Kısa kısa öykülerden oluşan eserde yine toplumsal olaylara, krakter analizlerine bolca betimlemelere yer vermiş yazar. Kendinizi bir anda bilinmedik bir semte bilinmedik bir olayın girdabına kapılmış giderken buluyor yarı yolda kayboluyor ve sizi yola çıkaran yazarın başka bir hikayeye gittiğini anlıyorsunuz. Yazar ve kalemini anlamak için ardı sıra okuyorum eserlerini ,hepsi aynı çizgide farklı malzemelerle ilerliyor . Yine de her eserinde size kalıcı cümleler hediye ediyor.
"bir ara ne düşündüm bilir misiniz? şu bizim dükkânla evi satayım. o sazlı gazino yok mu hani, söz açtığım? orada dışarı siparişlerini gören kız vardı ya hani alnı dar olanı- onu metres tutayım. bir sene sonra da öleyim.
bineyim bir boğaziçi vapuruna günün birinde. bebek'le arnavutköy önlerinde arka taraftaki oturduğum kanapeden kalkayım, etrafıma bakayım; kimseler yoksa, denizin içine bırakıvereyim kendimi."
"insanlar korkunç şeylerdi. garip gözleri vardı. sabah sabah damlıyorlar; nasıl kazık atacağız birisine, diye fırıl fırıl, yalnız hamallarla çuvalların gezindiği sokaklarda dolaşıyorlardı. bütün mesele bir yere mal yığmaktı. bütün mesele ötekini kafese koymaktı. "
luzümsuz adam, sait faik abasıyanık