İnsanın, önce kendini tanıması, kendini sorgulaması ve kendisiyle ilgili bilinmezlere cevap araması gerekmez mi? Bu, insan olmanın ilk şartı, değil mi?
Dünyayı keşfe çıkan, bilinmezlerin peşinde koşan insan, kendi varlığına ne kadar farkındadır? Çevrenin, hayatın ve insanların ayrıntılarıyla, eksiklikler ile ilgilenen insan, kendi ayrıntısının, kendi eksikliklerinin ne ölçüde bilincindedir?
Şu soruyu her gün kendimize sormalıyız: ben kimim? Niçin yaşıyorum? Nereden geldim? Nereye gidiyorum? Bu dünyayı ve içindekileri bize hizmetkar eden Kudret Sahibi bizden ne istiyor?
Benim en büyük hatam ise insanları kendim gibi görme saflığı içinde olmamdı, her sözü aldanmak ve yapmacık davranışın arkasına gizlenen art niyeti görememek, işte hayatımın en büyük yanlışı buydu.
Galiba bilim adamı olmak ayrı, adam olmak ayrı… okullarımız bilim adamı yetiştiriyor, ama adam yetiştirmiyor. Tabii ki hepsine haksızlık etmiyorum. Arada çıkıyor bazıları, ama nedense ben görmedim.
“ mutluluk ve özgürlük arıyorum” diye ailenizi terk ederseniz en büyük mutluluğu ve en yüce özgürlüğü kaybedip insana bir et gözüyle bakanların merhametine terk edilirsiniz. Çünkü dünyaya menfaat ve para gözlüğünden bakanlar, insanlarda hiç acımadan parayla ölçerler.