Öncelikle müthiş bir önyargı ile elime aldığım bu kitabın beni nasıl ters köşe yaptığından bahsetmek istiyorum. Daha önce “Semerkant” kitabını okudum ve biraz da öncesinde bildiğim Hasan Sabbah’ı merak ettim. Fakat Semerkant kitabını okurken biraz sıkıldım. Bu sebeple merak etsem de Alamut Kalesi’ne elim pek gitmedi. Sıkıcı olabileceğini düşünüp hep ertelemiştim okumayı. Ama gerçekten de çok yanılttı. Olay örgüsü ve anlatımı ile elimden neredeyse hiç düşürmeden okudum kitabı. Kitap tarihi açıdan da çok fazla bilgi dolu. Selçuklular döneminde Hasan Sabbah, Ömer Hayyam ve Nizami Mülk’ün arasındaki ilişki, Haşhaşiler denilen örgütün oluşmasını sağlayan İsmaili tarikatı ve hepsinden de önemlisi bence Hasan Sabbah’ın ideolojinisi okumak. İnsan gerçekten hayret ediyor. Çok uzun yıllar önce insanlar nasıl kandırılmışsa hala günümüzde aynı taktiğin işlediğini görmek biraz üzdü beni. Bütünü ile muazzam bir kitaptı. Mutlaka okumanızı tavsiye ederim.
