Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.40
Sefanur Dilruba ÖZCAN
Sefanur Dilruba ÖZCAN
@sefanur_akyildiz
Ömür sermayesi olanlar, vaktiyle kitapları kendilerine yoldaş görenler değil midir?
Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni
Yüksek Lisans
91 okur puanı
Haziran 2020 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Yaşamla ölüm arasındaki ince bir çizgide saklıdır dünya. Sahi dünya nedir, yaşamak nedir, ölmek nedir ?
Hayata farklı bir pencereden bakan bir insan, diğer insanlara karşı yabancıdır çoğu zaman. İnsan iç dünyasında yaşadıklarından mı ibarettir yoksa dünyaya yansıttıklarından mı?Düşünceleriniz farklı diye yadırganmadınız mı hiç ? İşte
Tarihî kaynaklar, yazarların üslubundan ötürü genellikle birçok insan için ağır oluyor. Zaman zaman aşırı bilgi insanları kitabı okumaktan uzaklaştırabiliyor. Evet bilgi içermesi güzel olsa da ben bilgilerin samimi bir şekilde parçaları birleştirerek anlatılmasından yanayım. Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil de tam olarak bunu yapmış. Üslubu, halkın anlayabileceği ve hiç bilmeyen bir insanın bile tarihi kitaplar okumak isteyeceği türden. Kitapta Sultan Alparslan'ın hayatı pek çok kaynak baz alınarak anlatılmıştır. Yararlanılan kaynakların çok olması, eserin titizlikle hazırlanmış olması, bilgilerin dipnotlarla desteklenmesi, üslubun anlaşılır olması gibi pek çok konu bu kitabın oldukça anlaşılır, akıcı ve de değerli olduğunu ortaya koymaktadır. Sultan Alparslan'a dair bilgi sahibi olmak istiyorsanız kesinlikle okumanızı tavsiye ederim. En azından bu kitap sizler için tarih deryasına dalacağınız küçük bir başlangıç olacaktır. Naçizane tavsiyem. Sürçülisan ettiysem affola.
Türk Dili ve Edebiyatına âşık biriyseniz benim gibi bilim deryasında bilge bir zat olan dedemiz olarak kabul ettiğimiz çok kıymetli Tuncer Gülensoy Hoca'mın Türk milletinin varlığı , dili, mitolojisi, tarihi hakkında bilgi verdiği küçük ama çok değerli bu kitabını okumanızı tavsiye ederim.
2018 'de elini öpüp kitabını imzalattıktan sonra hemen okuyup "Yapmış yine yapacağını hocam, küçücük bir kitaba bunca bilgiyi sığdırmış, helal olsun." diye geçirmiştim içimden. Bugün bir kez daha okudum. Insanoğlu unutmaya mahkum. Bazı kitapları ara ara tekrar okumak gerekiyor malum. Eğer Türk milletinin destanını, dilini, tarihini, mitolojisini az çok merak ediyorsanız bu küçük ama bilgi içerikli Altay kamlarından olan Sınaru'nun gözüyle anlatılan kitap, sizin için bir başlangıç olacaktır. Umarım tavsiyeme kulak verir ve miletimizin özüne dair yazılmış olan bu eseri okursunuz. Sürçülisan ettiysem affola.
Okur Takip Önerileri
Seni okurken Zezé, kimi zaman güldüm kimi zaman hayalperstligine, aklına şaştım kaldım. Ama en çok da çok ağlattın be Zezé.
Ah be Zezé yaktın yüreğimi ! Ne güzel yüreğin var senin öyle.
Sen hatırlamazsın belki ama seninle ilk ortaokulda karşılaşmıştık. O zamanlar sen kitapçı amcanın raflarında duruyordun. Seni elime alıp eve götürmek istemiştim ama param yetmemişti. Ben de okulun kitaplığındaki kitaplarla yetindim fakat orada sen yoktun. Sonra bir ara unuttum seni. Tıpkı senin gibi ben de okumayı çok seviyorum. O kadar çok kitap okudum ki çıkıverdin aklımdan . Affet Zezé'm, yıllar geçti ama ben seni bir türlü okuyamadım. Meğersem ne çok ortak yönümüz varmış, hayalperest kardeşim. Ah Zezé'm neredeydin sen! Şimdi bakıyorum da dünyada yüzlerce Zezé var ama onları gören çok az kişi. Sağ ol Zezé'm, senin gibi nice papucu olmayan çocuğun yüregindekileri söyledin. Umarım seni okuyanlar hayatlarının her köşesinde senin gibi küçük Zezé'lere yardım ederler. Dışarıdaki o lastik papuçlarına hediye koyarlar ve umarım nice küçük çocuğa umut olurlar. Ama en önemlisi sevgilerini paylaşırlar.
Sizlerin de çocukluğu zenginlik içinde geçmediyse eğer hepinizin yüreğinde bir Zezé var demektir. Zenginlik demek yalnızca çok paranın olması değil, yüreğinde kocaman bir sevginin olması demektir. Benim sevgiden mahrum kalan yüreğine dünyaları sığdıran Zezé'm, iyi ki tanıdım seni .
Seni yazan ellere teşekkür ederim. Ben seni çok sevdim Zezé.
Şu ana kadar okumadıysanız eğer daha beklemeyin derim. Beni hıçkırıklara boğan eser, sizin de yüreğinize dokunacaktır eminim. Naçizane tavsiyem. Sürçülisan ettiysem affola.
Sessizliğe susamış bir gecede nefes olan bir kitap.
Lübnan'da doğan Beyrut'ta gözlerini yuman bana gecenin kör vaktinde dost olan Halil Cibran.
Sahi neredeydin bunca zaman ?
Farklı zamanların çocukları olmamıza rağmen kelimeler nasıl bu kadar ruha dokunur?
Demek ki seni tanımak şimdinin kaderiydi.
"Ermiş" adın gibi ruha huzur veren, zihnimi zorlayan, beni ben olmakla sorgulatan...
O kadar güzel bir yaşımda tılsımlı geldin ki dünyama, gecenin bir vaktinde dost oldun bana. Hiç sormayın öyle "kitap konuşur mu? " diye . Bazı kitaplar konuşur, tıpkı bu kitap gibi. Dilimiz, düşüncelerimiz, zamanımız hatta belki de dinimiz farklı olsa da vakti geldiğinde bu zamanda benimle konuştu.
Merak ediyorsunuzdur içinde ne yazıyor diye .
Eğer evreni, hayatı, insanları hatta kendinizi sorguluyorsanız bu kitabı okumalısınız .
Size yaşama farklı bir bakış açısıyla bakmayı öğretecektir.
Okumak vaktinizi çalmaz; farklı bir zamana ait farklı bir insanı tanımak topu topu bir saatinizi alır. Bence değer...
O duymuyor olsa da ben bu güzel sözlerin sahibine, Halil Cibran'a, çok teşekkür ederim. Evren mesajımı iletmistir . Atalarımızın dediği gibi "Dinince dinlenesin", huzurla uyu.
Sürçülisan ettiysem affola.
"Bülbülü Öldürmek" bir kitap için garip bir isim ama aynı zamanda etkileyici. İnsan neden güzel sesli bülbülü öldürmeyi ister ki?
Bu kitapta küçük bir kız çocuğunun hayata bakışı söz konusu.
Siyahla beyazın farkı ne ki? İnsanlar neden bu yüzden birbirine düşer ? Oysaki yaradan herkesi eşit yaratmisti! İnsanlar neden renge, ırka, cinsiyete bu kadar önem verir?
Peki ya biz kız çocukları neden biraz büyüdügümüzde yasak olur tüm oyunlar? Biz kadınlar neden korse giyip salon toplantılarında kahve içmek zorunda kalırız?
...
İşte bu ve daha nicesi küçük bir çocuğun dünyasında kafasında yer eden binlerce sorudan sadece birkaçı.
Bu kitap siyahın beyaz gibi çok güzel hatta bazen daha da güzel bir renk olduğunu, adaletin renge değil vicdana dayanması gerektiğini masum bir çocuğun sözleriyle bize takdim eden bir kitap. Bizler her nerede yaşıyorsak yaşayalım, içimizdeki küçük çocuklardan ibaretiz . Ve her yaşta Scout'un soruları gibi içimizde binlerce soruyu barındırıyoruz. Bu eserle yazar küçük bir çocuğun dünyasından benim dünyama dokundu.
Naçizane tavsiyem umarım bu kitabı okursunuz ve umarım sizlerin de ruhuna dokunur, yüzünüzde tatlı bir gülümseme bırakır. Bir gün küçük yüreklere sahip hepimizin sorularının gerçek yanıtlarını bulması ümidiyle... Sürçülisan ettiysem affola.
Hani bazı kitaplar vardır; yüreğinize, aklınıza kazınması için bitmesini istemediğiniz, bitmesin diye azar azar okuduğunuz türden olanlar. Işte hocamız, büyüğümüz İskender Pala'nın yazdığı bu eser; insanın yüreğine dokunan, özünü hatırlatan nadide bir eser. Her kitabın bir zamanı vardır. Bazı kitaplar yanı başınızda olsa da okunmak için zamanını bekler. Tıpkı bu kitabın benim için zamanını beklemesi gibi. Yıllardır kitap okurum. Ama böylesine sıcak, bir dost üslubuna sahip anlatıma çok az rastlanır doğrusu. İskender Pala'nın birçok eserini okuyanlar bilir eserleri dillere destandır. Şayet ben bu eserinde hani olur ya bazen iki sohbet edip ona bilmediği hikayeler anlatacak bir dost arar insan. Işte tam olarak o dostu buldum. Bu kitap size bilmediğiniz zamanlardan mektuplar okuyan, yüzünüzü güldüren, unuttuğunuz hikayeleri tekrar anlatan, içinize çocuksu bir sevinç koyup size bir tane daha anlatsana dedirten cinsten bir mutluluk veriyor insana. Ben ne zamandır okumayı hayal ettiğim, bu özümden, atalarımdan kalma deyimleri, hikayeleri anlatan bu güzel eseri okuduğum için şanslıyım. Benim gönlüm sizlerin de okumasından yana. Dilerseniz eğer sizler de okuyun. Benimkisi naçizane bir dost tavsiyesi. Sürçülisan ettiysem affola.
