Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
«Yine de bazı şeyleri göze alabilmeli, bir yerden başlamalıyız. Allahtan, kimse ölümsüz değil. Dolana, zorbalığa, hınca koşullanmış kişiler bir gün gelip ölecek. Evet, onlar ölecekler ve iyiliğe koşullanmış kadın ve erkekler alacak yerlerini. Bizde bu iş böyle oldu, sizde de olabilir.» «Doğru, olabilir,» diye kadına katıldı Will, «Ama bombaları, milliyetçiliği, ve her yıl dünya nüfusuna eklenen elli milyon insanı düşünürsek, olmayacağı kesin.» «Bu yolda çaba göstermeden nasıl bu denli emin olabilirsiniz?» «Dünyamızın bugünkü koşulları değişmedikçe kimse çaba göstermez. Ve elbet, bizler çaba göstermedikçe dünyamızın bu günkü durumu değişemez. Çabalayıp, en azından sizin kadar başarılı olmadıkça. Böylece yine soruma döndük: İyi, iyi, iyi, Pala’da bile pek çok kötü, kötü olduğunu anlayınca ne olacak? Bu gerçekle karşılaşan çocuklar büyük sarsıntılar geçirmezler mi?» «Bu sarsıntılara karşı bağışıklık kazanmalarına çalışırız.» «Nasıl? Küçüklüklerinde onlara yaşamı zehir ederek mi?» «Hayır. Gerçekleri göstererek. Onlara sevgi ve özgüven öğretiriz, ama aynı zamanda gerçeğin tüm yönleriyle karşı karşıya gelmelerini sağlarız. Ve onlara sorumluluk yükleriz. Pala’nın cennet bahçesi, ya da Kokain Ülkesi olmadığını iyice anlarlar. Adamız iyidir, güzeldir, ama bu niteliklerin korunabilmesi için herkesin ortak çaba göstermesi, doğru, dürüst davranması gerekir. Hem, yaşam gerçekleri değiştirilemez. Bu adada bile.»
531 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitap kendi içerisinde üç bölüme ayrılmış. Birinci kitapta Kinyas ve Kayra'nın kesişen hayatları anlatılıyor. Bir amaç için birlikte çıktıkları yolculukta dünyaya meydan okuyor, her türlü pisliğe bulaşıp her ne hikmetse yakalanmadan farklı ülkelere, şehirlere seyahat ediyorlar. Birçok politik, ekonomik ve sosyal eleştiriler bulunmakta. Haklılık
Kinyas ve Kayra
Kinyas ve KayraHakan Günday · Doğan Kitap · 202226,9bin okunma
Reklam
Nevroz Nedir ? En belirgin özellikleri
Bir kişinin genellikle nedenini bilmediği ya da çok az bildiği iç çatışmalar ile birlikte, toplumsal yaşama uymak için gösterdiği çabalardan kaynaklanan ve hiçbir anatomik, fiziksel nedeni olmayan ciddi ve sürekli davranış bozukluklarına nevroz denir. En belirgin ve yaygın nevrozlar, kişilik bozukluğuna bağlı öfke, saldırganlık, olgun olamama yaşça küçük hissetme hali, abartılı suçluluk ya da sorumluluk duygusu, cesaretsizlik ya da aşırı cesaret… vs. dir. 
Murat
Musa'yi hatirlarsiniz... hiç günahı olmadığı halde, arkadaşının ölümünden kendini sorumlu tutan ve canına kıyan çocuk. 2005 yılından beri çocuk adalet sistemine karşı çalışıyorum. Benim gibi adalet sistemi ıçindeki çocuklara duyarliligi yüksek olan, onları fark ettiğini düşünen bir hakim bile musa'yi göremedi. Psikolojik yardim için önlem alınmasını akıl edemedi. Mesleki hayatımın en acı deneyimini hicbir zaman unutmayacağım.bu kapsamda; hakimler ve savcılar yüksek kurulu, adalet bakanligi, aile ve sosyal politikalar bakanlığı ve unicef tarafından eğitim çalışmaları yapılıyor. Musa için hiç olmazsa bunu yapabildiğim için bir parça rahatlıyorum. Murat Aydın, Hakim, izmir, karşıyaka adliyesi Işte böyle. Vicdan sahibi hukukçuların var olduğunu bilmenizi istedim. 1971 de diyarbakırda doğdu. Dokuz eylül 'ün. Hukuk fakültesinden mezun oldu. Musa örneğinde görüldüğü gibi toplumsal sorumluluk sahibi, vicdan sahibi bir hukukcuydu. Hukukun guguk haline getirilmesine direndi.... netice hsyk kararnamesiyle izmir' de ki görevinden zart diye alındı. Trabzon'a gönderildi. ( aracın sürücüsüne bilinçli taksirle ölüme neden olmak sucundan 10 yıl hapis cezası verdik. Yargıtay incelemesinden de geçerek onaylandı ve kesinleşti)
Sayfa 298Kitabı okudu
Neresinden bakarsak bakalım alternatif bir platform olan, maksadı okumaya meyilli olanları bir araya getirip olur da birkaç fikri alışveriş yapmaya zemin olacak bir sitede hayretimucip olaylar oluyor. Oluyormuş daha doğrusu. Bir şekilde haberleri geliyor, geldikçe hayret edip utanç duyuyoruz. Ha bir de ağız dolusu sövmemek için sebepler biriktiriyoruz. Beyefendilerin ister haklı ister haksız olsun, farketmez, bulaştıkları şaibeler yalnızca kendilerini bağlıyor olsaydı canları Cennete der, geçerdik. Ama yok, onların marifetlerinden dolayı zan altında kalıyoruz. Başkasını bilmem, ben sorumluluk hissediyorum. Bugüne kadar cesaret edip kalkıştığım yardım işlerine buradan ciddi sayıda destek geldi. Gelenler sahiplerine ulaştı, dileyene delil sunuldu. Hâlâ da mümkündür. Ama artık pes. Burada dursun. Kalp narindir, nazlıdır. Şüphe de kurttur kahretsin ki. Bir kere musallat olmaya görsün, çürütmeden bırakmaz. Gerek yok şüpheye mahal vermeye. Elime ulaşması an meselesi olan yardımlar hariç, diğer bütün yardımları kesiyoruz. Ulaşması an meselesi olanlar yine aynı şekilde sahiplerine uaşacak tabi, o şart. Daha fiyakalı cümlelerle rencide edilirdi de, o da kalsın. Siz sevin, sevilin. Biz size sonra yetişiriz.
İlahi kitapların öğretisindeki kurallar? İnanç, insana ebedi bir sorumluluk yükleyişin ifadesi değil miydi? "Hayat sizin için imtihan yeri" demiyor muydu kitaplar? O zaman intihar ne anlama geliyor ki inançta?
Sayfa 202Kitabı okudu
Reklam
“İlgi ve sorumluluk sevginin kurucu öğeleridir. Ama, sevilen insana duyulan saygı ve ona ilişkin bilgi olmazsa sevgi, baskı ve benimsemeye dönüşerek yozlaşır.”
İnsanlar sevilmekten korkuyor, kendisini sevilmeye layık görmediği için. Düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için. Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten çekindiği için. Duygularını ifade etmekten korkuyor, reddedilmekten ürktüğü için. Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğinin kıymetini bilmediği için. Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir şey vermediği için. Ve ölmekten korkuyor, dolu dolu yaşamadığı için.
112 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Mantığa uygun olduğu sürece kurgu kitapları okumayı severim. Kitap elime geçince 'acaba böyle bir şeyi, bu kadar muazzam bir olayı kaçırmış olabilir miyim?' diyerek elime aldım. Kurgu olduğu anlaşılınca nasıl olduğunu merak ederek başladım. Giriş, Mars'a gönderdiğimiz astronot ile başlıyor. Hayır, Konu bir iki bölüm sonra direk Arakan'a evriliyor. Mars'ı konuya dahil etme sebebi muhtemelen Mars'a çıkan astronot'un çıktığında canlı yayında yaptığı enfes konuşmasıyla verilmek istenilen mesaj. Kurgu güzel. Verilmek istenilen mesaj için bile okunur. En güzeli de şu; "Her an Arakan Heryerde Arakan" Yazar kurgu da mantık hatası yapmamak için Budizmi de güzel araştırmış ve yazmış. Bu hususta da bir çok şey öğreniyorsunuz. Budizmin aslından kopmuş olması gözler önüne seriliyor. Sayfa itibariyle 112 sayfa olduğu için bir günde okunacak bir kitap. Her zaman Arakan Heryerde Arakan diyebilmek için okunabilir. Şu da aklıma geliyor. Böyle Arap ülkeleri, hem İslam onların dilinden olduğu için, hem geçmişte Osmanlı oralara hakim olmuş olduğu için o ülkelere daha bir yakınlığımız var gibi. Oysa biz ümmet olduğumuz için hiç görmediğimiz, tanımadığımız, belki 'Türk' diye bir ırkın olduğunu dahi bilmeyen müslüman kardeşlerimize aynı sorumluluk ile bağlı olduğumuzu bilmeliyiz. Geçmişte tarihi hiç bir yakınlığımız olmasa dahi zulüm gören tüm Müslümanlar / insanlar karedeşimizdir ve onlara yardım etmek boynumuzun borcudur.
Arakan Harekatı
Arakan HarekatıOğuz Düzgün · Az Kitap Yayınları · 201712 okunma
Ateşin gerçek güzelliği, onun sorumluluk ve sonuçları yok etmesindedir.
Reklam
Çünkü sorumluluk güçlü olmaktan kaynaklanmaz; sorumluluk, bilinçten ve insan olmaktan kaynaklanır.
Sayfa 78 - Fecr Yayıncılık
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.