"Nereye gitmek istiyorsan, git" dedim sana -bu, hem bir 'temenni'ydi, hem de bir 'teslimiyet': Bana direnerek, benden kaçınarak, benim ile birlikte olmak istemeyerek bulunmayı seçebileceğin yerler konusunda, işte, başka bir şey yapamazdım-
Gidebilecek idiysen, gidecektin; ben de, seni bırakabilecek idiysem, bırakacaktım
-ayrılacaktık...