Uzun zamandır okumak istediğim, elimde olmasına rağmen bir türlü okumaya vaktimin olmadığı bir kitaptı Fahrenheit 451.
Ütopik bir dünyadan seslenen bu kitabın konusu tam da kitaplarla ilgili. Severek okuduğunuz kitapların dünya üzerinde tek bir kopyasının dahi kalmadığını düşünün. Ya da sizde kalan son kopyanın itfaiyeciler tarafından yakıldığını. Evet itfaiyeciler. Kitap okumanın, kitap bulundurmanın ve bunlar üzerine düşünmenin yasaklandığı bir toplumda işleri kitapları bulup tek tek yakmak olan itfaiyecilik. Bu işi benimsemiş gönülden yapan bir itfaiyeci ile böyle bir toplumda çiçek açmış, hayattan zevk alan, düşünebilen bir kızın yollarının kesişmesiyle başlıyor kitabımız.
Toplum üzerine düşünmeye sevk eden bir çırpıda merakla okunacak bir kitap. Ben okuyup üzerine düşündükten sonra kitabı George Orwell’ın 1984 kitabına benzettim. İnsanların devamlı olarak kontrol edildiği, nasıl düşünmesi gerektiğine kadar yol veren baskıcı bir yönetimin olduğu ve düşünmeyi çoktan unutmuş, beyinleri uyuşmuş itaatkar bir toplumun hikayesi tekrar karşımızda. Bütün bunların içinde uyanmaya ve bir şeyleri değiştirme çalışan üç beş kişinin verdiği mücadele.
Bunların genel olarak aynı olduğu aydınlatıcı bir kitap. Kesinlikle okumanızı tavsiye ederim. 10/10
#kitap #kitapönerisi #kitapokumak #kitapkurdu #fahrenheit451 #raybradbury #okudumbitti #okudumokuyun #kitaplarbedavaolsa #kitapyorumu #kitaptavsiyesi