Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.24
şeyma
şeyma
@seymadiyebirisi
bazen ders çalışır bazen dizi/film izler bazen de kitap okurum. kitap okuduğum zamanlarda buralardayım!
Sakarya
23 Temmuz 2003
124 okur puanı
Haziran 2019 tarihinde katıldı
Tolstoy'un en baba kitapları arasında ilk 3'te olan bir kitap Diriliş. Her kitapta olduğu gibi bir ana karakter ve bu karakterin çevresindekilerle beraber oluşturduğu kurgu ortada. Ancak bu kurgunun altında o kadaaar çok alt metin var ki, hepsini buraya aktaramayacağımın farkındayım. Mahkemelerin harika(!) adaletine, toplumdaki sınıf farklılarına,
Jack London, hepimizin çocukluğundan beri tanıdığı Amerikalı bir yazar. İlkokulda çok severek okuduğumuz Beyaz Diş kitabıyla biliyoruz onu. Acaba o da çocuk kitabı olsun diye mi yazmıştır? Maalesef hayır, Jack London kapitalizmi şiddetli bir şekilde elinin tersiyle iten sosyalist biri. Neredeyse tüm kitapları da hayatın gerçekleri ve toplumdaki eşitsizlik üzerine kuruludur. Tüm o kurgunun altında ciddi manalar yatmaktadır aslında. O dönemde Beyaz Diş de bir nevi bunlar fark edilmesin, toplum bilinçlenmesin diye çocuk kitabı olarak dayatılmıştır.
Vahşetin Çağrısı'nda ise Buck adında evcil bir köpek vardır. Buck, sahibinin haberi olmadan bahçıvan tarafından satılır ve kızak köpeği olarak yaşamını sürdürür. Bir köpeğin kurda dönüşürken başına gelenleri okuruz bizler de. Bence paylaştığım alıntılarda olduğu gibi toplum düzenindeki eksiklere ve güçlü güçsüz ayrımına karşı bariz göndermeler var. Bunun yanı sıra başta evcil ve tam anlamıyla "medeni" olan Buck, daha sonradan doğal yaşama karışmış ve içgüdülerine karşı koymaktan vazgeçip vahşileşmiştir ki böyle de mutlu olmuştur. Ayrıca tüm bu süreçte kutuplarda insanların para uğruna neler yaptığı anlatılmıştır. Hepsi hakkında düşüncelerimi yazıp sizi yönlendirmek istemem, kısaca Jack London okuyun, okutturun :')
Son olarak yakın bir tarihte filmi vizyona girecekmiş, umarım kitaba layık bir film olur (:
Hâlâ Shakespeare okumadıysanız bir an önce okuyun derim. Shakespeare tiyatrolarını düz bir şekilde değil de hece ölçüsüyle, şiir gibi yazarak ortaya koyuyor ya. Daha da ilgi çekici hâle geliyor benim için. Bir Yaz Gecesi Rüyası da yine içinde farklı olayları barındıran sizi bir evrenden bir evrene gönderen romantik bir komedyaydı. Okurken bayağı bir eğlendim açıkçası. Kitapta, Antik Yunan ve İngiltere kültür anlayışları birleşmiş diyebiliriz. Titania, Hermia, Egeus gibi isimler Yunan isimleriyken Robin, Bottom gibi isimler de İngiliz izleri taşıyan isimler misal.
Kitabın bariz ana konusu da aşk. Genel olarak karakterlerin aşk adına yaşadıkları, çektiği zorluklar ve eziyetler ortaya konulmuş. Ayrıca işin içine cinleri perileri de katarak gelişen olaylar sonucunda "Aşk bir illüzyondur." demeye mi getirmiş acaba Shakespeare?
Neyse siz, bir şekilde alın okuyun derim. Karakterlerin çok olması yahut bir tiyatro eseri olması gözünüzü korkutmasın.
Işıkla kalın.
Okur Takip Önerileri
"Başlarını kaldırıp bakacak ve göklerinde mavi noktayı bulmaya çalışacaklar. Onu bütün ücralığına ve naçizliğine rağmen sevecekler hem de. Vaktiyle tüm potansiyelimizin geldiği kaynağın ne kadar savunmasız olduğuna, çocukluğumuzun ne kadar tehlikeli geçtiğine, kökenimizin ne kadar mütevazı olduğuna, yolumuzu buluncaya kadar ne çok nehirden geçtiğimize şaşacaklar."
İnsanlar ve bildiğimiz tüm canlılar için her şey anlamına gelen, bizler için kocaamaaan bir yaşam alanı olan Dünyamız aslında küçücük soluk mavi bir noktadan ibaret. Kozmos'ta evrenden ve evrenin evriminden genel hatlarıyla bahseden Carl Sagan, bu kitabında başta gezegenimiz olan Dünya olmak üzere Güneş Sistemi'ndeki tüm gezegenleri daha ayrıntılı bir şekilde anlatıyor. Dili ağır olmadığı gibi akıcı da olduğu için kaptırıp gidiyorsunuz kendinizi. Bana ilginç gelen kısım kitabın yyııılllaar önce yazılmış olmasına rağmen Sagan'ın gelecekte gerçekleşecek olan birçok konuyu tahmin edebilmesi. Misal, Çin o zamanlarda uzay muhabbetlerinde çok revaçta olmamasına rağmen şimdi bu uzay savaşının başını çeken ülkelerden. Kitapta bundan değişik bir şekilde bahsedilmesi çok hoşuma gitti. Dünya dışı varlıklar -yani uzaylılar bö- var mı yok mu, varsa bizden zekiler mi değiller mi ya da hangi gezegende bulunuyorlar gibi sorular için kendi cevaplarını vermiş yazar yine kitapta. Hâlâ bir çözüme kavuşturamadığımız sözde kocaman siyah gözlü yeşil varlıklar... Eğer varsanız çıkın ortaya, bilim insanları sürekli sizi düşünmesin artık :dd
Neyysee ilginiz varsa bu tarz konulara, ilk önce Kozmos'u okumak şartıyla bunu da alın okuyun derim ;))
Okul etkinliği çerçevesinde yazarı ziyarete gelecek yakın bir zamanda. Kitaba başlama sebebim buydu. Hasan Sağlam tam anlamıyla bir seyyah profesör. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirip 2019'da da profesör olan Sağlam, ülke ülke geziyor. Gezdiği dört ülkeyi de bu kitapta birleştirmiş. Hindistan, Nepal, Mısır ve Norveç. Hepsi de
Ütopya denilince akla ilk gelen eserlerden biridir Thomas More'un Utopia'sı. Peki nedir bu "ütopya"? Ütopya kelime olarak, tasarlanmış kusursuz ve ideal toplum anlamına geliyor aslında. Gerçi, bu anlam da bu kitaptan sonra oluşmaya başlamış ;) Kitabın adından da anlaşılacağı üzere More, kendi mükemmel toplumunu yaratıyor. Ortalama 500
Öykülerinden oluşan bu Agatha Christie kitabı diğerlerine göre farklıydı. Polisiye değil de daha çok duygulara yönelmiş yazar. Bunun bilincinde olarak okursanız zevk alacaksınızdır. :')
İlgim olduğundan dolayı çok istekli bir şekilde okumaya başladım, ilk sayfalarda yapılan bazı çeviri hataları dikkatimi çekti ve daha temkinli yaklaşmaya başladım kitaba. Kesinlikle çok çok güzeldi, özellikle vücut sistemlerinin renkli baskısı olması bayağı hoş. Fakat herkesin okuyabileceği tarzda bir kitap değil ne yazık ki, çok fazla terim var ve bu terimlere aşina olmama rağmen bazı kısımlar beni dahi boğdu. Gerçi baştan sona doğru okuduğumdan da kaynaklı olabilir bu. Yine de ilginiz varsa, araştırma gereksinimi duyduğunuz an kitaplığınızdan alıp okumak için aşırı iyi. Tüm konular bölüm bölüm ayrılmış çünkü :')
Işıkla kalın.
Çok çok çok üzülerek söylüyorum ki Hamlet hem Shakespeare'dan hem de tiyatro kitaplarından okuduğum ilk eserdi :(
Keşke daha önce okusaydım dedim bitince. Hani böyle herkes tarafından bilinen, gereksiz ünlenen hatta sosyal medya diliyle "overrated" olan kitaplar, filmler, yiyecekler vardır ya. Hamlet'i de öyle sandım işte. Çevirisi çok zor olduğu ve çevirmenin deyimiyle dili, yazılış tarzı yüzünden herkesin kendi Hamlet'ini yaratmak zorunda kaldığı bir eser olmasına rağmen kendinizi kaptırıp gidiyorsunuz.
Konusuna gelecek olursak Hamlet adındaki biri babasının öldürüldüğünü onun hayaletinden öğrenir ve intikam peşinde koşmaya başlar. Kurduğu cümlelere bayılacaksınız Hamlet'in.
Ayrıca kitap sonunda bazı adların gerçek hayattaki karşılıkları var. Bunlara okumaya başlamadan önce yahut okurken bakmanız sizin açınızdan daha faydalı olacaktır.
Işıkla kalın.
Son zamanlarda Freud'a ve psikanalize merak saldım. Hatta burada yaptığım ilk incelemem Freud'un "Bilinçaltı" kitabı üzerineydi. Onda arayıp bulamadıklarımı bu kitapta buldum diyebilirim. Bilinçaltı, Freud'u; Amatör Psikanalizi de psikanalizi anlamak adına mükemmel olacaktır. Adı üstünde kitap, amatörlerin nasıl psikanaliz yapabileceğini soru-cevap şeklinde anlatmış. Ben, es, üstben kavramlarını rahatlıkla kavrayacaksınız ;)
Işıkla kalın.
Diyecek fazla söz yok. Okurken hem gülümsemenize neden olacak hem de çok şey katacak bir kitaptı. Astronomiye olan ilgimden dolayı içinde yazanları bilmeme rağmen çok severek okudum. Hafif bir anlatımı olduğundan anlamama gibi bir sorun yaşamayacağınızdan eminim. Kara delikler, hazır 2019 senesinde de gündemdeyken fazla bekletmeden alın okuyun deriiim!
Işıkla kalın.
Kitap Muallim Naci yani nam-ı diğer Ömer'in sekiz yaşına kadar aklında ya da gönlünde iz bırakan anılarından oluşuyor. Yeri geldiğinde sizi tebessüm ettirecek yeri geldiğinde gözlerinizin dolmasına neden olacak bu tatlı anıları okumak çok zevkliydi. Dinlenmek istediğiniz bir vakit bu ince kitabı alıp okuyabilirsiniz. Ayrıca Muallim Naci'nin anlatış tarzı ve düşünceleri ayrı ilginizi çekecektir eminim.
Işıkla kalın ;)
Burjuvazi ve proletarya, para babaları ve işçiler, çalışmadan zengin olan soylular ve çalışıp emeği sömürülen köylüler. Halk, bu şekilde ikiye ayrılmış vaziyette. Marx ve Engels 1848'de yayımladıkları bu bildirgede ülkelerinde -hatta tüm dünyada- bu sınıfsal farklılığı "komünizm" ile nasıl yok edebileceklerinden, bu kavramın ne olduğundan bahsediyorlar.
Bana göre bu konu hakkında işin içinden çıkılmaz durumlar, paradokslar var lakin siyasi fikirleriniz neler olursa olsun okuma listenize almanız gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. Zannımca, sadece okunan bir kitap olmaktan çıkmış; tarihi bir yapıta dönüşmüştür çünkü.
Işıkla kalın.
Uzun bir aradan sonra merhabalaar ;)
Böyle bir ara olmasının nedeni okuduğum kitaptan kaynaklı sanırım. Bayağıdır okumak istediğim fakat uzunluğundan+bölmeden okumak istediğimden erteliyordum sürekli. Tatilimi değerlendirmek adına iyi oldu bu. Victor Hugo'yu ayrı bir seviyorum. Toplumdaki ya da kişideki eksiklikleri, Paris'i çok başarılı bir şekilde tasvir edebiliyor. Sefiller'de de dönemin insanlar arasında oluşan sınıfsal farklılıklarını rahatlıkla anlayabiliyorsunuz. Kalınlığı biraz kitap okuma geçmişi olanları korkutmasın. Kurgu sizi kitaba bağlıyor sımsıkı. Cosette ve Marius ;)) Beni boğan tek kısım tarihteki bir savaştan bahsettiği bölümdü, sırf bu yüzden de puan kırılmaz yahu. Hatta klasik olmasındaki en büyük etkenlerdendir bu zannımca. Neyse okuyun, okutun. Size her anlamda birçok şey katacaktır.
Işıkla kalıııın!
Sefiller (Kutulu 2 Cilt Takım)Victor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201987,6bin okunma
Kafka çokçok severim. Hayatı ilginçtir, hayatını anlatış tarzı ise daha da. Bunun en güzel örneği herkesin popülariteden dolayı okuduğu, sonradan da anlamlandıramayarak "Böcek ne alaka şimdi.s" moduna sebep olan Dönüşüm'dür belki de. Oysa inceler ya da kitap üzerine yazılan birkaç makale okursanız Kafka'nın duygu ve düşüncelerini rahat bir şekilde anlayacaksınızdır eminim :)
Bu kitabı ise Kafka'nın çok sevdiği kız kardeşi Ottla ve ailesine yazdığı mektuplardan oluşuyor. İçerisinde yer verilen Kafka'nın gönderdiği kartpostal fotoğrafları çok hoşuma gitti. Mektuplarını okurken bir kere daha düşündüm onu, kartpostallar sayesinde de hayal ettim belki.
Ancak Kafka'nın hayatına ciddi anlamda hakim değilseniz aşırı boğabilir, bundan önce kesinlikle diğer kitaplarını okumalısınız derim ;)
Işıkla kalııın!
İncelemeleri biriktirip biriktirip atmam da ne bileyim :d
Bir arkadaşımın tavsiyesiyle okudum ve çok çok iyi geldi, bu tarz bir kitap okumayı gerçekten özlemişim. Kitap, isminden de anlaşılacağı üzere bir sinirbilimcinin beyin üzerine anlattıklarından oluşuyor. Yazar kısmi olarak stand-up ile de ilgilendiği için kitabında izlerine rastlayabiliyoruz. Kabul etmeliyim ki pek komik değillerdi ama kitaba ayrı bir hava katmış, hoşuma gitmedi değil. İçerik olarak genel anlamda hepimizin fark ettiği ama sebeplerini bilmediği durumlar vardı diyebilirim. O yüzden çoğunluğun ilgisini çekebileceğini düşünüyorum. Şu da var ki daha önce sinirbilim ya da beyin üzerine okumalar yapmışsanız sizi yeteri kadar tatmin etmeyebilir ne yazık ki. Fakat başlangıç için aradığınız kitap bu olabilir. :)
Işıkla kalın! ;)
Bugün bir Balzac kitabıyla geldiim ;)
Konusundan bahsedecek olursak kitap, imkânsız gibi gözüken hüzünlü bir aşkı konu alıyor, Felix'in Henriette'e olan aşkını. Bu bakımdan kitap zaten güzeldi ancak benim dikkatimi çeken Vadideki Zambak'ın Balzac'ın İnsanlık Komedyası'nın içerisinde yer alması.
Balzac yazdığı romanlarda bireyi ve toplumu eleştirerek bu romanlarını İnsanlık Komedyası başlığı altında toplamış. Genel olarak Paris'i mekân olarak kullanıp tüm Fransa'yı eleştiren Balzac, o ihtişamlı saraylardan tutun da unutulmuş yoksul Fransız sokaklarına kadar çoğu konuyu işlemiş romanlarında. Olaylar ise Napoleon, XVlll.Louis, X.Charles zamanlarında geçiyor. Zweig, Balzac biyografinde bahseder. Balzac, Napoleon'un bir fotoğrafının altına "Onun kılıcıyla bitiremediğini ben kalemimle bitireceğim." yazmıştır. Aslında budur İnsanlık Komedyası'nın amacı, dünyayı sanatla fethetmektir. Balzac da hayatı boyunca yüzlerce kitap yayımlayarak bunun için ter dökmüştür.
Vadideki Zambak da yine bu tarz konuların alt metinde olduğu çok hoş bir kitaptı. Yazarın diğer kitaplarında olduğu gibi bunda da betimlemeler oldukça fazlaydı. Bu yüzden ilk okuyanlar için zor olabilir, yine de klasiklere ve Balzac'a başlamak için en uygun kitaplardan biri diyebilirim, tavsiyemdir. :)
Işıkla kalııııın!
Bitirir bitirmez sebepsizce hesap açmaya ve inceleme girmeye karar verdim. ;)
Her zaman Freud okumak istemişimdir ve sonunda başardım yeeyy. Daha çok bilinçaltımızın hayatımıza nasıl yansıdığından, etkilerinden bahsedeceğini düşünmüştüm fakat isminden bağımsız bir kitapmış meğer. Henüz okumayanların bunu dikkate almalarını tavsiye ederim. Yani içeriği pek benim düşündüğüm gibi değildi fakat iyi ki bu kitaptan başlamışım Freud okumaya :") Çünkü yazar; psikanaliz binasının tuğlalarını nasıl tek tek dizdiğinden bahsetmiş, ki bu da psikanalizi -ve tabii ki Freud'u- daha iyi anlamamı sağladı diyebilirim. Kısaca otobiyografik tarzda olan bu kitap başlangıç için hoş olabilir gibi duruyor, özellikle bilmediğiniz kelimelerin, anlamadığınız yerlerin üstüne giderseniz mükemmel olabilir.
Ancak hem kitabı hem de farklı basımlarının yorumlarını okurken de fark ettiğim bir sorun var. Sanırım kitabın düzgün bir çevirisi olan ve yazım hatası olmayan bir basımı yok :/
Işıkla kalııın!
