Abbas Sayar insanı almış, kalburunda elemiş, eleğin altında kalan büyük çoğunluğu olan Anadolu İnsanının tasvirini, düşünce yapısını, yaşayış tarzını göğe yükselip olanı biteni izleyerek yazıya aktarmış.
İşim dolayısıyla şehirlerde köylerde çok fazla seyehat etmiştim. Tam olarak gözlerimi kapattığımda zihnimde canlanan insan profillerini alıp bu kitaba yerleştirmiş. Güçlü bir kalem olduğunu anlatmaya zaten gerek yok. O kısmı direkt geçelim ve kitaba gelelim.
Hüküm verilir ve yılkıya bırakılır.. Bir çırpıda söylenen kelimedir YILKI. Çaresizlik, ölüm, açlık, soğuk, hastalık ne ararsak buluruz bu kelimede. Hüssünoğlu’da 15 yıldır kazancının kapısını, işe yaramıyor diye yılkıya bırakıyor. Doru kısrak evim diye gitmemeye dirense bile sonunda umutsuzca bozkıra doğru kendini sürüyor. Geride bıraktığı evini, tayını, herşeyini, soğuk zihnini bulandırana kadar dönüp dolanıp düşünüyor. Bir atın gözünden anlatılmış Türk edebiyatında daha güçlü hikayeye denk gelmedim.