Bazen küçük bir çocuk sevgi ne bilmez hırçınlığı ile sevgiyi karıştırır ve bir yetişkin gibi davranmaya çalışır. Bazen de bir yetişkin çocuk gibi sevmeye çalışır. Velhasıl bazı durumlar özellikle hastalıklar burada büyük bir etkendir.
Lennie, aslında sen ne güzel bir adamsın sadece belirlenmeyen bir hastalığın var “kendimce” yorumum öyle. Koca bir adamın ufacık çocuk aklı ile gördüğü yumuşak ve güzel seyleri sevmek istemesi suç olurmus bazen. Ve bir dost onun yükünü sırtlanırmış. Bu kitabı okurken ben kalbimi bıraktım diyebilirim. Aklı ufacık çocuk gibi çalışan koca bir adam ve ona yoldaşlık eden akranı arkadaşı olan bir baska yetişkin adam. Çiftlik işçisi olarak çalışarak hayatlarını idame ettiren ve lennie yanlış seyler yapmasın diye ona göz kulak olan george. Kendi ve lennie icin bir hayal kuran lennie’yi belalardan koruyan fakat en sonunda bir başkası lennie’ye zarar vermeden onun hayat mucadelesini bitiren george.
Diyecek baska bir şey bulamadığım bu kitapta spoiler vermek istemeyerek yazıyorum. İnsanlar bazen acımasız bazen de çok merhametli olabiliyorlar. Hayat bizlere ne getirir bilinmez. Keyifli okumalar.
Belli ki o zamanlar sevgilerin içinde edep varmış. O zaman sevmelere sahip çıkılırmış. Görmeden,duymadan, haber bile almadan tutulurmuş verilen sözler. Şimdiki gibi gidenin boşluğu o gittiği gibi doldurulmazmış. Sevmek demek, yan yana gömüleceğin kişiyi de seçmek demekmiş.
Bir kadını sevmek ne demektir, bilirsiniz, günler nasıl kısalıverir, insan kendini ne sevdalı bir tembelliğe bırakır, bilirsiniz. Şiddetli, güvenli, paylaşılmış bir aşktan doğan şu her şeyi unutmayı bilmez değilsiniz. Sevilen kadın olmayan her varlık, gereksiz bir varlık gibi görünür. Daha önce yüreğinin bazı parçalarını başka kadınlara attığına pişman olur insan, ellerinde tuttuğu elden başka bir el sıkmayı olanaksız bulur. Beyin ne çalışma kabul eder, ne anı, durmamacasına önüne sunulan biricik düşünceden uzaklaşmasına yol açabilecek hiçbir şeye yanaşmaz. Her gün sevgilisinde yeni bir çekicilik bulur insan, bilinmedik bir haz bulur.