Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.10
En Yeni Misli Baydoğan Yorumları ve İncelemeleri
En Yeni Misli Baydoğan sözleri ve alıntılarını, en yeni Misli Baydoğan kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ete kemiğe büründüm, karga diye göründüm.Kutlu Selçuk neslinin kervanından seyrettim. Hû!
Gezgin, inançlı ve dilli bir karga hayal edin.
Türk’ün toprağını yurt bellemiş ve Selçuk soyuna hayran olsun. En büyük amacı ise: uzun ömrünün ona gösterdiklerini yeni nesillere anlatarak, ata yurtlarının kıymetini belletmek. Bu kara karga bir de mütevazi ki, sormayın. Yanlış yapmaktan, yalan söyleyipte doğruyu çarptırmaktan çok korkuyor. O yüzden ‘18 ana başlık’ etrafında anlatmaya başladığı anılarını, bütüncül bir anlatımla Demir Dukak’tan başlatarak, Büyük Selçuklu’un doğuşunu, mirasın zamanla Türkiye Selçuklu nesline nasıl aktarıldığını ve bozkır kültürüyle harmanlandığı insanların, islamiyetle nasıl evliyalaştığının hikayesini anlatıyor. Tabi bir de Çağrı Bey’in kardeşi Selçuk’a hakimiyetini teslim etme âlicenaplığını anlatması var ki, bu kısmı tarih kitabında okusan böyle etkilenmezsin.
Sevgili yazarım @mislib bütüncül bir tarzla hikayelerini anlatırken gerçekten güzel bir emek vermiş. Her cümlesinde coğrafi yer adlarını kullanışından, evliyaullah dünyasına kadar aralandığı o minik pencereyi hissettiriyor okuyucusuna.
son okuduğun kitabın yazarıyla söyleşi yaparak, asıl anlatmak istediklerini konuşmak da ayrı bir mutluluk malum.
Tekrar emeğine yüreğine sağlık @mislib Kalemin hiç yorulmasın
Biliniz ki bu dünyadan bir Selçuk soyu geçti.
Bir de onları Yaradan’a meftun bir aciz kara tüylü kuş. Bizleri unutmayınız!
Arka fonda Ali Kınık çalıyor: "Bildiğin Gibi Değil ".
Savrulan gençliğin, ömrün, geçmişin ve geleceğin , vedanın, kavuşmanın, kavuşamamanın en ağır yükü omuzlarıma biniyor. Ve bir pencereden yanık kokusuna karışmış hanımelleri.
12 Eylül döneminde Ankara nin griliğinde yaşanan ya da yaşanmaya çalışılan hâlinin, ülkünün, hilalin ve sevdanın kalbimin orta yerine nakşedilmiş bir çiçek gibi kondurulmasıydı bu kitap . Okurken bildiğim tüm ülkü şarkıları, bildiğim şahsiyetler geçti içimden. Dillenen dillenmeyen onca şey.
Uzun zamandır bir kitap bu kadar tesirli gelmemişti. Hem anlatımı hem de konusu ile insanıkendine bağlayan bir tarafı var. Misli Baydoğan in yazılarını hep beğenmişimdir. Okumadı iseniz kitabı listenize almanız gerekir.
Misli Baydoğan'ı Hu Diyen Karga adlı eseriyle tanımış, o zamanlardan bu eserini de listeme almıştım. Anca okuma fırsatım oldu.
.
Kitap ilk baskısını 2017'de yapmış ve 18 öykü barındırıyor. "Yaralı çocuklara ..." ithafıyla başlıyor eser. Aynı zamanda klinik psikolog olan Baydoğan'ın mesleğinden de esintiler taşıyor öyküler. Örneğin Rüya Yapıcısı öyküsü... Bir danışanla psikoloğunun hafta hafta görüşmeleri var. Karanlık Sabahlar, Ök, ve Seyyale'nin Kaderi öyküleri de ithaf edilen yaralı çocuklara örnek olabilir. Tabii bu "yaralanan"lar sadece çocuklar değil, kadınlar da mağdur.
.
Bunların dışında ilk üçüme de değineyim. İlki esere adını da veren Yakup'un Kanatları öyküsü. Üç Yakup'un (dede-torun-şahin) üzerinden doğa - insan ilişkisi ve öykünün sonu dikkat çekici. İkincisi Besim Bey Dilemması. Yazar bir Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni Besim Bey ve onun oğlu üzerinden farklılıklara dikkat çekiyor. Üçüncüsü ise Divan. Kadına şiddetin hem kadında hem çocukta bıraktığı maddi manevî hasar anlatılmış.
Öykülerden oluşan fazla sayfaya sahip olmayan ama okumaya değer bir kitap. Genel olarak kitaptaki öykülerin hepsi güzel. Birkaç tanesi keşke kısa film olabilse dedirtti beni. Misli Hanım'ın kalemini severim. Belki Ankara'ya olan bağlantım da bu öykü dilini daha da sevmeme neden oluyor. Bu kitabın özellikle ilk hikayelerinde Ankara'nın bilinmedik detaylarını öğreniyorsunuz.
Misli Hanım'ın öykülerinden oluşan bu kitabı bir önceki okuduğum öykü kitabı olan Yakub'un Kanatları'na nazaran daha az feminist kışkırtma barındırıyor :)
Okumanızı tavsiye ederim.
Merhaba
Anlatıcısı karga olan hikâyeler ile geldim.
Dukak Bey’den yani Selçuklu’nun, Selçuk Bey’in babasından başlıyor. Büyük Selçuklu’ya ve oradan Anadolu Selçuklu'ya dönüşmüş -yaklaşık- 300 yıllık tarihi serüveni, yazarın karganın anlatımıyla hikâyeleştirmesi tek kelime ile müthiş. Birbiriyle bağlantılı kısa hikâyeleri okurken Alparslan'dan Alaaddin Keykubat'a kadar Selçuklu'nun varolup devlet olmasının, ayakta kalmasının evrelerine tanık oluyorsunuz. Henüz yolun başında iken yolda Yunus Efendi ile karşılaşmak Hacı Bektaşî'ye selam verip Horasan'a oradan İsfahan'a, Herat'a süzülmek, üstelik yorulmadan ve merakla.
Yalın dili, özgün anlatımı ve tasvirleri ile soluksuz biten 18 hikâye ile sizi neye davet ediyorum? Bir ağacın tepesine kara karga ile tüneyip tarihi yolculuğa çıkmaya.
Dostlara "ısrarlı okuyun" barındırır.
Feyizli okumalar.
Nahif kalın.
AY HAN'IM/ MİSLİ BAYDOĞAN
Ay Han'ım/ Misli Baydoğan/ötüken yayınları
Kitap Açıklaması
Misli Baydoğan’ın yazdığı ve on altı hikâyenin yer aldığı Ay Han’ım kitabı, kimi yakın kimi daha uzak tarihte kalmış çeşitli Türklük hâllerine yakından şahitlik ettirmeyi vaat ediyor. Yoğun bir iç gözlem sürecinin söze dökülüşü olarak karşımıza çıkan bu hikâyelerde, bütün zamanlarda aynı kalan insanlık hâllerini, hatta âdeta kendimizi okuyoruz. Kimi gerçek kimi kurgu karakterlerin nefes alışverişlerini duyacak kadar yanlarına sokulup, onlarla birlikte kendi dağarcığımızdaki kökü en derinlerdeki duygularımızla yüz yüze geliyoruz. Karanlığın ardından gelecek ışığı, kötülüğün içindeki iyiliği, insan var oldukça yeryüzünün her zerresinde saklı kalacak umudu hissederek hakikate bir de edebiyat aynasından bakıyoruz.
Harfleri giyinmeyi denedim; sözleri, notaları ve ağaç kovuklarını da… Sığamadım. Âdem’in suretini taşıyamadım. Ateşin külünü sevmedim, suyun girdabını… Yel olup essem tozu dumandan seçemedim, kaya olup ufalsam kökte hapsolan özümden ayrılamadım… Dünya bir zahirse, bir bâtındır. Dünyanın dönüşüne uyamadım. Zahirde aynasız, bâtında soluksuz kaldım.”
(Tanıtım Bülteninden)
KİTAP YORUMUM: 16 hikayenin bulunduğu kitapta Anadolu, Türk, İslam Kültürünü yazarın kaleminde görmek mümkün. Cesur, güçlü kadınları anlatması ise yazarın kalemini daha da okura kaliteli döndüğünü düşünüyorum.
Ay han'ım ve Riya, Akifin kedileri isimli hikayeleri daha çok sevdim. Hikayeler kısa ve anlaşılır bir kalem olması her yaştan kişiye hitap ettiğini söyleyebilirim.
DUYGU SONGÜL KAHRAMAN