmiyor. "Hep sevecek misin beni?" diyoruz bu sefer. Şimdiki zamanı kontrol etmek, ettiğimizi sanmak yetmiyor; geleceği de ipotek altına almak istiyoruz. Gelecek beş, on, kırk, elli yılı. "Ölene kadar seveceğim" yemini ne kadar temelsiz aslında, boş bir dayatma. Şu anı bilebiliriz sadece, koca bir ömre dair edilen her taahhüt, özünde zorlama. Tereddüt inancın da, özgüvenin de, aşkın da olmazsa olmazı. Şüpheye ve çelişkiye yer vermeyen aşklar, yalan aşklar!
Reklam
92 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.