Kitabı bitirdim ama bir yanım biraz buruk. Kaan Murat bu kitabını diğer kitaplarından ayırarak yazmış. Hem konusu hem olayların işleyiş tarzı açısından farklı olmuş. Ama sanki havada kalan bir şeyler oldu hikaye çok yavaş ilerledi başlarda sonrasında hikaye o kadar apar topar bitti ki biz neyin nasıl olduğunu anlayana kadar bi bakmışız Kalender boynu bükük evde babasının mezarında. Ustinya eve gelmiş. Sanki sonunun böyle olması Kalenderin sefere çıkma amacını kaybetmesine neden oldu. Kitabın konusu, değindiği yerler ve mesajlar gerçekçi, doğru ve bir o kadar kıymetliydi. Günümüzde de dinin yayılması hususunda nasıl gerçekleştiği konusunda araştırmalar devam ediyor. Nihayetinde hepimizin aynı yerden geldiğimizi bir olduğumuzu anlatıyor. Zamanında Hristiyanlıkta papazlarin yerel halka nasil davrandığını ve bunun bir sınırı olmadığına çok iyi değinmiş. Kibrin, paranın, hırsın insanı nasıl canileştireceğini çok güzel anlatmış okurken tüylerim diken diken okudum insanların merhametsizliğinin sınırları gerçekten yok. Ama sanki Kaan Murat kitabın sonunu bir türlü getirememiş gibi davranmış bu kitabında. Sonunu bitirmek ağır gelmiş gibi. Kaldı ki adada kalan Kolomb ve tayfası noldu ? Orada bulmak istedikleri altın ve gümüşler noldu ? Yumanek'e noldu ? Balina Kalenderi nasıl tükürdü ve onu bulup nasıl iyileştirdiler ? Zaman kavramını bu kısımlarda göremiyoruz. Cevaplanması gereken çok soru var o yüzden sonunu beğenmedim. Ama değindiği konular, işleyiş tarzı, alınması gereken mesajlar açısından okunmasını tavsiye ederim.