Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Austin Bay

Austin BayAtatürk yazarı
Yazar
8.5/10
15 Kişi
47
Okunma
6
Beğeni
1.469
Görüntülenme

Austin Bay Sözleri ve Alıntıları

Austin Bay sözleri ve alıntılarını, Austin Bay kitap alıntılarını, Austin Bay en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tarihte Müslüman bir ulusu Batılı parlamenter demokrasiyle yönetilen laik bir devlet haline dönüştürmeyi başaran tek liderdi.
"Bundan sonra olacaklar için size ihtiyacım var." - Mustafa Kemal
Sayfa 195Kitabı okudu
Reklam
Padişah için önce hanedanın ayrıcalıkları, sonra Türkiye geliyordu.
Sayfa 169Kitabı okudu
"O güzelim Selanik'i düşmana nasıl teslim edersiniz?" - Mustafa Kemal
Sayfa 91 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
Mustafa Kemal'in askeri içgüdü ve öngörü konusunda kendi etkileyici metaforunu kullanmak gerekirse, Çanakkale Savaşı'nın ilk saatlerinde kılıcıyla değil dürbünüyle savaşmıştı.
İslam ile Hristiyanlık, Avrupa ile Asya arasında bir köprü kuran Atatürk devrimleri, Güney Asya, Afrika ve Güney Amerika da dâhil olmak üzere gelişmekte olan dünyayı etkilemeye devam etmektedir.
Sayfa 25 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
Reklam
edin edin siz de nefret edin.. (=
21. yüzyıldaki savaşların da Atatürk ve mirasıyla doğrudan ilgisi vardır. Usame bin Ladin 11 Eylül saldırısının öncesi ve sonrasında ileri sürdüğü tezlerde Müslümanların "seksen yıldan beri" öfke içinde yaşadığından bahsetmişti. Onun seksen yılla kastettiği olay, başta halifelik olmak üzere kalıplaşmış Osmanlı kurumlarının yerini alan Atatürk'ün toplumsal, ekonomik ve siyasi modernleşme programlarıdır. Nüfusun ezici çoğunluğunun Müslüman olduğu cumhuriyet Türkiyesi'nde, Atatürk devlet işlerini Müslüman din adamlarının elinden sistematik biçimde ayırırken ülke şeriatla değil seçimle belirlenen meclisin çıkardığı yasalarla yönetilmeye başlandı. İşte El Kaide Atatürk'ten bu yüzden nefret etmektedir.
Mustafa Kemal'in mesleğine düşkünlüğü onun mücadeleci kişiliğini öne çıkarmıştı
Mustafa Kemal 8 Ağustos'ta büyük bir coşkuyla Diyarbakır'daki Ahmet İzzet Paşa'ya şu telgrafı gönderdi: Kumandan. 2. Ordu Karargahı: Kuvvetlerimiz dün Muş'u, bugün Bitlis'i aldı. Düşmanı kovalamaya devam ediyoruz. -Kumandan, 16. Kolordu.
Sayfa 151Kitabı okudu
Muhtemelen yirminci yüzyılda yaşamış hiçbir lider, ülkesi için Mustafa Kemal Atatürk kadar çabalamamıştır.
Sayfa 11 - Pegasus Yayınları.
Reklam
Osmanlılar Almanlara orduyu ancak 1915'te seferber edebileceklerini bildirdi. Eylül ayı geldiğinde Almanya doğu ve batı cephelerinde kesin zaferler kazanmayı başaramamıştı. İngiltere ve Rusya'nın dikkatini başka yere çekmesi gerekiyordu. Ekim ayında Osmanlı yönetiminden harekete geçip donanmanın Rusya'nın limanlarına saldırarak Kafkas cephesini oluşturmasını, ordunun Sina Çölü'nden saldırıp Süveyş Kanalını tehdit etmesini istedi. Enver Paşa bu isteği kabul etti. Talat ve Cemal paşalar da onun kararına uydular. Alman askerlerinin bulunduğu Yavuz (Goeben) kruvazörü 29 ve 30 Ekim'de Sivastopol ile Odesa'yı bombaladı. Bu deniz saldırısının ayrıntıları belirgin olmasa da Rusya 2 Kasım 1914'te savaş ilan etti. Onu 5 Kasım'da Britanya ve Fransa izledi. Britanya'nın savaş ilanı pek aceleci tarzdaydı. 3 Kasım'da kraliyet donanmasına ait bir filo Kumkale (Çanakkale Boğazı'nın Anadolu kıyısının batı ucunda) ve Seddülbahir'i bombaladı. Seddülbahir'in cephaneliğine isabet eden bir top mermisi kalenin yıkılmasına ve sahildeki on topun yuvasından çıkmasına neden oldu.22 İstanbul hükümeti 11 Kasım'da Üçlü İttifak'a resmen savaş ilan etti. Osmanlı İmparatorluğu, İttifak Devletleri üyesi oldu. Böylece çökme aşamasındaki Osmanlı hanedanı, Avusturya-Macaristan'ı yöneten Habsburglar ve Almanya'nın Hohenzollern hanedanıyla müttefik olmuştu. Tarihçi Hew Strachan bu konuda şunu yazmıştı: "Bugün dönüp geriye baktığımızda, Goeben ve Breslau'nun Çanakkale Boğazı'ndan geçmesine izin verdiği andan itibaren Türkiye'nin savaşa girmesi kaçınılmaz olmuştu."
Sayfa 115 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
Mustafa Kemal, 9. Tümen'in geri çekilen askerlerine, "Neden kaçıyorsunuz?" diye sordu. Askerler, "Düşmandan komutanım," diye cevap verdi. "Nerede?" "Orada," diyerek Düztepe'yi gösterdiler. Bir düşman hattının ilerlemekte olduğuna kuşku yoktu. Düşman askerleri Mustafa Kemal'e, komutanı olduğu ve doğu yamacından gelmekte olan 57. Alay'dan daha yakındaydı. O anda aklıyla mı yoksa sezgileriyle mi hareket ettiğini kendisi de bilmiyordu. Geri çekilmekte olan askerlere dönerek, "Düşmandan kaçılmaz," dedi. "Mermimiz bitti," diye karşılık verdiler. "Merminiz yoksa süngünüz var." Askerlere süngü takıp yere yatmalarını emretti. Onlar emri uygulayınca düşman askerleri de yere yattı. Böylece Osmanlı birlikleri zaman kazanmıştı. Mustafa Kemal'in doğaçlama hilesi işe yaramıştı. Avustralyalılar Türklerin durup döndüğünü ve yere yattığını gördüler. Birbirini izleyen bu hareketler tecrübeli piyadeler için pusu belirtisi anlamına geliyordu. Süngü takmaksa saldırgan bir tavrın göstergesiydi. Bu kurnazca cesaret gösterisi işe yaramıştı. 57. Alay'ın önden giden taburu birkaç dakika içinde yetişti ve böylece Osmanlı ordusunun geri çekilmesi sona erdi. Mustafa Kemal askerlerine o çok iyi bilinen emrini verdi: "Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum! Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfinda yerimizi başka kuvvetler ve komutanlar alabilir!" Türklerin sabah 10.24'te başlayan karşı taarruzuyla birlikte Mustafa Kemal Atatürk'ün tarih yazan yükselişi de başlamıştı.
Sayfa 22 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
Zübeyde ve Ali Rıza, Mustafa'nın eğitimi konusunda sonunda -kelimenin tam anlamıyla- resmî bir anlaşma yaptılar. Mustafa 1888'de, babasının ölümünden önce, bir müddet mahalledeki medreseye giderek Kuran okumayı öğrendi ve mahallede Kuran öğretmeniyle birlikte boy gösterdi. Kansının geleneklere bağlılığını yerine getiren Ali Rıza, yedi yaşındaki oğlunu temel eğitim veren bir ilkokula nakletti. Ne var ki, kılık kıyafetine dikkat eden Mustafa, "kuşakla bağlanan şalvar giymek zorunda kaldığını," hatırlıyordu.
Sayfa 33 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
Çanakkale Savaşı'nı değerlendiren Batılı yorumcular genellikle kendi komutanlarını kıyı başında yaşanan gecikme ve tereddüt nedeniyle suçlarlar. Nitekim bunda bir miktar doğruluk payı vardır. Fakat savaş iki taraflı bir mücadeledir. Bu kritik savaşta insan olarak iyi yönetilen ve telkinde bulunulan Osmanlı kuvvetleri daha sağlam, daha çabuk toparlanır durumdaydı ve belirleyici olan noktada daha yetenekliydi. Mustafa Kemal Atatürk böylece Birinci Dünya Savaşı'nın en büyük muharebelerinden birini kazandı.
Sayfa 14 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
"Nüfusun ezici çoğunluğunun Müslüman olduğu cumhuriyet Türkiyesi'nde, Atatürk devlet işlerini Müslüman din adamlarının elinden sistematik biçimde ayırırken ülke şeriatla değil seçimle belirlenen meclisin çıkardığı yasalarla yönetilmeye başlandı. İşte El Kaide Atatürk'ten bu yüzden nefret etmektedir."
213 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.