«Yine de bazı şeyleri göze alabilmeli, bir yerden başlamalıyız. Allahtan, kimse ölümsüz değil. Dolana, zorbalığa, hınca koşullanmış kişiler bir gün gelip ölecek. Evet, onlar ölecekler ve iyiliğe koşullanmış kadın ve erkekler alacak yerlerini. Bizde bu iş böyle oldu, sizde de olabilir.»
«Doğru, olabilir,» diye kadına katıldı Will, «Ama bombaları, milliyetçiliği, ve her yıl dünya nüfusuna eklenen elli milyon insanı düşünürsek, olmayacağı kesin.»
«Bu yolda çaba göstermeden nasıl bu denli emin olabilirsiniz?»
«Dünyamızın bugünkü koşulları değişmedikçe kimse çaba göstermez. Ve elbet, bizler çaba göstermedikçe dünyamızın bu günkü durumu değişemez. Çabalayıp, en azından sizin kadar başarılı olmadıkça. Böylece yine soruma döndük: İyi, iyi, iyi, Pala’da bile pek çok kötü, kötü olduğunu anlayınca ne olacak? Bu gerçekle karşılaşan çocuklar büyük sarsıntılar geçirmezler mi?»
«Bu sarsıntılara karşı bağışıklık kazanmalarına çalışırız.»
«Nasıl? Küçüklüklerinde onlara yaşamı zehir ederek mi?»
«Hayır. Gerçekleri göstererek. Onlara sevgi ve özgüven öğretiriz, ama aynı zamanda gerçeğin tüm yönleriyle karşı karşıya gelmelerini sağlarız. Ve onlara sorumluluk yükleriz. Pala’nın cennet bahçesi, ya da Kokain Ülkesi olmadığını iyice anlarlar. Adamız iyidir, güzeldir, ama bu niteliklerin korunabilmesi için herkesin ortak çaba göstermesi, doğru, dürüst davranması gerekir. Hem, yaşam gerçekleri değiştirilemez. Bu adada bile.»