Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Maali Almeida’nın Yedi Ay Dönümü
Maali Almeida’nın Yedi Ay Dönümü
Ödüllü yazar eserinde üst kurguyu okuyucuya , ikinci tekil şahıs kipiyle aktarmıştır.Üst kurgudaki Maali Almeida'nın ölümü ile başlıyor eser.Kumarbaz , gay ve savaş fotoğrafçısı olan Maali Almeida ölünce adeta Araf gibi bir yerde bir sonraki aşamaya geçebilmek için yedi ay dönümü süresince bekliyor.Bu bekleme süresince yaşamında bulunduğu yerlerde hayalet olarak süzülüyor ve bazı yaşayanların kulağına fısıldayabiliyor.Eser okuyucuyu adeta 90'lı yılların Sri Lanka'sına ışınlıyor.Bu ışınlandığımız yerler korkunç.Bir okuyucu olarak kendimizi Sri Lanka'nın kanlı iç savaş döneminde buluyoruz.Çok fazla sayıda insanın yaşamını yitirdiği ''Kara Temmuz '' olaylarını okuyunca istemsizce içim kötü oldu.Muhalif ve eşcinsel olan Maali Almeida'yı kim öldürdü ? Sonraki ay dönümünde ne olacak derken bir anda biten kitabı oldukça sevdim lakin kitabı çok fazla yarım bırakan olmuş.Bence yazarın dili çok lezzetli , kitabın kurgusu ise muazzamdı.Kesinlikle eserin yaşı +18 diye düşünmekteyim.
Küçük bir teşekkür
Geçenlerde
Vefa Karagöktaş
Vefa Karagöktaş
bana dinlenmek ile ilgili bir soru sordu. Dinlendiğim kitabı da kapsıyordu bu soru ki ben kitap değil, kitaplar şeklinde cevapladım soruyu.
Mustafa Kutlu
Mustafa Kutlu
'nun kitapları beni dinlendiriyor dedim, ki hakikaten de öyle. Yine hoşuma giden kelimeler de soruldu bana. Onlar da hemdem ve temaşa idi. Bunun yanısıra 'nahif', 'latif', 'neşe', 'asude' diğer hoşuma giden kelimeler. Bütün bu kelimeleri kapsayan kitapların yazarı nasıl dinlendirmez insanı?
Bahadır Yaldız
Bahadır Yaldız
da Kutlu'nun dinlendiriciliğinden bahsetmişti. Onun gibi
Mustafa Kutlu
Mustafa Kutlu
okuyucuları anlar ne demek istediğimi... Şimdilerde kelimelerinde dinlenebildiğim, hayattaki hoşlukları hatırlatan
Fatma Barbarosoğlu
Fatma Barbarosoğlu
'nun kitapları da bu soruya cevap olarak verilebilir benim için.
Şermin Yaşar
Şermin Yaşar
öyküleriyle,
Mustafa Kutlu
Mustafa Kutlu
düşündüren ve dinlendiren olay örgüleriyle,
Fatma Barbarosoğlu
Fatma Barbarosoğlu
da denemeleriyle benim yazma teşebbüslerime ilham olan üç yazar oldu, oluyorlar. Bu vesileyle onlara teşekkür etmek istedim. Yalnızca onlara değil okur-yazar kardeşlerim
Bahadır Yaldız
Bahadır Yaldız
ve
Vefa Karagöktaş
Vefa Karagöktaş
'ya da teşekkürler.
Reklam
Bunun en çarpıcı örneği Deir Yasin oldu. 9 Nisan 1948'de, Nazilerin Oradour'da uyguladıkları yöntemin tıpatıp benzeriyle, O köyün (erkek, kadın, çocuk, yaşlı) 250 sakinini, elebaşları Menahem Begin "İrgun" çeteleri tarafından katledildi. İsyan: İrgun'un Tarihi kitabında Begin, "Deir Yasin 'zaferi' olmasaydı İsrail Devleti olmazdı diye yazar. (İngiliz baskısı, s. 162)
İsrail Sorunu
İsrail Sorunu
Yusuf

Yusuf

@_gnothiseauton
·
30 Nisan 14:50
Kimin Mandası, Kimin Himayesi?
29 Kasım 1947 tarihli paylaştırma kararı ile Filistin'de İngiliz mandacılığının resmen sona eriş tarihi olan 15 Mayıs 1948 arasında siyonist çeteler, yafa ve Akka gibi Araplara verilen bölgedeki arazilere de el koyarlar. Ne var ki siyonist devlete o kadar Toprak da yetmiyordu. O yüzden de yerli halkı işçi olarak kullanmak gibi geleneksel bir sömürme maksadıyla değil de yerli halkı Sürgün edip oralarda göçmen Yahudilere yerleşim birimleri açmak için sahip ve sakinlerinden o toprakların boşaltılması gerekiyordu. Siyonist devlet bu hedefe ulaşmak için, gerçek bir devlet terörizmi başlattı, yani Filistin halkına karşı hakiki anlamda "pogromlar/katliamlar" yürüttü.
Kimseye iç âlemini açma Gizli tut Yan ama tütme
İbn-i Haldun
İbn-i Haldun
Öncelikle tanrıya inanan (tengrici) birisiyim. Yaratıcının varlığı kanıtlanamaz. Sadece inanılır. Bu şekilde de kimseyi inandıramazsınız. Tersine yazar komik duruma düşüyor.
K E R E M   ✓

K E R E M ✓

@bitirhakem
·
30 Nisan 10:58
Tanrı varsa neden oradan başını çevirip geçiyor? Sakın Tanrı bir Tanrıtanımaz olmasın?
Can YayınlarıKitabı okuyor
Ben, kendi kendimi bütünüyle mahvettim. Artık kendimi kıyaslayabileceğim herhangi bir şey var mıdır; ahlak kuralları filan? Bana faydası olacak hiçbir ahlak kuralı yoktur artık. Hele böyle bir durumda ahlak dersleri kadar yersiz bir şey olamaz. Ah, şu kendini beğenmiş tipler! Böbürlene böbürlene sana nasihatler vermeleri! Şu anki durumumun iğrençliğini ve pisliğini en az kendileri kadar bildiğimi bilselerdi, o koca dillerini sallamaktan vazgeçerlerdi. Bana bilmediğim ne söyleyebilirler ki? Benim sorunumla ilgili ne bilebilirler ki? Yazar - Fyodor Dostoyevski
Reklam
Zaman kaderdir. Zaman işlerken insan Tanrısallığını kullanır kaderini anbean yazar. Kağıtta kalem de insanın elindedir. Her sabah tertemiz bir sayfa açılır kimisi korktuklarını yazar kimileri geçmişteki deneyimlerini. Hayat bu, zaman işliyor. Kaderini yazarken elin titremesin. Gökten Gelen/Agartha
Kimi yazar derdini anlatır , kimi de yazar dert onu anlatır ...
Franz kara
Franz kara
"Dünya bir bütün, ben dışındayım."
Virginia Woolf
Virginia Woolf
-Alaca bir at koşar içimde zamansız, mekansız, nefese doğru… diye yazar ve sona doğru gelince; “At vuruldu, içim paramparça, Rüveyda” der! Bilen bilir, bu bir ölümdür..
Nurullah Genç
Nurullah Genç
Reklam
canı isteyince insan, kendine hizmet eden bir tarih yazar canı ister ve evinden çıkmadan hayatını mahveder*1
İstanbul'un 100 Misafiri
İstanbul'un 100 Misafiri
Şehre Rumlar’ın "istimboli", Türklerin ise "Stampol" dediğinden ve Boğazın Büyük İskender tarafından açıldığına dair bir efsaneden bahseden yazar, "Kızılelma" efsanesine konu olan Ayasofya önündeki İustinianos heykelinin elindeki kürenin yokluğunu, Müslümanların Hiristiyanlara galip geleceğinin bir işareti olarak yorumlar.
Adam Phillips kitabında şöyle yazar; bir şeyi cezalandırma korkusuyla yapmakla, yanlış olduğuna inandığımız için yapmamak arasında büyük bir fark vardır. Yani suçluluk duygusu illaki insanın değer verdiği şeylere dair bir ipucu sunmaz. Sadece insanın neden ve kimden korktuğuna dair iyi bir ipucu sunar. Gözdağından doğan ahlak ahlaksızlıktır. Ve ekler: Boğmaya yeltendiğimiz her tür dürtü zihinde kuluçkaya yatar ve bizi zehirler. Tanıdık geldi mi? Dostoyevski Suç ve Ceza kitabında şöyle izah eder: Suçluluk hissi yoktur, yalnızca yakalanma korkusu vardır.
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.