Not: Bu ileti eserleri orijinalinden ve sonrasında Türkçe çevirilerinden okuyan insanların görüşlerinin derlenmesiyle yazılmıştır. Sonrasında sitedeki okurların katkıları eklenmiştir.
Günlerdir çevirmenlerin dünyasına daldım ve haklarında o kadar çok şey okudum ki beynimden dumanlar çıkıyor. Yabancı dilde yazılmış eserlerde en rahatsız olduğum
Orhan Pamuk, deyince herkesin aklına tabi ilk Nobel alan ilk ve tek Türk yazarı geliyor. Öncelikle Nobel kısmına girmek onu tanımak için bence gerekli. Bir yazarın Nobel Ödülü alabilmesi için ülkesi eğer ki Dünyadaki Güçlü ve Söz Sahibi o meşhur ülkelerden değilse, kendi ülkesi ile ilgili sorunlu olması gerekir. Nobel çünkü kaos sever, entrika sever,
Allah'a inandıklarını söyleyen fakat O'nun dini için ne zaman , ne para , ne de hayatlarını feda edemeyenlerden olmayalım . Harekete geçelim ve sahip olduğumuz ne varsa hepsiyle Allah yolunda savaşalım .
Konuşma diliyle yazılan ilk kitap, doğrudan sizinle konuşuyor. O herkesten sakladığınız ezik büzük olan kötü yanlarınızla, kaçtığınız benliğinizle, duvarlar ördüğünüz o yanınızla, kimse görmesin diye rengarenk boyadığınız o duvarlarınızdan bahsediyorum.
Tam olarak onlarla konuşuyor. Tek bir farkla Bardamu tam anlamıyla bu yanlarının farkında olan
Kitap incelemesine geçmeden önce yazar hakkında kısa bir bilgilendirme yapmak istiyorum. Tıp fakültesi mezunu olan yazar Mario Mazzanti İtalya/ Milano’da dünyaya gelmiştir. Edebiyat dünyasına ilk adımını ise şu an incelemesini yapacağımız Şah Mat adlı romanıyla atmıştır. Polisiye, gerilim türü olan bu romanıyla da edebiyat dünyasında adından söz