Onu tarif edilemez bir biçimde sevdiğimi, tarif edilemediği için nasıl sevdiğimin anlaşılamadığını, anlaşılmamış bir şeyin arkasında dikilip duran siluetimin benzer bir biçimde dikilebilen odunu bile anlamlı kılabilme yeteneğini, alemin yetenekli odunlara olan zaafını ve belki de bu nedenle aslen intiharı bir gidiş olarak yola çıkmış iken, gerçeğin ta kendisi ve hatta bizatihi hakikat olarak dönüp geldiğimi...