Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

azra yılmaz

azra yılmaz
@squitwee
...ve kitaplardaki insanları sokaktakilerden daha çok sevdim...
Sabitlenmiş gönderi
Durup dururken, nedensizce, tüm bağlarından silkinivermiş, köklerini kendi kendine sökmüş, kendi iradesiyle toprağından kopmuş bir ağaca benziyorum. Ya devrileceğim ya da beklenmedik bir şekilde kanatlanıp uçacağım.
Sayfa 25
Reklam
Paris'teki bahçemiz güllerle dolup taşmış. Her sabah bir tanesini mutfak masasına koyup kahvaltımı onunla birlikte ediyorum. Eskiden, karşımda sen vardın; sana geceleyin dinlediğim radyo yayınlarından þahsederdim, sen de bana rüyalarını anlatırdın. Güle bakıyorum, hayat bana daha kolay görünüyor. Solduğu zaman ne yapacağım?
Sayfa 105Kitabı okudu
Birilerinin mutsuzluğu diğerlerinin mutluluğudur demeyeceğim. Ama mutsuzlar arasında konuşacak daha fazla şey olduğuna inanıyorum. Mutlu insan yabancılaşıyor.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Seni benim vücudumdan kesip aldılar, beni uyuşturmadan. Yarımı benden aldılar, en güzel yarımı. Yeniden çık diye senin parfümünle suluyorum kendimi.
Sana kendimden bahsetmeyi özlüyorum. Kendi kendime konuşmayı öğrenmeliyim.
Reklam
Bana inanıyordu, onun sayesinde ben de kendime inanmaya başladım. O dönem neredeyse bir hiçtim, şimdiyse neredeyse bir şeyim.
Bu sene çok az kişi bana iyi yıllar ya da mutlu Noeller diledi. Çok tuhaf, insanlar büyük bir mutsuzluk yaşayanlara mutluluktan bahsedemiyor. Anlamıyorum. Aslında tam da büyük bir mutsuzluk halinde mutluluk dileklerine ihtiyaç vardır, halihazırda mutlu olanların ihtiyacı yoktur. Mutsuz olduğunuzda, sanki herkes öyle kalmanızı diliyor. Sonsuza kadar.
Işıl ışıl Sylvie öldüğünden, sönüp gittiğinden beri ev oldukça karanlık, yarı gölgede yaşıyorum. Ne kadar ampul değiştirsem, ne kadar güçlülerini koysam değişmiyor, sürekli karanlık.
116 syf.
·
Puan vermedi
Dul
DulJean-Louis Fournier
8.6/10 · 4.016 okunma
Beni Güzel Hatırla
Beni güzel hatırla! bunlar son satırlar... farzet ki, bir rüzgârdım, esip geçtim hayatından ya da bir yağmur sel oldum sokağında sonra toprak çekti suyu... kaybolup gittim, belki de bir rüya idim senin için. uyandın ve ben bittim...
Reklam
Öfkeli şair soyu diye bir laf var Latincede. "Genus irritabile vatum" diyorlar benim gibilere. Derdi bitmeyen ve bitmeyen dertlere öfkelenen şairlerin derin hassasiyetine vurulmuş bir damga. Ensemde. Tam ensemde var ondan. Rüzgar enseme değdikçe, sızlıyor o damga. Ta Latin'den beri, Fatih'ten çok çok önceleri...
Sayfa 21
Hiç merak etmedin mi Efsun Abla, tanrısına sorduğu soruların cevabının olmamasının nedeni, tanrının yokluğu değil de kendisinin yokluğu olamaz mı?
Sayfa 16
Ben doğumu ve ölümü düşünüyorum, onlar hayatta kalmanın yolunu. Benim aklımda olanlar ve olmayanlar, onların aklında olacaklar ve olmamışlar. Ben hep şimdiki zamandayım, onlar hep gelecek zamanda.
Sayfa 9
Hayat neyse odur. Değeri neyse odur! Hayat da beceriksislikler ve sakarlıklarıyla yapabileceğini yapar. Hayattan çok da fasla sey istememek, beklememek gerekir. Dolayısıyla hayatı yok etmek gibi bir şey de istememek gerekir! Her seyi iyi tarafından almak gerekir.
Sayfa 106
Herkes beni keyfi yerinde, daima gülen biri sanır. İşte bunun için yazılarım çok dertlidir. Hayatımda gösteremediğim teessürümü yazılarımda gösteriyorum.
125 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.