hayatım boyunca okuduğum en güzel kitaplardan biriydi. çok samimi bir dille yazılışı insana bellayı yakın bir dost gibi hissettiriyor. paraya kıyıp satın aldığım bir seriydi.Süper:)
kitabın ilk başları beni biraz kitaptan uzaklaştırdı ama size tavsiyem sıkılsanız dahi kitabı bırakmayın okuyun daha sonra kendini kitaptan alamıyorsunuz
Bu bambaşka.
Alacakaranlık serisini ne anlatımı ile tekrarlıyor,ne de konusuyla.Çok hoş ve değişikti. Başlarda kitap biraz kalın gelse de (sıkılacağımı sansam da) yine S. Meyer tarzı akıcı anlatımla çabucak bitti ve etkisi hala devam ediyor. Bu arada filmi de güzel olmuş.
Kitap hakkında bişey söylemeye gerek var mı bilmiyorum malum fazlasıyla bilinen takip edilen izlenen hastası olan bi serinin başlangıç kitabı. Ama benim yorumlarım farklı olucak. Birçok korku gerilim romanı okumuş ki hele vampirler üstüne Drakula gibi bir başyapıtla yoğrulmuş bir vampir yargım olduğunu varsayarsam bu kitapla başlayan bi vampir çarpıtma var. Artık onlar korkulan ürperti veren canlılar değil bizden biri hatta ilgi odağı herkesin hayran oldğu karakterlere dönüştüler. Kitap olarak söylicek olursam kitap güzel. muhteşem diyemem sürükleyici. Ama sonları çok saçma geldi bana kız sürekli uyuyor falan insan ne kadar yorgun olursa olsun öyle gerlimli anlarda uykusunu kaybeder. Kitap gene iyi dediğim gibi eğer ilk kitbı okuyup ardından filmi izlerseniz çok büyük hayal kırıklığı yaşarsınız. Çok amatörce geldi bana ilk film. devamını izlemeye gerek bile duymadım. Bence vampirler hala korku dünyasının yıldızı olmalı. Popülaritesi yüksek liseli gençlik olarak değil.
Richelle Mead'in vampir akademisi ve kan bağı serileri Stephenie Meyer'in Alacakaranlık serisinin ardından okuduğum en keyifli fantastik romanlardı. Kurguda herhangi bir çarpıklık/kopukluk olmadığı gibi kısa sürede sizi kahramanların dünyasına çekiveren bir üslupla yazılmışlar. Tabi bu alanda o kadar çok kişi vampir konulu roman yazdı ki haliyle biraz fark yaratabilmek adına türlerin de çeşitlenmesi icap eder hale geldi (kurt adamları alan dışında tutuyoruz haliyle). Ama yazar bu konuda da kendini sık boğaza düşürmeden hemen önümüze vampir ve insanların dışında Dhampir ve Strigoi adlı iki tür daha çıkararak olayları hem daha da çetrefilleştirmiş hem de heyecan dozajını arttırmış. Aa çok özür Simyacılarımızı unuttuk. İnsanlarla bu yukarıda saydığım türler arasında güya (!) dengeyi sağlamak üzere zaman içinde oluşmuş seçmece bir güruhumuz da var. Haliyle olaylar örgüsünde simyacıların da oldukça büyük bir etkisi var. Hatta serinin devamında başrolde de simaycı bir kızımızı görüyoruz. Böyle anlattım diye dalga geçtiğim düşünülmesin sakın. O kadar çok doğaüstü canlının baş rolde olduğu roman okuyup yorum yazdım ki biraz ti'ye almam anormal gelmesin. Aşk, heyecan, macera, ısırıklar, tür değişimleri, geri dönüşümler, türler arası savaş ve aşklar... Kısaca ne ararsanız Mead'in bu iki serisi içinde mevcut. Sıkılmama garantili roman serileri. Ciddiyim;)