Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

sinco

128 syf.
9/10 puan verdi
Sonsözü okuyana kadar Osamu Dazai -Şuci Tsuşima- hakkında bir şey bilmiyordum. Ve son sözü okuyunca büyülendim sanırım. Tüm kitap boyunca insanların nasıl anlaşılmaz varlıklar olduğundan, insan türünün diline hiç inancı olmadığından bahsediyor. Sonrasında bir öğreniyoruz ki yazarın bu son kitabı ölümünden sonra yayınlanmış ve yazarın neden intihar ettiğiyle ilgili yazdığı otobiyografik romanlar harici bir kaynağımız yok. Onlar da yazarın bizi defalarca uyardığı gibi güvenilmezler aslında. Bir noktada oluşturduğu Osamu Dazai personası için yaşamaya başlamış gibi geliyor, zihni bölünmüş gibi.
İnsanlığımı Yitirirken
İnsanlığımı YitirirkenOsamu Dazai · İthaki Yayınları · 202333,6bin okunma
Reklam
252 syf.
·
Puan vermedi
Bozkırdan ütopik ankaraya
Sınav için okuduğumuzdan didik didik ettik kitabı, kadro ekibiyle ilgili makaleler okuduk. Biraz büyüsünü kaybetti bende. Yakup kadrinin romanlarının hep çok net bir siyasi mesajları olduğu için roman olarak çok başarılı eserler olmasa da ben kalemini çok seviyorum sanırım. Ne yazsa 1-2 günde okuyup bitiriliyor. Ben kadın ağzından yazdığı kısımları da başarılı buluyorum açıkçası. Karakterleri hep bir mesajın ileticileri olsa da arada güzel iç tahliller yakalıyor
Ankara
AnkaraYakup Kadri Karaosmanoğlu · İletişim Yayınları · 20183,513 okunma
864 syf.
7/10 puan verdi
Jude, nolur özür dileme artık
Ağladım mı? Evet. Kitabı 2 günde başından kalkmadan bitirdim mi? Evet. Karakterlere bağlandım mı? Evet. Ama kitap kötüydü. Edebi anlamda, roman tekniği, karakter oluşumları her şeyi kötüydü. Basılı bir kitaptansa wattpadde fanfic okuyormuşum hissi yarattı. Son zamanlarda övülen kitapların hepsinde bu sorun var. Hepsi rahat okunan kitaplar, karakterler size bir şekilde kendilerini sevdiriyorlar ama teknik? Kitabın tamamı okuyucuyu baya salak yerine koyuyordu mesela. Anlatmayın , gösterin diye bas bas bağırılan kurmaca tekniğini inadına tam tersine çevirmişti. Sürekli birileri bize bir şey anlattı, hiç sahneye kendimizi kaptıramadık. Son 300-400 sayfa okuyucunun duygularını sömürmek için kurgulanmış gibiydi. Bu yüzden biraz kendimi her şeye hazırladığım için çok etkilenemedim. Benim için ilk bölümler çok daha keyifliydi mesela, arkadaş grubunun dinamiklerinin anlatıldığı sahneler. JB'yle küstükleri seferlerin birinde düğünde karşılaşmaları yerinde ağladım mesela. Daha kısa, daha az trajediyle ve daha iyi bir teknikle yazılsa kesinlikle çok daha iyi olacak bir kitaptı. Yüksek puanın tamamı da willem ve jude için. Yazarın salaklığı(ve muhtemelen acı fetişi) olmasaydı çok daha iyi bir sonları olabilirdi
Değersiz Bir Hayat
Değersiz Bir HayatHanya Yanagihara · Doğan Kitap · 20222,784 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
158 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Oruçluyken okumayınız
Bir noktadan sonra kitabı okurken ayaklarım soğuktan donmuş da kopacaklarmış hissi yaşamaya başladım. Soğuğu, açlığı ayaklarımda hissettim hep. Karakterin gururu bazı yerlerde deli etti. Al şu parayı adam ya da dur be olum senin de ihtiyacın var niye veriyorsun paranı dedim sürekli. Kıssadan hisse hikayelerinde bir avuç yemeğini paylaşan insanlarla denk gelmeye alışığız. Açlık'ın baş karakteri de adeta bir peygamber gibi erdemli. Ama kitap boyunca açlık hissi o kadar yoğun ki istemiyorsunuz erdemli olmasını. Nolurr yemek ye nolurr oldum ben bir noktadan sonra. Öyle yani güzel kitaptı, yazarın otobiyografik romanıymış sanırım. Açlık sınırından nobel kazanmaya giden bir hayat hikayesi Hamsunun ki. İlginç bir kişilik
Açlık
AçlıkKnut Hamsun · Varlık Yayınları · 201727,8bin okunma
672 syf.
7/10 puan verdi
Amerikan rüyası
Davidson ve Yüksektepe... Bruh, Amerika güzellemesi çok buram buram kokmasaydı biraz daha sevebilirdim o kısımları. Dünyanın geri kalanına demokrasi getiricez çabaları filan akdöaldçsşdşaşdşsşs. Allahtan Poyraz'ı sömürmeye kalkışmadılar :d Yazar zaten teşekkürler kısmında barack obamaya filan da teşekkür etmiş. Yazar biraz republicianlara ufaktan giydiriyor gibi geldi ama tabii bu tamamen benim spekülasyonum. Neyse yani bu göze fazla batan amerikan propagandası hariç baya keyifli bir seriydi. Bize kendini bir şekilde sevdiren villian(maven), başta sinir olup sonradan sevdiğimiz inanılmaz havalı gay queenimiz(eve), tam bir sub olan ana erkek karakterimiz (cal) ve nihayet mal olmayan ana kadın karakterimiz. Mareyi bu kadar seveceğimi düşünmüyordum açıkçası ama bayıldığım bir karakter oldu. 18 yaşında olması ve serinin kitlesi o yaş grubu olduğu için cringe hareketleri var mıydı? Evet. Ama genel olarak verdiği kararlar, idealinin arkasında durması, hatalarından -zor yollardan öğrense de- ders çıkarması ve dediğim gibi mal olmaması yani sldşaşdşsşdşsşdşsşdşsşdşsşs. Benim bu serilerde hiçbir zaman edebi zevk beklentim olmadı açıkçası o yüzden betimlemelerin gereksiz yoğunluğu, bazı savaşlardaki anlamsız stratejiler, 18-20 yaşındaki insanların 30-40 yaşında gibi davranmaları... Her young-adultta olan saçmalıklar bir kenara koyulduğunda seri çok uzun olmasına rağmen 1 haftada bitebilecek kadar iyiydi. Maven içimde kanayan bir yara oldu ama sonu hak ettiğinden çok daha merhametliydi.Yazar kıyamamış gibi karakterine. Özellikle kralın kafesini okurken Mare gibi ben de ümidi kesmiştim Mavendan. Aptal, güzel çocuk. Anneci erkekten olmuyomuş kızlar:,)
Savaş Fırtınası
Savaş FırtınasıVictoria Aveyard · Pegasus Yayınları · 2018561 okunma
Reklam
392 syf.
7/10 puan verdi
This is my 13th reason(Spoileeer)
Son 50 sayfaya kadar keyfim çok yerindeydi. Ohh dedim güzel fantastik distopik karışımı evren, darbeler, kanlı devrimler, sınıf ayrım, çok mal olmayan ana karakter(artık bu kitaplarda ana karakterlerden beklentim bare minimum seviyede ıq sahibi olmaları). Sonra o harika darbe planı geldi... Abi yani ciddi misiniz? Siz hiç böyle bir plan duydunuz mu ya? "Bak şimdi sen Adnan Menderes'i ikna et sana aşık çünkü, bize versin hükümeti kan dökmemiş olalım". Mare'nin de oha abi çok mantıklı plan hemen Cal'e cilve yapayım ben demesi. Size var ya bu aptallıkla Maven az bile yaptı. Maven... Allahın cezası herif. Hepimiz güvenmiştik sana. Başından beri ipuçları verip duruyorlardı. O anasının oğlu dikkat et baaak diye ama bizim MAL ana karakterimiz. Yhaa siz onu tanımıyorsunuz diye dolaşıyordu. BRAVO. Lucas'ı da kurtaramadınız. Yavrumun ne suçu vardı. Offff. Valla sonlara kadar çok iyi gidiyordu ya. Bu arada ileriki kitaplarda bu düzeliyordur umarım ama Maven'ı birden şeytana çevirmelerinden nefret ettim. Sanki Cal çok masummuş gibi sırf ihanete uğradığı için daha iyi karakter oldu birden. Bence ikisine de hak verilecek şekilde kurgulansa daha iyi olurdu. Çok az daha bir uğraşla game of thronestaki gibi bize karşı tarafı da sevdirecek bir kurgu yapılabilirdi. Ama yok illa kötü kraliçe olacak. Ughhh.
Kızıl Kraliçe
Kızıl KraliçeVictoria Aveyard · Pegasus Yayınları · 20152,751 okunma
268 syf.
8/10 puan verdi
Sigmalar çekilin büyüğünüz geldi
Kitap lisedeki o sürekli her şeyi anlamsız bulma,insanları yargılama, keyif duygusundan noksanlık halini hatırlattı bana. Bukowskinin şanssızlığı doğduğu aileden çok doğduğu dönemdi bence. O bunalım halka öyle bir sirayet etmiş ki ne yapsa anlam bulamıyordu. Herkes çok yavan bir hayat sürüyordu gerçekten. Sürekli olan cinsel bir açlık, duyuları uyuşturma, baba nefreti, yumruklar, kan bulaşmış gömlekler, çıbanlar, yarıklar(!), yozlaşma, yozlaşma, daha çok yozlaşma. Bir noktadan sonra Amerikan toplumundan nefret ettim. Henry'nin çok az bir şefkatte değişen hareketleri, kedileri sevmesi, anlamsız şiddeti sevmemesi, annesi onu hiç savunmamışken yine de üzülmesini istememesi. Ne biliyim yani. Bana biraz dokundu bu kitap. Sisteme uyunca özgür olunmayacağını ama outcast olunca da sürekli bir kendinden ve toplumdan iğrenme halinde olunacağını fark ettirdi. Üzüldüm, iğrendim ama bir şekilde keyifliydi de. Bukowski okumaya devam ederim muhtemelen. Ya da beni depresifleştirdiği için bir daha kapağını açmam bile. Bu arada Bukowski kitabının ekonomisi kötü bir ülkede en pahalı yayınevlerinden birinde yayınlandığını bilse küfrederdi. 100 lira verdim kitaba o da metisin ayıbı olsun
Ekmek Arası
Ekmek ArasıCharles Bukowski · Metis Yayınları · 20126,8bin okunma
480 syf.
5/10 puan verdi
Yine bir "Second Male Character" vakası
Hafif spoiler! Yani... Jacks onu alma beni al ya valla bak. 3.kitap bence gereğinden fazla uzundu. Legendla Tella'nın tartışmalarını azaltıp, Scarlettin güçlerine biraz daha odaklanabilirdik Gavriel ilginç bir karakterdi daha çok tanıyabilirdik. Hatta onun gözünden Paloma'nın ihanetini okuyabilirdik. Kitapta çok fazla potansiyel kaybı vardı. Scarlett'in Julian'ı kendinden nefret ettirmeye başladığı yer benim çok hoşuma gitti ama kitapta bunla alakalı başka bir şey okumadık. Ya da scarlett hiç güç sarhoşu olmadı. Ne biliyim yani 18 yaşında birinin bu kadar görmüş geçirmiş birisi gibi karar verip ben bu gücü istemiyorum demesi?? İnsanların duygularını kontrol edebiliyorsun be kızım. Scarlette karakter olarak çok haksızlık edilmiş gibi hissediyorum. Mireler bence kitabın ana karakterlerinden çok çok daha ilgi çekici karakterlerdi. Ve anlamsızca bana daha insan gibi geldiler. Bizim karakterler hep en doğru en iyi kararı veriyorlardı. Ve Legend. Yani. Bir serinin etrafında döndüğü karakter bu kadar mı işlevsiz olur. Ne yaptı ki bu kitapta ben anlamadım. Gavrieli öldürme fikri Scarletten çıktı, geçmişe Suikastçı götürdü, Tellayı içeri Jacks soktu, son darbeyi Tella vurdu. Eeee Legend neresinde bu hikayenin? Gelip gidip ağğğbi aşk güçsüzlük salağk mıyızz triplerine girdi, Jacks'e sinirlendi, hem Tella'yı hem beni sinir krizine soktu. Dante ile Legend cidden farklı adamlardı aksine ikna olmuyorum. Seriyi Jacks takıntısıyla uğurlayıp Once Upon a Broken Heart okumaya gidiyorum
Finale
FinaleStephanie Garber · Dex Kitap · 2021521 okunma
249 syf.
10/10 puan verdi
inn-sewer-ants'lardan özür diliyoruz
Bayıldım? Yani bu kadar ince bir evrene giriş kitabı olmasına mı, mizahına mı, çevirisine mi, karakterlerine mi bilmiyorum. Ama fazla iyiydi. 1 günde bitti zaten. Hiç bu kadar güldüğüm fantastik bir seri olmamıştı sanırım. Rincewind çok iyi bir anti kahraman. İkiçiçek ve sandıkla oluşturdukları küçük grubun dinamiklerine gülmekten patladım sürekli. Ve bir kaplumbağa üzerinde uzayda ilerleyen gezegen mi? 8.renk oktarin mi? Fizik kurallarına kadar bildiğimiz evrenden tamamen farklı yepyeni bir kaplumbağalar evreni. Her şey absürt geldi ama nasılsa bu absürtlükten 51 kitaplık seri çıkarmış. İlk kitabını aldıktan sonra devamını epub okurum diye düşünüyordum ama tüm seriyi alacağım sanırım.
Büyünün Rengi
Büyünün RengiTerry Pratchett · Delidolu Yayınları · 2015439 okunma
592 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
19 günde okudu
You'daki Joe vs Kemal tarafını seç
!Spoileeeeer! Yani bunun bir aşk hikayesi olduğuna inanmıyorum ben. Orhan Pamuk bu bilinçle mi yazmış bilmiyorum ama umarım Kemal'i eleştirmek için yazılmıştır. Füsun'a yaşattıkları o kadar adiyceydi ki. 8 yıl ya. Sosyal statüsünü kullanarak o eve girip çıkması, ailenin bu gidişe dur diyememesi,o evdeki koca denilen müsvedde. Füsunumu ünlü etmediler. En sonda ben ünlü olmak istiyordum dediği ana kadar duymadık kadının sesi. Ben en sonuna kadar Füsun'un ne istediğini bilmiyordum mesela. Çünkü hep Kemal'in bakış açısından okuduk. 18 yaşındaydı Füsun ya. Bilmiyorum yani edebiyat tarihinde çok kötüler okuduk ama mağdur olduğunu zannedip bu kadar karşı tarafa zarar vereni beni daha çok etkiledi. Masumiyet Müzesini de gezdim bu arada. Modern edebiyatın bu deneysel tarzları etkiliyor beni ne yalan söyleyeyim. Elimde pasajdan alınmış eski korsan basım kitapla gidip kitabın bilet yerine geçmesi, elinde kitapla müzeyi gezmek, Beyoğlu sokaklarında turlamak filan. Keyifli bir tecrübeydi. Müzesine kesin gidin, mümkünse tek dolaşın. Eski İstanbul'u okumak inanılmaz hoşuma gidiyor benim. Bu kitabı da bitirmemi sağlayan o oldu. Yoksa Kemalin o pis saplantısı sonuna kadar rahatsız etti beni. Gerçek kötü Kemaldi maalesef
Masumiyet Müzesi
Masumiyet MüzesiOrhan Pamuk · İletişim Yayınları · 200841,2bin okunma
Reklam
210 syf.
6/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Yeşilçam mı izlesem Yaşamak mı okusam?¿
!Spoilerlı bir inceleme ama kitapta spoilerın bir önemi yok bence en başındsn nasıl bir sona gidileceği belli.Yani tamam hızlı okunuyor, güzel çin devriminin halk üzerindeki etkilerini gayet basit ve çarpıcı bir şekilde gösteriyor. Zamanında yasaklanmış bu yüzden. Ki bu bana popülaritesi bu yasaklanmadan dolayı mı geliyor dedirtti. Çünkü kitapta beni can evimden vuran bir şey olmadı. Sen de kalpsiz misin onbeşbin insan öldü diyeceksiniz. Tam da bu yüzden vurmadı kitap beni. Sonlarda adamın damadıyla torununu okurken artık sinirden kahkaha attım. Yani bu kadar trajediyle bizi paaat paaat diye vurmanın anlamını çözemedim. Sadece oğlu yeterliydi bence. O gerçekten canımızı acıtan, kurguda yeri olabilecek bir ölümdü. Sistemin mağdur ettiği masum can . Ama geri kalanlar? Was it necessary really? Okuduğuma asla pişman değilim. Çünkü bir halkın başına gelenleri en iyi edebiyat yansıtıyor bence. Bizim toplumcu gerçekçileri seviyorsanız alıp okuyun. Ama bi Yaşar Kemal, Refik Halit Karay gibi edebi keyif de beklemeyin. Fakir Baykurt ayarında bir beklentiyle okursanız keyif alırsınız.
Yaşamak
YaşamakYu Hua · Jaguar Kitap · 201633,3bin okunma
232 syf.
9/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Yerdenize veda ederken
Hiçbir seriyi bitirdiğimde bu kadar üzülmemiştim sanırım. Yani beni neyin bu kadar etkilediğine de tam parmak basamıyorum. Ursula'nın kalemi gerçekten büyülü filan sanırım. İlk iki kitabı çok hızlı bitirip kalan kitapları olabildiğince yayarak okudum. Tehanuyu mesela yağmurlu bir günde odamın güvenliğinde okudum, Atuan Mezarlarını pandemi yılında köyde kimsenin olmadığı bir köşeye çekilip okudum, Yerdeniz Öykülerini geçen yaz yazlıkta regl olduğum için denize giremeyip evde tek başıma oturup şeftali yerken okudum, Öteki Rüzgarı ,serinin sonunu,özellikle bu yaza, 22 yaşıma sakladım, niyeyse 22 benim için ilk gençliğin bitip genç yetişkinliğe geçiş yaşı gibi hissettiriyor. Yerdeniz Serisi kadınların Yüzüklerin Efendisi gibi geliyor bana. LOTR mesela daha savaşı, ömürlük dostluğu, çağların bitip yeniden başlaması gibi büyük olaylarla ilgilenirken Yerdeniz bireysel hayat yolculuğunu merkezine alarak dünyasını anlatmaya başlıyor. Kadın olmayı Atuan Mezarları kadar güzel anlatan bir kitap yok. Benim için en güzel coming of age kitabı. Ve Ged, karakterin adını her gördüğümde uzun süredir görmediğim bir arkadaşımı görmüş gibi heyecanlanıyorum. Birileri çevik atmaca diyince sanki eski yaşanmış gençlik anılarım aklıma geliyor. Yani inanılmaz seviyorum Gedi. Men written by women sevdamız bitmiyor maalesef. Aşkı, büyümeyi, sorumlulukları, otoriteyi hayata dair her şeyi bulabiliyorsunuz Yerdenizde. Ursula'ya keşke teşekkür etme şansım olsaydı.
Öteki Rüzgar
Öteki RüzgarUrsula K. Le Guin · Metis Yayınları · 20201,435 okunma
462 syf.
6/10 puan verdi
Jacob vs Edward ikilemine yine düşünce kızlar
Bayyyadır bu tarz seriler okumuyordum iyi geldi açıkçası. Kitap birincisinden çok daha iyiydi, tella en azından daha güçlü bir karakter bana göre. Yine de çoğu klişeden kurtulamıyoruz. Mesela tella ne zaman tehlikede olsa ya dante ya vale(jacksi vale diye çeviren çevirmene de ayrıca) kurtarıyor. Kızı ikisi de bir türlü rahat bırakmıyorlar. TELLA CHOOSE ME, PıCK ME diye dolaşıyorlar. Ben de twilighttan beri jacob sendromu var o yüzden Valeciyim maalesef. Olmayacakları çok belli, kız sevmiyor da ama napalım. Scarletti zaten sevmemiştim bu kitapta kızı hepten yerle bir etmişler. Ben bu kız karrrdeşimmm canımmm benim senin için dünyam yansın ilişkilerini de anlamıyorum bu kitaplarda. Yazarların kız kardeşleri mi yok anlamıyorum ki. Hiç mi kavga etmiyor bu kardeşler. Hiç birbirlerine yaw scar/tella sen salak mısın topla kendini demiyorlar anlamıyorum. Bir de yazarın elbiselere olan ilgisi bazı yerlerde ne alaka şimdi bu elbise dedirtti. Kadın macerada orda burda koşuşturuyor giydirsene rahat bir pantolon bir şey. Gelen giden kıza kutuda elbise yolluyor. Yok dekoltesi öyle, rengi şöle, yırtmacı şöölee. Ee nası koşcak kız bu elbiseyle?? Neyse kitap overall keyifli, cheesy olsun, yakışıklı erkekler arasında kalalım, biraz da gizem olsun diyorsanız okunur. Ve son bir nokta MY LOVE'I AŞKIM DİYE ÇEVİREMEZSİNİZ YA VERMİYOR AYNI HİSSİ İŞTE hayatım birtanem güzelim filan diyr çevirin cringe oluyorum vale ya da dante her aşkım dediğinde
Legend
LegendStephanie Garber · Dex Yayınları · 2019691 okunma
528 syf.
·
Puan vermedi
·
37 günde okudu
Arenaya Geri Dönüş
Son zamanlarda trajik bir şekilde yolları ayrılan aşıklar/kardeşler/ arkadaşları anlatan içerikleri tüketmeyi çok seviyorum. Sonunda acı çekiyor olsam da niyeyse hissettirdikleri çok gerçekçi oluyor. Suzanne Colins'in kalemi bence basit, bu yüzden genelde herkes 13 14 yaşında okudu seriyi. Ama bu basitliğe rağmen karakterlerini derinleştirebiliyor. Corionalus bu açıdan çok içimizden biriydi. Distopik/ Fantastik serilerde ana karakterlerin sürekli en doğru şeyi yapmak için kendi çıkarlarını yok sayması, ne kadar müşkül olurlarsa olsun tanımadıkları insanlar için bile her şeylerini (canları dahil) feda etmeleri bazen beni kitaptan koparabiliyor. Snow'un her yaptığını yapmazdım ama yaptığı her şeyin nedenini anlayabiliyordum. En sonda kulübedeyken "bu hayat tarzı macera olarak iyi ama tüm hayatım böyle olsun istiyor muyum" sorgulaması özellikle çok çok iyiydi. Aşk, konfor ve güvenliğe her durumda tercih edilebilir mi? Gerçek hayatta bunun böyle olmadığını biliyoruz. Refah durumu az biraz değişince çoğu çiftin ilişkisi sarsılıyor. Snow bence Lucy'i gerçekten de sevdi. Ama yaşadığı çocukluk yüzünden konfor, güvenlik ve kontrol çok daha önemliydi. Bu önceliği yüzünden art ardına başkalarına zarar veren kararlar alıp durduğu için kötüye dönüştü bence. Bir noktadan sonra zarar verdiği insanları önemsemeyen bir canavara dönüştü.Her kararının ölüm ya da sürgün olmadığı daha az otoriter bi devlette Snow içimizden biri olurdu. Ama belli bir yaştan sonra terapiye gitmesi gerekirdi muhtemelen:d
The Ballad of Songbirds and Snakes
The Ballad of Songbirds and SnakesSuzanne Collins · Scholastic Press · 20201,206 okunma
647 syf.
·
Puan vermedi
·
46 günde okudu
Feyre ve ablaları yasaklansın
Kitap fena değildi ve akıcıydı evet ama 3.kitabı okuma isteği uyandırmadı bende ve bir seri okuyorsam devam kitabına saldırmam gerekir. Sarah bunu ilk kitapta da becerememişti. Pintereste girip Rhys'in asıl karakter olacağını gördükten sonra 2.yi okumaya karar vermiştim. Kitapla ilgili sevdiğim şey Feyre'nin içine hapsolduğu ilişkiden
Sis ve Öfke Sarayı
Sis ve Öfke SarayıSarah J. Maas · Dex Yayınları · 20202,937 okunma
388 syf.
3/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Balon
Kitap akıcı evet evelynin hayat hikayesini merak ettiriyor ve gürültülü deniz kıyısında bitirebildiğim tek kitap oldu. Çünkü dili o kadar yavan o kadar basit ki. Bazen paragraflar atlayıp bir şey kaçırmamış oluyordum. Sevdiğim şeyleri en sonda söyleyeceğim ve spoilerlı bir inceleme olacak Kitap hakkında 21.yy klasikleri arasına girebilecek
The Seven Husbands of Evelyn Hugo
The Seven Husbands of Evelyn HugoTaylor Jenkins Reid · Atria Books · 20173,208 okunma
Reklam
160 syf.
3/10 puan verdi
Livaneli müzik yapsa daha iyi
Akıcılığı ve bana yezidiliği öğreterek genel kültürüme katkıda bulunması dışında hiçbir artısını göremediğim kitap. Bazen bu tarz popüler kültüre oynanan kitapları okuduğumda bunu yazabilecek bir sürü daha insan vardır diye düşünürken buluyorum kendimi.Çevresi ve bağlantıları daha güçlü olanların oldukça basit yazılmış çok da uğraşılmamış eserlerle para kazanmasına üzülüyorum. Bir kitap bize ille de bir şey katsıncılardan da değilim.Kurgu iyiyse, hayal gücünü besliyorsa yeterlidir. Kitabın karakterleri sıkıcıydı, iyi oluşturulamamışlardı.Kurgusu çok basitti, öngörülebilir bir anlatımdı. Sadece yoğun bir trajedi anlatısıyla "şaheser" olarak adlandırılan basit bir kitap sadece. Ayrıca kapitalizm ve modern dünya eleştirisimsi şeyleri de çok sığ buldum. Aforizmadan öteye gitmiyordu
Huzursuzluk
HuzursuzlukZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201799,4bin okunma