Züleyha Karayim

Züleyha Karayim
@tehanu_romantikliginde_bergen
sazlığını savunan turna
Nizam Onarımcısı
Ümmi
Darülislam
Maveraünnehir, 1 Ocak
7 okur puanı
Kasım 2019 tarihinde katıldı
“Eğer bir kişiye seni seviyorum diyebiliyorsam, sen de herkesi seviyorum, seninle tüm dünyayı seviyorum, sende aynı zamanda kendimi de seviyorum da diyebilmeliyim”
Reklam
“Duygusal olarak çocuk kaldığı için, erkek karakteri gelişmeyip güdükleşen bir kişi, bu eksikliğini cinsel edimdeki erkeklik rolüne özel bir önem vererek artırmaya çalışır.Sonuçta karakter yapısı olarak kendi erkeklik gücünden emin olmak için bu gücünü cinsel eyleminde kanıtlamak isteyen Don Juan tipi çıkar ortaya.Erkekliğin işlemezliği daha aşırı bir hal alırsa, sadizm (zora başvurma) erkekliğin yerini -sapıkça- alan ana eğilim olur.”
“Sırrı çözmenin tek bir yolu, umutsuz bir yolu vardır; o da, bir başkasının üzerinde tam bir egemenlik kurmak, ona istediğimizi yaptıracak, istediğimiz duyguları hissettirip, istediğimizi istetecek güce erişmektir.Bu ise, onu bir nesne, bizim nesnemiz, bizim malımız haline getirir.Bu en son dereceye varan öğrenme çabası, insana acı çektirmenin arzulandığı ve çektirme yetisinin kazanıldığı sadistliğin aşırı evrelerinde belirir.Karşıdaki kişi tartaklanır, çektiği acının sırrını ortaya koyması için baskı yapılır.”

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“Bir şeyi yitirmekten korkan istifçi ne kadar çok şeyi olursa olsun, ruhbilim dilinde yoksul ve yoksun bir kişidir.”
“Sevgide, bir olan iki varlığın, iki ayrı varlık olarak da kalmalarının ikilemi yaşanır.”
Reklam
“Neden kör olduk, Bilmiyorum, bunun nedeni belki bir gün keşfedilir, Ne düşündüğümü söylememi ister misin, Söyle, Sonradan kör olmadığımızı düşünüyorum, biz zaten kördük, Gören körler mi, Gördüğü halde görmeyen körler.”
Sayfa 360 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Ambargo
“...ne de olsa bunca zamandır birliktelerdi, artık ikisinin de iyi niyetli olduklarını kanıtlamak uğruna biraz ödün vermeleri gerektiği konusunda uzlaşmış olabilirlerdi...”
Sayfa 48 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Sis Senlik Tam Anlamıyla Saçma Bir Olay
“Ondan korkuyorsun, çünkü senden daha güçlü; ondan nefret ediyorsun, çünkü ondan korkuyorsun; onu seviyorsun, çünkü onu iradene tabi kılamıyorsun. Sadece boyun eğmezler sevilebilirler.”
Sayfa 83
Zeus’un Ölümlü Çocukları
“Kadmos, kılıçlarını sallayarak üzerine saldıran savaşçıları görünce ne yapacağını şaşırdı. Sonra yine Athena ona seslendi: ‘Aralarına bir taş at!’. Denileni yaptı Kadmos ve bir anda savaşçılar birbirlerine düştüler; her biri yanında kim varsa onu kendisine taş atmakla suçluyordu. Kendi aralarında amansız bir savaşa tutuştular. En sonunda beş kişi kaldı ve beşi de ağır yaralıydı. Kadmos yaralarını sarıp onları iyileştirdi. Savaşçılar da onun sadık adamları oldular ve yüksek surlarla çevrili, yedi kapılı kent Thebai’yi kurmasına yardım ettiler.”
Sayfa 110 - Alfa YayıneviKitabı okudu
Seyircilikten Oyunculuğa
“Bazı insanların acı çektiğini, onlara başkalarının acı çektirdiğini, yaptıklarımın da parçalarından biri olduğu olaylar zincirinin en uç noktasında böylesi korkunç şeylerin yaşandığını ‘bilmiyordum/bilmiyorduk’. Ancak cehaletin inandırıcılığını kaybetmesi halinde, acziyet ve güçsüzlük imdada yetişir: Hiçbir şey ‘yapamazdım’ çünkü bir şey yapmamanın alternatifi düşünemeyecek kadar korkunçtu; ayrıca yapacağım veya yapmaktan çekindiğim şey hiçbir şeyi değiştirmeyecekti; kötülük yapanları önlemenin/düzeltmenin önündeki zorluklar çok büyüktü.”
Sayfa 281 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Belirsizliği Beslemek, Belirsizlikten Beslenmek
“...Hepimiz yedek ve kullanılıp atılabilir parçalardan oluşan bir toplumda yaşıyoruz ve böyle bir toplumda, çalışmayan nesneleri, nitelikleri yahut insani bağları onarma sanatı bütünüyle işe yaramaz ve gereksiz bir şeydir...”
Sayfa 273 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
“...Beğenmek, sahip olmanın en iyi şekli, sahip olmaksa beğenmenin en kötü şekli olsa gerek...”
Sayfa 29 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
“...Bilinmeyen ada diye bir şey yok, senin kendi kafanda yarattığın bir fikirden ibaret, kralın haritacıları bütün haritaları gözden geçirdiler ve bilinmeyen adaların uzun zaman önce tükendiğini söylediler...”
Sayfa 52 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
“Sevmek bir eylemdir edilgen bir duygu değil.Bir şeyin ‘içinde olmaktır’ bir şeye ‘kapılmak’ değil.”
Sayfa 30
Belirsiz Hazların Mutluluğu
“Mutlu bir insan hem yokluktan hem de aşırılıktan kurtulmuş bir insandır.”
Sayfa 174 - AyrıntıKitabı okudu
Belirsiz Hazların Mutluluğu
“Sahip olunmasıyla yaşamı mutlu kıldığı söylenen şeyler, kendi içlerinde yatan mutluluk üretici bir potansiyelden ötürü değil; zihinsel egzersizler, ideolojik telkinler, propaganda yahut reklam kampanyalarıyla arzu nesnelerine dönüştürüldüklerinden ötürü kıymetlidirler.”
Sayfa 175 - AyrıntıKitabı okudu
Reklam
“...tüketici piyasalarının sömürüye açtığı en son alan sevgi değil, narsisizmdir...”
“...insanın insana olan sevgisi bağlılık, risklerin kabulü ve gerektiğinde fedakarlık yapmak anlamına gelir. Başka birisiyle aynı hayatı paylaşma umuduyla ve kararlılığıyla belirsiz ve bilinmeyen, zorlu ve engebeli bir yola girmek demektir. Sevgi beraberinde apaçık bir mutluluk getirebilir de, getirmeyebilir de, ancak nadiren rahatlık ve kolaylık getirir. Sevgide emin olmak bir yana asla kendinize güvenmeyin derim...”
“Ben bu kadına aşık oldum. Bir anda farkına vardı Sumire. Şüphe yok. Buz soğuktur, gül kırmızı. Ve bu aşk beni sürükleyip bir yerlere götürmeye çalışıyor; öyle güçlü bir akıntı ki ondan kendimi korumam neredeyse olanaksız. Bana tek bir seçme hakkı bile verilmiş değil çünkü. Sürüklenip götürüldüğüm yer bugüne değin hiç görmediğim özel bir dünya olabilir. Belki de çok tehlikelidir. Orada gizlenmiş olan şeyler beni derinden öldürücü şekilde yaralayabilir. Şimdi sahip olduğum her şey elimden çıkıp gidebilir. Ama artık dönüş yok. Kendimi bu akıntıya bırakmak dışında bir şey yapamam. Yanıp kül olsam da, yok olup gitsem de.”
“Duvarların ilk baştaki yapılma amacı insanları korumaktı. Dışarıdaki düşmanlardan, yağmur ve rüzgardan korumak için. Ancak zamanla insanları içeri kapatmak için de kullanılmaya başlandı. Yüksek, güçlü duvarlar, insanı güçsüz kılar. Görsel olarak da, ruhsal olarak da. Amaç da buydu zaten.”
Sayfa 608Kitabı okudu