Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Şeyma Ş.

Reklam
Yıkıntılar üzerinde
Candide çırpınan insanların yanında ve yıkıntılar üzerinde durmadan yürüdü. Böylece çantasında kumanyası, aklında Matmazel Cunégonde, savaş alanından dışarı çıktı.
Bene Gesserit Deyişlerinden
Leydi Fenring, "Bir Bene Gesserit deyişi vardır." dedi. "Olmasa şaşardım zaten!" dedi Kont. Leydi Fenring "Bunu seveceksin," dedi. "Şöyle: 'Cesedini görmeden kimseyi ölü saymayın. Görseniz bile yanılmış olabilirsiniz.'"
Sayfa 458Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bıçağın Yolu
Arrakis bıçağın yolunu öğretir... Kusurlu olan be varsa kesip atmayı ve "Artık kusursuz, çünkü burada bitiyor." demeyi öğretir. -Prenses Irulan "Muad'dib'in Toplu Özdeyişleri"
Sayfa 242Kitabı okudu
Onlar gibi düşünmek
Su israfı, diye düşündü; Arrakisliler gibi düşündüğünü biliyordu.
Sayfa 241Kitabı okudu
Reklam
İktisat disiplininin İktisadı
Bu kişiler diğer modellerin de olduğunu unutmuşlardı. Ortada çok fazla Fama ama çok az Shiller lafı dolaşıyordu. İktisat disiplininin iktisadında işler yolunda gidiyor olabilirdi, ama psikolojisinde ve sosyolojisinde sorun olduğu belliydi.
Sayfa 146 - "İktisatçılar Yanlış Yaptıklarında" bölümünden alınmıştır.Kitabı okudu
İktisatçı Şakaları
Bir şeyin pratikte işlediğini gördüğünde onun teoride de işleyip işlemeyeceğini merak eden kişiye iktisatçı denilir.
Oruç Dünyasında
Çağımızda, oruç ayının gelişi, uzaktaki bir yakınımızın geri dönüşü gibi bir etki yapıyor. Birden şehir değişiyor, insanlar değişiyor, konuğun şerefine daha bir çeki düzen veriliyor tavırlara.
Sayfa 105Kitabı okudu
Derbederlik
Şinasi derbederlikten en muntazam adam kadar nefret ederek derbeder olmaya mecbur kalırdı ve bu, derunî anarşisinin akislerini eşyada da görmeye mahkum olduğu zamanlara mahsus, zarurî bir perişanlıktı.
Düzenli çalışma
Az da olsa düzenli ama sürekli olan çalışma, uzun molalar içeren yüksek eforların toplamından daha güçlüdür ve daha değerlidir.
Reklam
Medeniyet Aklı
Benim teklif ettiğim model ise başka... Ben ona "pergel modeli" diyorum. Yani, tarihimizi çok iyi bilip, anlayıp, ayrıntıların ardındaki medeniyet aklını keşfedip bugüne yansıtmak. Bir ayağımız kendi geleneğimizde, medeniyetimizde ve tarihimizde sabit iken, diğeriyle geçmişte ve günümüzdeki bütün dünya medeniyetlerinin doğru ve iyi yanlarını kuşatmak.
ne olur?
Bir insan hem anormal hem de hiç olamaz. Ya ne olur? Bir daha baktı bahçeye doğru. Mutsuz olur.
Sayfa 302Kitabı okudu
Olacak olanlar
Hayat, böyle bir yerdeysen oldukça basittir ve bütün olanlar da olacak olanın olması için gerçekleşen küçük, önemli gibi görünen ama önemsiz ayrıntılardır.
Sayfa 208Kitabı okudu
Neresi
"Sonra uzanıyor, başka evler, başka dünyalar." "Neresi orası?" "İstanbul." "İstanbul'un neresi?" "İçi ... Yüreği, kalbi ... Umudu... Ne fark eder ki, her şey İstanbul'dur zaten." dedi. İnanılmaz.
Sayfa 189Kitabı okudu
"Okula gidip geliyorum. Hep farklı yollardan...Farklı adımlar, farklı kıyafetler. Ben olabilecek ama benim gibi Olmayacak bir ben arıyorum." dedim.
Kendimi görmek
Doğrulup aynanın karşısına geçtim. Ayna ayna söyle bana, beni görebiliyor musun? Ya, demek görebiliyorsun, peki neden ben sende kendimi göremiyorum?
Reklam
33.
Belki de ben bunu sordum sana ve sen de sende de bir benzeri olduğunu fark edip bana sordun. Daha kendi iki anının hangisi eski hangisi yeni bilmiyorsun da benim sorumla senin sorunun hangisi daha önce hangisi sonra bunu nereden biliyorsun?
Sayfa 119Kitabı okudu
22.
Galiba acıkmıştım , bu sebeple insanlaşıyordum hızla. Hemen elimi attım çantama, bir tomar para çıkardım, hızla tıktım ağzıma. Yavaş yavaş çiğnedim ve yuttum. Artık iyice doymuştum. Yola koyulabilirdim.
Köy sessizliğin içinde boğuluyordu. Köy sessizliğin içinde boğulurken ses çıkarmıyordu. Köyün , sessizliğin içinde boğulurken çıkartmadığı ses insanları boğuyordu. İnsanlar da sessizliğin içinde boğulurken ses çıkartmıyorlardı.
Sayfa 119 - Kasaba adlı öyküdenKitabı okudu
Evvel Ahir, Batın Zahir.
"Ertesi gün yine gittim. Bekledim. Bir yıl böyle geçti. Daha kırmızı vardı. Mor vardı mesela. Turkuaz vardı. Kahverengi ne güzeldi, açığı güzeldi, koyusu başka güzeldi.
Havaya düşen
"Yere düşmüyordu, çünkü uçabiliyordu, uçabilenler havaya düşerdi. Yerden havaya, yukarıya."
"Adını daha önce duymamıştım. Zaten kitaplarla aram pek iyi değildi. Kitabın adı ilgimi çekmişti ve almıştım. Yazar nereliydi bilmesem de kitabın yanında o esnada başka bir kitap vardı ve o kitapta bir şairin sözü olarak 'Sınırlar yapay, coğrafyalar gerçektir.' yazıyordu. O cümleyi okuyunca Aleksandr Ivanov 'un nereli olduğu hangi milletten olduğu benim için önem arzetmez oldu."