Jung'a göre yaşamın esas amacı, içimizdeki gücü keşfetmek, kendi gerçeklik algımızı takip etmek ve başlı başına bir bütün olmayı başarmaktı. Bu da daha sonra bütünleşme adını verdiği hadisenin temel hedefiydi.
... doktorun dünyada bir görevi vardır, yaşamın kaynaklarına ulaşmasının ve ölümün gizemli karanlıklarının derinliklerine inmesinin amacı bu görevi yerine getirmektir. Suç işlendiğinde hiç kuşkusuz şaşıran Tanrı bakışlarını suçludan ayırır. 'İşte o!' demek doktora düşer.
O, kendini bir tutukevine teslim edebilirdi. Bir tutuklu olarak ölmek - bu yaşamın bir amacı olabilirdi. Ama parmaklıklı bir kafesin içindeydi. Dünyanın gürültü patırtısı parmaklıkların arasından içeri akıyordu, sanki evmiş gibi vurdumduymaz ve zorbaca; tutuklu gerçekte özgürdü, her şeye katılabilirdi, dışarda olan biten hiçbir şeyi kaçırmıyordu, hatta kafesten çıkabilirdi, her şeyden önce parmaklıklar birbirinden metrelerce uzaktaydı, yani tutuklanmış bile değildi
_Tanrı, ilk ateisttir. E. Hubbard
_Din, gönüllü köleliktir. Herzen
_Burada bir ateist yatıyor. Giyinip kuşanmış hazır, ama gidecek bir yeri yok; ne cennet ne de cehennem. Mezar taşı
_Çürümüş bedenimden çiçekler çıkacak ve ben de onların içinde olacağım. E. Mumch
_Bir zamanlar ateist olmak istemiştim. Artık vazgeçiyorum. Adamların tatili yok! H.
İyi etki diye bir şey yoktur.Etki,özünde tümden gayriahlakidir;bilimsel olarak da böyledir.Çünkü bir insanı etkilemek ona kendi ruhunu vermektir.Etkilenen kişi artık kendi fikirleriyle düşünemez,kendi tutkularıyla yanıp tutuşamaz hale gelir.Günahları bile ödünçtür;günah diye bir şey varsa tabii.Artık bir başkasının müziğindeki yankıdan,kendisi için yazılmamış bir rolü oynayan bir oyuncudan ibarettir.Oya yaşamın amacı kendi kendini geliştirmek,tekamülmetmektir.Dünyaya gelme sebebimiz özümüzün farkına varmaktır.Bugünlerde insanlar kendilerinden korkar oldu.Görevlerin en ulvisini,kendilerine karşı olanı unuttular.
"Kitapların amacı yaşamayı öğretmek değil , içimizde yaşama , başka türlü yaşama isteği uyandırmaktır. Kendi içinizde yaşama imkanını yaşamın ilkesini bulmak".
Ne yaşanırsa yaşansın her seferinde yeniden başlayabilmek... Yaşamın en elle tutulur amacı, mevcut koşullara rağmen her şeye sil baştan yeniden başlayabilme gücünü bulabilmekti belki de.
Çileci ideali hariç, insanın, insan hayvanının şimdiye değin bir anlamı olmadı. Yeryüzündeki varlığının bir amacı olmadı; "İnsan gerçekten niçin vardır?" - sorusu cevabı olmayan bir soruydu; insan ve yeryüzü için bir istenç yoktu; her büyük insanın kaderinin ardında dahi hep aynı "Boşuna!" nakaratı yankılandı. Çileci idealin
Çünkü bir insanı etkilemek ona kendi ruhunu vermektir. O, doğal düşünceleri düşünmez ve doğal tutkuyla yanıp tutuşur. Erdemleri onun için gerçek değildir. Günahları, ki bunlara günah denirse, ödünç alınmıştır. O, başka birisinin müziğinin yankısı veya onun için yazılmamış bir oyunun aktörü olur. Yaşamın amacı kendi kendini yetiştirmektir. Hepimizin burada bulunma amacı kendi doğamızı anlamaktır. İnsanlar günümüzde kendilerinden korkuyorlar. Bütün görevlerin en üstününün kendilerine karşı borçlu oldukları görev olduğunu unutuyorlar.
"İnsanın Anlam Arayışı" kitabından çıkarılabilecek bazı önemli dersler:
Anlam, Hayatın Temelidir:
Frankl, hayatın en temel motivasyonunun anlam arayışı olduğunu savunur. İnsanlar, yaşamda anlam bulma çabası içindedirler ve bu anlam, yaşamın dayanıklılığı ve tatmini için önemlidir.
Zorluklarla Başa Çıkma Gücü:
Yazar, Nazilerin toplama