Bay Stevens, hayata karışmaktan, aşktan, mutluluktan, üzüntüden ve insana ait olan bütün duygulardan, o duygular hiç yokmuş gibi davranarak bir ömür boyu kaçmayı başarmış birisidir. Bu kaçışını “vakar sahibi bir baş uşak olmaya çalışmak” paravanı arkasına profesyonelce gizlemiş, hayatındaki tek idealin bu olduğuna kendini bile inandırmıştır. Ondan geriye profesyonel bir baş uşak unvanı, bir de ince bir kalp sızısı kalmıştır. Bay Stevens tüm bu kaçışlarını o kadar naif bir dille gizler ki ona itiraz etmeniz mümkün değildir. O, kişiliğini kaybetmiştir ve bu yüzden “vakar sahibi bir baş uşak”
kimliğini üzerine dikmek için uğraşır. Geri kalan tüm insani duyguları reddeder. Gelin görün ki bütün bu reddedişler hiçbirimize uzak gelmez. Hayatı yaşamaktan korkmak çok bildiğimiz bir duygudur aslında. Bay Stevens’ın uydurduğu çoğu bahane bizim de bahanelerimizdir. Çok istememize rağmen eylemsizliklerimizden dolayı kaçırdığımız yaşanamayan güzel anları sorgulatır. Sizi kendinizle yüzleştirir. Günden Kalanlar çok özel bir eserdir.