Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
128 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Giriş:Modern Siyaset Bilimi kurucusu olarak kabul edilen Machiavelli'nin bu kitabında o dönemki İtalyan siyasi bölünmüşlüğe karşı 'birleşin' niteliğinde bir çağrıdır. Özellikle bu çağrı o dönem İtalyan yarımadasında bulunan güçlü karakterlerden olan Borgia ve Sforza'ya yöneliktir. Çünkü bir dönem İtalya hem Fransız hem İspanyol
Prens
PrensNiccolo Machiavelli · Remzi Kitabevi · 201414,7bin okunma
Aihm devlet terôrünü aklamak adına kurulmuş batının yalancı demokrasi serabıdır.
Reklam
Mustafa Kemal Atatürk'ün Söylediği 75 Söz | Atatürk Sözleri ve Anlamları Cumhuriyetimizin kurucusu, başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk, yaşam şekli ve üstlendiği görevleri gereği çok yönlü bir liderdi. Verdiği demeçler, söylediği sözler, aktardıkları ve daha nicesi hayatın her alanında önemli tavsiye, fikirler ve sözleri içeriyor. Spor,
Hilafetin kaldırılmasının, Kürt eşrafı için çok daha büyük bir anlamı vardı: Kürtlüğün daha önce İslâm’la özdeşleşmesini sağlayan ve Kürt-Türk ittifakının tek garantisini oluşturan din kardeşliğinin sonu anlamına geliyordu bu. Halifelik meselesi üzerinde, TBMM’de Kürt mebus Yusuf Ziya ile Mustafa Kemal arasında geçen şiddetli tartışma, Batılılaşmış Kürtlerin de bu tepkileri paylaştığını gösterdi. Şeyh Sait’in Kürt ulemasına ve aşiretlerine yolladığı mektuplar bu konuda daha da nettir: "Daha önce ortak bir hilafetimiz vardı ve bu, bizim dindar halkımıza, Türklerle aynı topluluğun bir parçası olmanın derin bir hissiyatını veriyordu. Hilafetin ilgasından beri bize kalan tek şey Türklük baskısıdır."
Sayfa 109
1924’te hilafetin kaldırılması, bağımsızlığın başlangıç projesine ihanetin daha ileri bir kanıtı olarak görüldü. Sadece dindarlar veya tarikat mensupları değil, -Lütfi Fikri, Hüseyin Cahid gibi- bazı ateistler de hilafetin kaldırılmasını, Osmanlı mirasının sonunu getiren ve Kemalist elitin iktidarı tam olarak tekeline almasını sağlayan son bir adım olarak gördüler.
Sayfa 109
128 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Prens
Açıkçası kitabı günümüze göre olan basitliği ile eleştiren bir çok kişi olmuş bu kitapta bir prens için ne kadar geçerli kural ve kaide var ise bunu günümüzdeki bir çok olaya ve duruma da gayet optimize edip uyarlayabiliriz bu yüzden eski ve basit bir siyaset kitabından çok daha fazlası var bence bu kitapta bu yüzden sadece bakmak ve görmek arasındaki farkı anlayarak okunması gereken bir kitap
Prens
PrensNiccolo Machiavelli · Remzi Kitabevi · 201414,7bin okunma
Reklam
Celali isyanlarının uzun sürmesi aslında profesyonel olmaları:
Habsburglar ya da Safeviler gibi dış düşmanların aksine, Anadolu Ce­lalileri ve özellikle aralarındaki sekban ve leventler, önemli bir eğitilmiş gi­zil gücü temsil ediyordu. Bazı durumlarda yeniden Osmanlı komuta zin­ciri içine çekilerek, dış düşmanlardan gelen saldırıların ilk şaşkınlığuıı at­latmada onlardan yararlanılıyordu. Böyle bir zamanda, Osmanlı kıyafetli ve nakit Osmanlı parası ödenerek tutulmuş Cclali sekbanlarımn, başka herhangi bir paralı asker kadar yararlı olma olasılığı vardı. Ama isyancılara karşı izlenen bu siyaset, yerlerinden koparılmış Anadoluluları barışçı faaliyetlere yöneltmedi.
119 syf.
·
Puan vermedi
·
13 saatte okudu
Araştırmacılığı yaşama biçimine dönüştürmüş bir gazetecinin, beslenme kaynaklarını iyi bilen bir aydının duyarlılığını yansıtıyor.. Türkiye`de yazarlar, gazeteciler evrensel kültür ile haşır neşir oldukça, okurlarına o ölçüde katkıda bulunacaklardır.. Ama diyeceksiniz ki, kullan kafanı, dön köşeyi ahlakının köşe başlarını tuttuğu bu dünyada evrensel kültürün günlük siyasete etkisi ve kıymeti harbiyesi nedir? Yok yok, bunlar da aşılacak.
Uğur Mumcu
Uğur Mumcu
`nun, Atilla İlhan ve Adalet Ağaoğlu ile roman; Aziz Nesin ve Sadun Aren ile demokrasi; Avni Arbaş ve Duran Karaca ile resim; Halit Çelenk ve Mehmet Ali Aybar ile insan hakları üzerine söyleşileri var. Evrensel kültürün sanat siyaset ve düşün rüzgarları ile Türkiye er geç çağdaş uygarlığa demir atacak! diyen, çağının en büyük suçuna ortak olmadığı, suskun kalmadığı için öldürülen Uğur Mumcu`nun bu yapıtını da geleceğe aktaracak olan okurlarıdır. Düşünceleri uğruna öldürülenlerin unutulmaması dileğiyle... Aydınlık özgür düşüncelerin yazıldığı, söylendiği yarınlara
Söze Nereden Başlasam
Söze Nereden Başlasam
.
Söze Nereden Başlasam
Söze Nereden BaşlasamUğur Mumcu · Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı (UMAG) Yayınları · 200030 okunma
"Ben büyük olmak için yeterince basit ve basit olabilecek kadar büyük olan öğretmeni arıyorum."
Joseph Goebbels
Joseph Goebbels
Şimdi efendim, bence Marksizm genel hatlarıyla bilimsel bir teori. Ama her bilimsel teori icat edildiği zamandaki koşulların içinde kalamaz. Mutlaka onu aşması icap eder ki, gerçeği daha derinden kavrasın. Binaenaleyh sosyalizmin de bu yola girmesi şu yakın geçmişteki deneyimlere de bakarak, Rusya'nın Sovyetler Birliği'nin başından geçen olaylara da bakarak yeniden bir atılım yapması şarttır. Bu da Leninizm teorisi, öncüler teorisiyle sosyalizm olmaz. Öncüler teorisiyle devlet ele geçiriliyor. Zaten o teoriyi sosyalizm ortaya çıkmadan ewel bütün diktatörler, bu teoriden hareket ederek devleti ben ele geçiririm ondan sonra ben icabına bakarım demişlerdir. Yani buradan hareket ederek mutlaka Leninist teorinin bir tarafa bırakılması zamanı geldi." Uygarlık tarihi için 70 yıl çok büyük bir zaman dilimi değil belki de?
Sayfa 114 - 30 ekım 2000Kitabı okudu
Reklam
·
Puan vermedi
Kimi hikayeler insanı uyandırır ve yaşamda bir dönüşüme yol açar. Maya'nın hikayesi de öyle. Yaşadığı birkaç gün onun hayatında dönüm noktası olacak ve kendine, geçmişe, geleceğe kısaca dünyaya bakış açısını değiştirecektir. Geçmişi unutturmak istemiyorsanız bunu hikayeleri ustaca anlatarak, o duyguları hissettirerek yapabilirsiniz. Aksi takdirde bir düz yazıda yazılan ölüm sayıları, adaletsizlikler, aşk acısı gibi hiçbir şey insanda bir iz bırakamaz. O zaman yaşanmışlıklar, acılar kendi dönemlerinde gömülür kalır ve sonrasında hissedilmezler. Yazar yaşanmışlıkları öyle anlatıyor ki sanki olaylar hiç geçmişte yaşanmamış, o insanlar hâlâ aramızda ve bir yerlerde acı çekiyorlar gibi. Kitapta aşk, tarih, siyaset gibi pekçok kavram iç içe. Hikayeyi okudukça bir yandan duygulanıp bir yandan da olup bitenleri sorguluyorsunuz. Öte yandan aşkı iliklerinize kadar yaşıyorsunuz. İnsanlar duyguların tümüyle tanışık değildir. Bazen aşkı, bazen bir bir ölümü acısını, bazen başka bir duyguyu bilemezsiniz. Bunların nasıl bir his olduğunu nasıl bir psikoloji yaşattığını anlayamazsınız ama bir kitapta bu duyguları hissedebilir anlayabilirsiniz. Bazı kitaplar sizi bilmediğiniz anlam veremediginiz duygularla tanıştırır. Serenad da benim için o kitaplardan biriydi. Bana daha önce hissedemediğim yaşayamadığım duyguları yaşattı.
Serenad
SerenadZülfü Livaneli · İnkılap Kitabevi · 2021136bin okunma
Peki Aziz Bey, bu ilk gününde kurultayın, Prof Dr. Mümtaz Soysal'ın ilginç bir tezi vardı. Diyor ki, "Partiler sivil anayasa konusunda önerilerini şimdiden getirsinler" bu da gerçekçi bir yaklaşım değil mi? "Kemal Tahir'in bir sözü vardır, l960'tan sonra anayasa yaparken, taslaklar ortaya çıkarken çok zaman geçti. O kızıyordu tabii. Abartarak konuşurdu. 'Yahu bunlar ne biçim anayasa profesörü? Her anayasa profesörünün her cebinde 4-5 tane anayasa taslağı olacak.' Derdi. Tabii öyle olmayacak, ama anayasa taslakları anayasa profesörlerinin dosyalarında olmalıdır. Muhalefet parililerin dosyalarında olmalıdır. Taslakları ve bunun tartışmaları şimdiden yapılmalıdır. Neyi nasıl yapacaklarını biz bilemeyiz. Bu kendileri için de gereklidir, bizim için de gereklidir. Onun için Mümtaz Soysal'a hak veriyorum.'' Ben
Sayfa 92 - 30 ekım 2000Kitabı okudu
Tabii, çoğulcu olmanın, çoğulcu demokrasiyr sahip olmanın "olmayınca olmaz" koşullarından biridir bu. O zaman demokrasi olmaz. O zaman çok partili faşizm olur, Türkiye'ye özgü. Sadece Türkiye'ye özgü değil, başka ülkelerde de örnekleri var. Bizdeki alaturka türüdür diyorum. Peki Sayın Aren demin dediniz ki, bir t akım illegal kuruluşlar, kurulacak bir komünist partisini de yönetmek isterler. Kukla olmamak gerekir. Siz TİP'in yöneticilerindendiniz. Adını da söylüyorum TKP diye bir parti vardı. Böyle bir uzak t an yönetme ya da yönetilme eğilimi hisset t iniz mi? "Hissetmedik. Nedeni şu, çünkü 61, -71 döneminde TKP güçlü bir parti değildi henüz. TKP'nin güçlenmesi ve Türkiye'de yer alması, ciddi bir yer alması 1 97 1 tarihinden sonra, yani TİP'in kapatılmasından sonra olmuştur.
Sayfa 75 - 30 ekım 2000Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.