Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.2
Kuyucaklı Yusuf
Sanırsam benim mütereddit etmeden mutamadiyen okuduğum ilk kitabım.Kitabı büyük bir teessür ve tecessüskar ile okuduğumu ekseri neydi,ne olacaktı,neden,niçin diyerek kahramanları tasavvur ederek kitabı bitirdim diyebilirim.
Maddi ve manevi sıkıntıların yaşattığı sorunlar,Yusuf'u hiç sevmeyen bir kayınvalide ve kızını sürekli kötü ortamlara
Bilim kurgu romanları/filmleri her zaman dikkatimi çekmiştir. Okurken/izlerken zamanımı "kaliteli" geçirdiğim zannına kapılma sebebim, düşündürmesindendir. Birçok duyguyu aynı anda hissederim: Keyif, merak, korku, endişe..
Bu kitap da bana böyle kombo hisler yaşattı. Kitabın hikayesinden kısaca bahsedip detaylara yer
330 syf.
·
Puan vermedi
Bugün karşı karşıya bulunduğumuz büyük sıkıntılar, temelde çağdaş uygarlığın kendi içyapısından kaynaklanan gelişmelerin ürünüdür. Bu sorunlar, yüz yıllar içinde gelişen evrensel uygarlık değerlerini tehdit eder boyutlara ulaşmıştır. Gelişmiş ülkelerin göz alıcı başkentlerinin hemen yanı başlarında, ya da büyük kentlerin varoşlarında dışlanmış insanlar, çirkin yapılaşmalar, kokuşmuş sokaklar, gecekondular, gettolar, güvensiz bölgeler ve de işsiz insanlar yı-ğınıyla karşılaşıyoruz.
Çağdaş uygarlığın, insan tabiatıyla uyumlu ahlâkî bir devrime şimdiye kadar hiç olmadığı ölçüde gereksinimi vardır. Modern diye adlandırılan toplumlar Yirmi birinci yüzyılın ilk yarısında büyük bir tıkanıklıkla yüz yüze geldiler ve adeta bir uçurumun kıyısına doğru sürüklendiler.
Nükleer silahların varlığı, çevremizin kirletilmesi ve yıkıma uğratılması, yaşam standartları zâten düşük olan bölgelerdeki nüfûs artışı, ya gezegenimizin her bölgesinde uygarlığın niteliği, şu anda zengin olanları da kapsayacak şekilde düşecek; ya da insanların yaptıkları yüzünden gezegenin kendisi yaşanmaz bir yer haline gelecektir. Kutsal mesajın ifadesiyle: "içimizdeki beyinsizlerin yüzünden bizi helak eder misin Allah'ım?"
Aşırı sevdiğim ve dolu dolu bir kitapla geldim. Kesinlikle muhteşem bir kurgu ve muhteşem bir anlatım vardı kitabın içerisinde.
Yiğit henüz küçük bir çocuk 10 yaşında. Babası Refik gazeteci işini dürüst yapan nadir insanlardan. Bir gün yaptığı haberden dolayı iş yeri ile sorun yaşar. Bu sorunlar üzerine kafa dinlemek için ailesi ile iki gün tatile çıkmak ister. O gün iş yerinde müdürü altı kapalı Refik beyi tehdit eder. Bu haberin üzerine düşmemesi ve kapatması İçin tabi ki bunu Refik bey kabul etmez. O gün Refik bey eşini ve küçük oğlu Alperi de alır tatil için gitmeye hazırlanır yolda oğlu yani Yiğiti almak İçin okula giderken takip edildiğini fark eder ama iş işten geçmiştir. Ölüm onları daha hızlı yakalamıştır. Yiğit büyür gazeteci olur Seçkin adında iyi bir dostu vardır. Seçkin’le beraber yurttan ayrılıp beraber yaşarlar. Bir gün yiğit ne yapması gerektiği konusunda kararsız düşünürken babasının ortağı ortaya çıkar. Ve olaylar burdan başlar. Yiğit intikam almak ister ailesini öldürenlerden.
304 syf.
10/10 puan verdi
Başka Dünyanın Kuşları
Brad Watson'un yazdığı bu kitap dünyaya bir hastalıkla, daha doğrusu bir engelle gelen Jane Chilsom'un yaşamını anlatıyor. Jane'nin hastalığı bir tür genital bozukluk olmakla birlikte herkesin önyargıyla yaklaştığı bazı sorunlar teşkil ediyor. Küçük yaşlarda bunu çok da umursamayan Jane yaş aldıkça durumunun farkına varıyor; özellikle küçük yaştan beri onunla ilgilenen doktoruyla yüzleştikten sonra. Hiçbir zaman topluma istediği gibi karışamayacaktı, hiçbir zaman onunla evlenmek isteyen biri olmayacaktı; biri olsa bile hiçbir zaman bir çocuğu olmayacaktı. Bütün bunları öğrenen Jane hiç kolay olmasa da bunları kabullendi. Hayatına kimseyi almadığı gibi girmek isteyenleri de kendinden uzaklaştırdı. Günler böyle geçti, 30'lu yaşlarda tek başına kalan Jane 67 yaşına kadar taşrada kendi ayakları üzerinde durmayı sürdürdü ve kendisine karşı olan bütün önyargıları yıkmış biri olarak hayata veda etti.
Kitap beni çok etkiledi... Zengin betimlemeleriyle özellikle Jane'nin çocukluk zamanında geçen kısımlar bana, çiftlik hayatının ne kadar güzel olduğunu ve doğayı ne kadar sevdiğimi fark ettirdi. Anlatım olarak da sonra derece akıcı ve güzeldi. Herkese tavsiye etmekle birlikte ülkemizde hak ettiği değerin verilmediğini düşünüyorum.
merhaba, inceleme yapmayı pek sevmem yine bir tanıtım yapıp kaçacağım.
kitap Tarık Tufan tarafından kahraman bakış açısıyla yazılmış, hayatındaki önemli olayları ayrıntılarıyla beraber içeriyor. babasının terk etmesi, annesinin hastalanması ve ölmesi, kendisinin aşık olduğu kadınla ilgili sorunlar, depresyonda olduğu yıllar, intiharı... yazarımız artık bir şeyleri saklamaya dayanamamış ve yazarak içini dökmüş.
"insan sakladıklarıyla insandır."
"yaşananlara dair söylenmesi gereken çok şey var aslında.
bütün bir geceyi uykusuz geçirmene sebep olan şeyleri bir nefeste anlatmak kolay değildir.
o kadar çok şey biriktiriyor ki insan!"
bu kitabı yazdıktan sonra her şeyi anlattığı için hiç pişman olmuş mudur diye merak ediyorum. bu kitabı bir okuma grubu sayesinde öğrenip 5 ay önce okumuştum, bugün tekrar sevdiğim yerlere göz attım. yazarımız içini dökerken gayet doğal ve etkileyici bir üslup kullanmış, konuşma havasında çok akıcı bir kitap çıkmış ortaya. benim ruh halimi en çok etkileyen etkileyen 2. kitap olduğunu söyleyebilirim, 1.si Tutunamayanlar. bu kitap tam vaktinde okuduğum için bende ayrı bir yeri olan kitaplardan.
bir kitaptan, gerçekte yaşanmış şeylerden etkilenip huzurunu bozmak isteyenlere ve sade kendinin derdi olduğunu düşünen insanlara öneriyorum.
