Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.7
2408dm
2408dm
@tozzerresi
√ Evli
youtu.be/OZ-W9sKJKHg
345 okur puanı
Eylül 2019 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Fahişeliği kırmızı;
Eşcinselliği gri;
Mazoşizmi siyah renklerle çerçevelemiştir.
Psikiyatrist görüştüğü hastaların isimlerini değiştirerek kitaba aktarmış, üç kişinin hikayesi anlatılmış.
Kitaptan bir alıntı...
"kötüysen kötülük yapmak kolaydır, ama biri sana iyi derse, kötü olmak artık o kadar kolay olmaz"
Kitap akıcı, dili sade. Okurken insan hayretler içinde kalıyor. Filmlerde izleyip de bu kadar da olmaz dediğiniz şeylerin bazı insanlar tarafından gerçekten de yaşandığını görüyorsunuz. Akıl almaz. Sürekli diğer sayfayı merak ediyorsunuz, elinize aldığınızda bitirmeden bırakamayacaksınız.
Sıradan kitaplar okumak istemeyenler, farklı hayatları merak edenler için bu kitap harika.
İyi okumalar.
Sizi içine çeken, akıcı, hüzünlü, düşündürücü, bir solukta okumak isteyeceğiniz bir psikoloji kitabıdır. Olumsuz duygularla, travmalarla, iç çekişmelerinizle nasıl başa çıkılacağını anlamak üzerine yazılmış doyurucu bir eser.
Kitapta birçok kişinin hikayesi danışanlar ile Gülseren budayıcıoğlu arasındaki konuşmalar şeklinde aktarılıyor. Tek bir hikayenin olmaması kendiniz ile ilgili bir şeyler bulabilme şansınızı artırıyor. Psikiyatristin sorduğu soruları kendinize de soruyor ve cevaplar arıyorsunuz. Bi nevi psiko terapi yapıyorsunuz kendinize. Birçok insanın batışını, yükselişini, nasıl iyileştiğini... Bazen ne kadar ufak sorunlara takıldığını ya da ne kadar büyük sorunlar yaşadıktan sonra bile iyileşebildiğini görüyorsunuz.
Kitabın en çok beğendiğim yanı doktorun sorular sorması ve sizi düşünmeye itmesi. Bir de danışanların ufkunu açmak için tarihte yaşanan farklı örnekleri vermesi... Bu yüzden sadece bir psikoloji kitabı diyemeyiz, içinde felsefede var tarih de var hikaye var... Herkesin mutlaka okumasını isteyeceğim faydalı bir kitap.
Her kitaplıkta olmalı
Sağlıklı beslenmek isteyen her bireyin edinmesi gereken bir kitap. Hangi vitamin-mineral ne işe yarar, ne zaman tüketilmeli, ne kadar tüketilmeli, hangi besinler tüketilmeli sorularının cevaplarını yanıtlıyor.
İnternette birçok ilgi var ama hangisi doğru bilemiyoruz. Bu kitapta ise her vitamin-mineral tek tek incelenmiş, kaynak gösterilmiş, araştırmalara yer verilmiş, doğru bildiğimiz yanlışlardan ve yanlış bildiğimiz doğrulardan bahsedilmiş.
Ayrıca besinler nasıl saklanmalı, ne kadar süre saklanabilir, hangileri dondurulabilir, hangileri çiğ tüketilmeli, çiğ tüketildiğinde veya pişirildiğinde ne gibi faydaları var bunlar üzerinde durmuş.
Sebze meyve satın alırken nelere dikkat etmeliyiz, mevsimine göre beslenmenin faydaları nelerdir, uzun süre saklanılan besindeki mineral ve vitamin faydaları nelerdir, bir faydası var mı ya da bunları anlatmış.
Besinlerin size hangi hastalıklardan korudukları ile ilgili açıklamalar yapılmış ve bilimsel araştırmalar örnek gösterilmiş, ayrıca güncel bilgilere yer verilmiş. Bu ikisi benim için en önemlisiydi.
Kitap kapağı ve sayfaları bakımından kaliteli, renkli basım ve birçok fotoğraf yer alıyor. Okuması sıkmayan bir kitap, elinize aldığınızda bir seferde bitirebilirsiniz. Kısa notlar alarak veya işaretleme yaparak zaman zaman dönüp başvurabileceğiniz kitaplıkta bulunması gereken bir kitap.
Okur Takip Önerileri
Farklı bir pencereden bakmak isteyenler için...
İnsan neden müptezel olur sorusunun cevabını kitapta bulabilirsiniz. Sigara, alkol, uyuşturucu gibi bağımlılığı olan kişilerin nasıl bağımlı hale geldiği, nasıl biri oldukları üzerine bir kitap. Tabi her bağımlı kitaptaki kahramanla aynı karaktere sahip olmaz. Ancak onlarda herkes gibi sıradan insanlar. İçinde iyilik ve kötülük barındıran herkes gibiler. Ayrıca kitapta bağımlılık yapan maddelerin insan üzerindeki etkilerine de değiniyor. Kişinin yaşadığı devamlı bir karamsar hava var hikaye boyunca.
Kitabın dili argo. Kahramanımız Bakır'ın dibe batış sürecini akıcı ve yalın bir şekilde anlatılmış. Hiç bilmediğim bir dünyaydı. Bu sebeple okuduğuma memnunum. Farklı yaşamları görmek, hissetmek adına okunmaya değer.
Tarih, tıp, felsefe, fantastik macera içinde ne ararsınız var...
Yazarımızın ilk romanıdır. Tarih, tıp, felsefe, simya, bilim ve fantastik özellikler taşıyan bir roman. Her şey uzun İhsan Efendi'nin uykuya yatması ve düşler görmesi çevresinde gelişir. Şu cümlede konuyu özetlicektir.
"Konuyu iyice düşündüğümde uyanık olmayı rüyadan kesin olarak ayırt etmeye yarayacak hiçbir belirti bulamıyorum. Bütün
Son sayfa olmasaydı gayet güzeldi...
Ağrı Dağı'nda yaşayan Ahmet'in kapısına gelen bir atı sahiplenmesi ve Mahmut Han'ın kızı Gülbahar'a aşık olması ve sonrasında yaşanan olayları konu edinmiş. İçinde mesnevi tarzında yazılmış metinler mevcut. Bu kitabın konusunun daha önceden var olan, 17. yy'da yazıya geçirilmiş Mem u Zin Hikayesi ile benzerlik gösterdiği düşünülmektedir. Başrollerinde Fatma Girik ve Hakan Balamir'in olduğu film bu romana aittir.
Hikayenin başından sonuna kadar etkileyici ve iyi gittiğini düşünüyordum ancak son iki sayfa da konu namusa döndü. Yine mi dedim. Benim için kitapta tüm anlatmak istedikleri uçup gitti, hiçbir anlam ifade etmedi. Keşke son sayfayı yazmamış olsaydı. Senin için dünyayı karşısına alan bir insandan şüpheye düşmek olmadı, yakışmadı. Kitabın sonunu beğenmedim. Kitaptan kopuk ve alakasız buldum.
İyi okumalar.
Zenginin fakirin üstünden nasıl geçindiğini,
Bir hükümet memurunun memleketin idaresini elinde tutanlar karşısında ne kadar az kıymeti olduğunu,
Eli ekmek tutmayanın hiçbir şeye ses çıkaramadığını,
Kimsesiz olmanın dayanılmaz acısını,
Eli kolu bağlı olmanın nasıl bir hissiyat olduğunu kemiklerinize kadar hissetmenizi sağlayacak bir kitap.
Bu coğrafyadaki insanlar arasındaki ilişkileri,
Egemen toplumsal kesimin eline geçirdiği ekonomik gücü kullanma şekilleri,
İyi ve kötü arasındaki savaşı,
İktidar ve sınıf ilişkileri çerçevesinde meydana gelen bir olayın nasıl gerçekleştiğini anlatıyor. İnternetten kitabın filminide bulabilirsiniz. YouTube da var.
Kitabı okudukça bu düzene yer yer isyan etmek istiyor insan, ancak Yusuf'un yaşadığı çaresizliği sizde defalarca kez yaşadığınızın farkına varıyorsunuz. Adaletin o günde bugün gibi güçlü olanların elinde olması yüzünüze çarptıkça irrite oluyor, yaşanan bu olayların günümüzde de değiştirilemiyor olması canınızı epey bir sıkıyor.
Sadede gelirsek, güçlü olursanız zayıfı ezmeyin, esirgeyin, koruyun. İnsanın içi eziliyor.
İyi okumalar.
Klâsik bir Türk ailesi...
Bir Türk ailesinin hayatını okumak isterseniz bu kitap tam size göre. İçten, samimi ve sıcacık. Hayatınızdan yavaş yavaş çıkacak insanlar üzerine yaşayacaklarınızı işlemiş. Hissediceklerimizi yüzeysel işlediğini düşünüyorum. Bir baba ve çevresindekiler, özellikle oğlu arasındaki ilişki üzerinde duruluyor. Kitapta gizemli kalan yerler var. Bunun okuyucuda merak uyandırmak amacıyla yazıldığını düşünüyorum. Kitapta aynı yerden defalarca geçilmesi aynı olayın defalarca yaşanması gibi tekrar eden aslında sıradan olan günlük hayatımız var. Kitabın dili sade ve akıcı. Bu yüzden elinizide aldığınızda bir solukta bitecek bir kitap.
Bir ölümün yavaş yavaş gelmesini ve sevdiğimiz (anne-baba) birini almasını konu edinen bir kitap okumak isterseniz tavsiye ederim.
İyi okumalar.
Ölmeden okunması gereken kitaplardan biri olmaya aday...
Kitap kesinlikle çok akıcı, düşündürücü ve sürükleyici. Kafa patlatılmış bir kitap belli(ilk 20-30 sayfada anlaşılıyor). Tam istediğim gibi. İnsan okurken zaman nasıl geçti anlamıyor, bu benim için önemliydi çünkü çabuk sıkılırım :/.
Bazen bir paragrafı sekiz kere okurum ama yine de bir ışık yanmaz kafamda. Bu kitapta ise aynı paragrafı her okuduğunuzda yeni anlamlar buluyorsunuz, harika. Çevirisi mi iyi gerçekten bu yüzden mi, yoksa yazar mı derin sorgulayıcı bir bilgiye sahip bilemiyorum. Bence ikincisi.
Kitaba gelirsek;
Yazar katı ahlak anlayışı sonucu olarak cinsel yönelimi sebebiyle iki yıl hapse mahkûm edilmiş. Yargılanırken hakkında delil gösterilen tek kitapta buymuş.
İnsanı günaha iten fikirler yok değil. Hakikaten insanın beynini bulandıran zehirli bir kitap... Sizi doğru ile yanlış arasında çelişkide bırakıyor. Ahlaki anlayışı sorguluyor. Modern günahları normallestiriyor.
Yazarın düşüncelerini itiraf ettiği bir kitap gibi geldi bana. Aynı kitaptaki ressam Basil'in duygularını eserine yansıttığı, bu yüzdende önce saklamak sonraysa sergilemek istediği tablo gibi bu kitap.
Okunmaya değer bir kitap, ufuk açıcı, karakterlerden biri filozofda olunca devamlı sizi düşünceye sevk ediyor.
Kitabı bitirdikten hemen sonra filminde izledim. Kitap ile neredeyse birebir aynı ve film gerçekten güzel. Ancak önce filmi izlerseniz birçok yer karanlıkta kalacaktır. Kitabı okuduktan snra film izleyin, daha anlaşılır ve zevkli olacaktır. İyi okumalar.
Kitap sevgisinin takıntılara dönüşümü
Bir şiir kitabı okurken bir arabanın altında kalarak ölmeyi düşleyen akademisyen birinin tam da düşündüğü şekilde ölümü ile başlıyor her şey. Onun yerine gelen başka bir hoca, ölen şahsa gelen çimentoya bulanmış kitabın ardına düşüyor. Kitabın sahibi bir kitap tutkunu ve sadece kitap okumayı seven öylesine birinden bahsettiğimi sanmayın. Kitap müptelası olmuş bir insan var ki kafayı kitaplarla bozmuş durumda. Zamanla kitaplarla ilgili takıntıları oluşmuş.. Belki 20 binden fazla kitaba sahip. Onları alacak parası da okuyacak zamanı da var..
Kağıttan ev yani kitabın adı, kitaplardan yapılmış bir evden geliyor. Onları yanında tutmak adına evinin duvarları yapan bir kitap bağımlısı. Gerçekten çılgınca.
Kitaplar ile ilgili birçok mukayesinin yapıldığı,
Nasıl okunmalı,
Nasıl saklanmalı,
Ödünç verilir verebilir mi insan,
Bir kitap çizilir mi,
Siz mi kitabın sahibisiniz yoksa kitap mı sizin sahibiniz.. gibi birçok sorunun üzerinde durulan kısa akıcı bir kitap.
Benim kitapta hoşuma giden yerlerden biri, yazarın değerli bulduğu kitap ve yazarlardan bahsetmesiydi. Onlardan birkaçını okumuş olmam beni ayrıca mutlu etti...
İyi okumalar.
Aşk ve intikam dolu bir kitap karşınızda..
Öncelikle yazarımızın bir kadın olduğunu belirtmek isterim. Kalemi güçlü bir kadın. Sanki kitap okumuyorsunuz da sinema izliyorsunuz. Her şeyi gözlerinizin önüne seriyor ama dolandırmadan gayet yalın ve anlaşılır. Kitap her an heyecanlı, hareketli, sürekli yeni gelişmeler oluyor. Sürükleyici olmasını çok sevdim, bu sayede kitaptan hiç sıkılmadım çünkü.
Kitapta karakteri güçlü bir kadın var, bu bana yazarın kendisini yansıttığını düşündürdü. Catherine erkek arkadaşının(bir dost-kardeş- aşk onun için) evden gitmesi sonrası onu ararken yağmurda ıslanır, sabaha kadar ıslak oturur ve bu süreçte sinir krizi geçirir. Doktor gelir, sağlığına çok dikkat edilmesi gerekildiği, tekrar öfke nöbeti geçirmesine neden olcak hiçbir şey yapılmaması konusunda uyarıda bulunur. Catherine zamanla sağlığını kaybeder ve ölür(kitabın küçük bir bölümü).
Ne tesadüftür ki yazarımız da erkek kardeşinin cenazesinde soğuk algınlığı kapmış, tedaviyi redderek ölmüştür.
Bu arada Catherine de yazarımız da küçük yaşta annelerini kaybediyor. Bu yüzden kendisiyle karakter arasında bir bağ olduğunu düşünmekteyim.
Aşk ve intikamın bir arada olduğu, sevginin nefrete, nefretin de sevgiye dönüştüğü bir kitap. Birçok duygunun aynı anda yaşandığı patlama anları fazlasıyla can alıcı ve merak uyandırıcı. Kısaca şunu söylemek istiyorum, kitap pimi çekilmiş bir bomba gibi devamlı sizi heyecan içinde tutuyor.
Son bir uyarı, kitapta başta kim kim anlaşılmıyor. Küçük bir kağıda okurken bir soyağacı çıkarırsanız sizin için okunması daha kolay olacak.
Ayrıca kitabı bitirdikten sonra filminde izlemenizi tavsiye ederim, film güzel. İyi okumalar...
Değerli bir yazardan kıymetli bir kitap...
Kitabın her cümlesi dolu dolu. Her satır yeni dünyalara pencere açıyor. Halil Cibran'in felsefe yazarı olmasının etkileri sürekli fark ediliyor. Dili akıcı ve sözlerin sıralamasında bir ahenk var, bu da şair özelliğinden kaynaklanıyor olsa gerek.
Karakterleri çok iyi betimliyor. Alnında ki çizgiden, yanağındaki çukura kadar kişiyi kafamızda -kısa cümlelerle- netleştiriyor. Burada ressam olduğunu hatırlatırım. Bende resim çizdiğim için çizerken dikkat ettiğim birçok ayrıntıyı söze döktüğünü fark ettim, harika gözlem yaptığını söylemeliyim, tabi bunu ressam olmasına borçlu olmalı.
Toplumu, ahlaksal kusurları, kadının yeri, kadının değeri, erkek ile kadın arasındaki ilişki...gibi birçok konuyu sorgulayan ufuk açıcı bir kitap. Kadının önemini anlayan, onu yücelten, haklıya hakkın veren değerli bir kitap. Halil Cibran, bu kitabı ile tam anlamıyla gönlümü fethetti.
İnsana değer veren bir yazardan, şiir gibi bir kitap okumak isteyenlere tavsiye ederim.
Birçok yerinde ağlamamak için kendimi zor tuttum. Kitabi okurken yanımda hep birileri olduğu için kendimi tuttum. İyi ki tutmuşum yoksa çok ağlardım. Dram filmi asla izlemem, dram içeren kitap okumam, dramdan uzak duruyorum. Çünkü acı çok fazla ve dayanılmaz... Bu kitapta dram var ama iyi ki okumuşum. İyi ki bilmeden almışım, çok güzeldi. İçimi ısıttı, çok samimiydi. Neleri yanlış yaptığımı, kimleri ne için kırıp döktüğümü, en kıymetli olanların kimler neler olduğunu bir kez daha hatırlattı bana. Pişman olunan geçmiş zaman için neyi yapmamak gerek onu gösterdi. Hayatımın sonuna doğru anlayıp fark edeceğim şeyleri bu yaşımda gösterdi. Bu büyük bir sevinç ve edinim benim için. İclal Aydın'ın kalemini, içtenliğini, bizden biri sıradan biri olarak yazmasını çok hoş buldum. Kitabınızı çok sevdim İclal hanım. Bu söylediklerim size ulaşmasını, sizi mutlu etmesini çok isterdim. Çünkü ben çok mutlu oldum.
İhtiyar Balıkçı
Büyük Okyanus akıntısında balıkçılık yapan yaşlı bir adamın mücadele dolu hikayesi. Yaşamın keyiflerine ve güzelliğine dair tutku dolu bir kitap.
İnsanın direncinin kırıldığı anları ve yaşlı adamın mücadele ruhuyla sınırlarını nasıl aştığını anlatan umut dolu bir hikaye.
Bu kitabın hem filmi hem de animasyonu bulunmakta,
Animasyonun Türkçe çevirisi de mevcut, 20 dakika. İzlemek isteyenler için adresi buraya bırakıyorum.
alkislarlayasiyorum.com/icerik/140251/t...
Dünyada yaşamaya devam etmek medeniyetlerin buluşması ile mümkündür.
İnsanlar özellikle de gençler şunu çok iyi anlamalı birlikte yaşamak hayatımız boyunca öğrenilen bir şey. Amin Maalouf.
Amin Maalouf eserlerinde kaynaştırıcı ve hoşgörülü bir anlayış tablosu çiziyor. İnsanları bir dünya vatandaşı olarak görüyor. Yüzüncü Ad eserinde de birçok
