Bir yılbaşı gecesiydi. Dondurucu, kavurucu bir soğuk vardı.
Yoldan geçenler paltolarının yakasını kaldırmışlar, atkılarına bürünmüşler,
hızlı hızlı yürüyorlardı. Kimi evine geç kalmış, acele ediyor, kimi bir
eğlence yerine gidiyordu.
Çocuklar koşuyorlar, birbirlerine kartopu atıyorlardı.
Gecenin zevkini en çok onlar çıkarıyorlardı.
Güldünya Tören, töre cihayeti deyince akla gelen ilk isimlerden biri. 1 Mart 2004’te aile kararıyla öldürüldü. Suçu, ona tecavüz eden akrabasından hamile kalmasıydı. Olay ortaya çıktıktan sonra aşiret, köyü terk etmesini istedi. Güldünya kabul etmeyince İstanbul’a amcasının yanına yollandı. Abisi peşine düştü, cinayetten polise sığınmak suretiyle
kitabı ismini ilgi çekici bulduğum için aldım. İçeriği hakkında fikrim yoktu. anlatılan hikaye ismi kadar ilgi çekici değil sokak terörlerine karışmış bir gencin hikayesi anlatılıyor. anlatım dilinde argo kelimeler hakim olup, gencin suçu işlerken hissettikleri anlatılmaktadır. merak ederek aldığım bir kitap ancak hayal kırıklığına uğradım. Açıkçası otomatik portakal isminin altında başka bir hikaye hayal etmiştim. böyle bir hikayenin işleneceğini düşünmemiştim.
Otomatik PortakalAnthony Burgess · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 200992,2bin okunma