Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ben Tanrı’ya benzer, Tanrı’dan olmuş Türk Bilge Kağan, Tanrı irâde ettiği için, hâkanlık tahtına oturdum. Ey milletim, ey hânedânım! Sözlerimi dikkatle dinleyin! İleride gün doğusuna, güneyde gün ortasına, batıda gün batısına, kuzeyde gece ortasına kadar bütün milletler şimdi bana tâbidir. Bugünkü gibi kargaşa olmaksızın Türk Hâkanı Ötüken’de
Her nedense Tuğrul içki dağıtma işine topal arzuhalci Emin Efendiyi memur etti; ihtiyarın topallayarak içki dağıtması gülüşmelere yol açtı. Tahta At müsveddesinin önüne gelindiği zaman biraz taşkınlık yapıldı, fakat maddi hasara yol açacak bir eyleme girişilmedi.
Sayfa 164Kitabı okudu
Reklam
Hun Sanatı Hakkında
Bozkır kültürünün kendine has bir sanat anlayışı vardır. Bu anlayış bir­çok eserler vermiştir. Tahta oymacılığı, maden işçiliği bölgelere göre geliş­me imkanı bulmuştur. Bunun yanında ortaya çıkan bir bozkır sanatı vardır ki, hayat şartlarına uygun olarak ve hayvanlarla yakın ilgisinin etkisi ile kemer tokaları, kılıç, hançer kabzası, diğer süs eşyası ve at koşum takımı gibi taşınabilir malzeme üzerine işlenmiş, pars, kaplan, kurt, yırtıcı kuş, geyik, at, koyun keçi ve benzeri hayvanların birbirleri ile mücadeleleri ile meydana gelen Hayvan Üslubu (Animal Style) ürünleridir. Bunlar gümüş, demir ve tunç gibi maden ve bunların alaşımlarından meydana getirilen nesnelerden oluşmaktadır.
MÖ 192 yılında imparator Huei tahta çıkınca Mo-tu ile evlenmesi için yine bir Çinli prensesi gönderdi. Bu imparatorun hükümdarlığı esnasında esas güç annesi Lü'nün elindeydi. Mo-tu, bu sefer ona bir mektup yazarak dedi ki: "Ben sazlıklar arasında doğup sığır ve at topraklarının vahşi bozkırlarında büyütülmüş yalnız bir dul hükümdarım. Çin 'e seyahat etmek özlemiyle çok defa sınır bölgesine gelmişimdir. Zat-ı şahaneleri de yalnız bir yaşam süren dul bir hükümdardır. Ikimiz de zevklerden mahrum bir yaşam sürmekte olup kendimizi eğlendirme imkanımız yoktur. Ümidim ikimizin birbirimizde olanları, olmayan eksikliklerimiz için değiş tokuş etmemizdir." Bu mektupta Mo-tu, Çin üzerinde tamamen hakim olmak için genç prenses yerine yaşlı imparatoriçe ile evlenmeyi tercih ediyordu. Çünkü yukarıda da vurgulandığı gibi aşırı kalabalık ve büyük ayrıca nemli sıcak iklime sahip Çin'in kolayca fethedilmesi ve idare edilmesi Hunlar açısından çok zordu. İmparatoriçe Lü de bu mektuba şöyle cevap verdi: " Yaşım ilerlemiş ve gücüm zayıflamaktadır. Saçlarım ve dişlerim dö­külmekte, düzgün ve dengeli bir şekilde dahi yürüyememekteyim. Şanyü (Mo-tu) herhalde çok abartılmış haberler duymuş olmalı. Ben kendisini bu kadar alçaltmasına layık değilim. Ancak, ülkem hiçbir yanlış yapmadı ve ümidim kendisinin ülkeme zarar vermeden sakınmasıdır. " Bunun üzerine isteklerinden vazgeçen Mo-tu, İmparatoriçeye teşekkürlerini sunmak için bir elçi yolladı. Eski Ho-ch'in anlaşmasının devam ettiği bildirildi.
Gönlüme bu harikulade şenliği veren şeyi tahlil edecek olursanız, ne bulursunuz? Ya bir tahtadan at, ya boyalı tenekelerden bir lokomotif, ya derisi iki-üç günde delinmeye mahkum bir küçük trampet... Demek ki, bir hiç, bir zerre, bir tahta ve bir teneke parçası benim çocuk ruhuma bu derin sonsuz mutluluğu vermeye yetiyordu.
Hacı İlbeyi
HACI İLBEYİ Sırpsındığı Zaferi'ni kazanan kumandan Sayıları 60 bin ile yüz bin arasında olduğu tahmin edilen büyük Haçlı ordusu Edirne'nin kuzeydoğusundan Meriç kenarındaki Sırpsındığı mevkiine gelmişti. Buradan Edirne üzerine yürüyüp Edirne'yi alacak, daha sonra Müslümanları Anadolu'dan çıkaracaklardı. Hayalleri buydu. Ve
Reklam
Osman Gâzi'nin, oğlu Orhan Gâzi'ye vasiyeti.
Orhan Gazi'nin geldiğini fark eden Osman Gazi, eliyle işaret ederek onu yanına oturttu. Sonra etrafındakilere onu yerine tayin ettiğini bildirdi. Evlatlarına ve kumandanlarına, Orhan Gazi'ye itaat edip, ona bey'at etmelerini emretti. Ardından Orhan Gazi'ye, Osmanlı Devleti'nin temel harcı mahiyetindeki şu vasiyet ile son
Erkam yayınlarıKitabı okuyor
II. Sultan Kılıçarslan
II.SULTAN KILIÇ ARSLAN Anadolu Selçuklu Devletini İhtişamın Zirvesine Çıkaran İdareci Anadolu Selçuklu Devletini ihtişamın ziresine çıkaran ve Osmanlı Devletinden önce Anadolu'da kurulan ilk büyük İslâm Devletinin namım cihana yayan idareci Sultan II.Kılıç Arslan'ın tarihimizde müstesna ve mümtaz bir yeri vardır...Sultan olduğu
Sultan Alparslan
SULTAN ALPARSLAN Anadolunun kapısını müslümanlara açan büyük İslâm kahramanı Üzerinde yaşadığımız bu cennet vatanı bizlere armağan eden büyüklerimizden birisi de Sultan Alparslan'dır. İslâmın bu bahadır evlâdı Malazgirt'te kalabalık Bizans ordusunu perişan ederek Anadolu'nun kapısını Müslümanlara açmıştır. Fetih ordusu da açılan
Yavuz Sultan Selim Han’dan Mektup - Selimnâme
SELİMNAME Ben Sultan Selim Han! Anadolu’nun ve Rum’un ve Acem’in ve Türkmen’in ve Kürd’ün ve Arab’ın ve Kıpti’nin ve Ermeni’nin ve Gürcü’nün ve Tatar’ın ve Çerkez’in ve Ubıh’ın ve dahi ismini saymaktan yorulacağım milletlerin sultanı… Ümmet-i Muhammed’in Halifesi… Mekke ve Medine’nin hizmetçisi… Mağlup hasmım İsmail Şah’ın hitabıyla “Zamanın
Reklam
Her kim tarafından yetiştirilmiş olurlarsa olsunlar, çocukların varlıklarını sürdürdükleri küçücük dünyalarında, haksızlık kadar derinden hissedilip derinden algılanan bir şey yoktur. Çocuğun maruz kaldığı haksızlık küçücük bile olsa, çocuk küçücüktür, dolayısıyla dünyası da küçücüktür ve onun ölçülerine göre, tahta bir at iri kemikli bir İrlanda atı gibi kocaman görünür.
Rainer Maria Rilke
Birinci Ağıt Kim duyar, ses etsem, beni melekler katından? Onlardan biri beni ansızın bassa bile bağrına, yiterim onun daha güçlü varlığında ben. Güzellik güç dayandığımız Ürkü'nün başlangıcından özge nedir ki; ona bizim böylesine tapınmamız, sessizce hor görüp bizi yok etmediğinden. Her melek ürkünçtür. Kendimi tutar bu yüzden, yutkunurum.
At the end they circulated a wooden bowl, and each of them had the opportunity to place a small stone inside. Blanca counted them, and there were as many stones as women in the ruca; it was a vote and I had been approved unanimously, the only way to belong to the group. They congratulated me, and we drank a toast with tea. Sonunda tahta bir kaseyi dolaştılar ve her birinin kase içine küçük bir taş koyma fırsatı vardı. Blanca onları saydı ve rucada kadınların sayısı kadar taş vardı; bu bir oylamaydı ve gruba üye olmanın tek yolu olan oy birliğiyle kabul edilmiştim. Beni tebrik ettiler ve çay ile kadeh kaldırdık.
Sayfa 183 - MayaKitabı okudu
Ruca nasıl yerdi?
Inside, the ruca was a round dome about twelve feet across and five and a half feet high at its tallest part. At the center a wood fire burned in a stone circle; the smoke was drawn up and out through the only aperture in the roof, above the bonfire, and all around the wall was a little platform covered with wooden blankets, where we sat in a circle. The heat was intense, but bearable, the air smelled of something organic - mushrooms or yeast - and what little light there was came from the fire. There was a bit of dried fruit - apricots, almonds, figs - and two jugs of iced tea. İçeride ruca, yaklaşık on iki fit genişliğinde ve en yüksek kısmı beş buçuk fit yüksekliğinde yuvarlak bir kubbeydi. Merkezde taştan bir daire şeklinde bir odun ateşi yanıyordu; Duman, şenlik ateşinin üzerindeki çatıdaki tek açıklıktan yukarıya doğru çekilip dışarı çıkıyordu ve duvarın her tarafında, daire şeklinde oturduğumuz, tahta battaniyelerle kaplı küçük bir platform vardı. Sıcaklık yoğundu ama katlanılabilirdi, havada organik bir koku vardı -mantar ya da maya- ve az da olsa ışık ateşten geliyordu. Biraz kuru meyve (kayısı, badem, incir) ve iki sürahi buzlu çay vardı.
Sayfa 181Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.