Edward dönemindeki toplum yaşamını kıvrak bir zekâ ve olağanüstü bir yaratıcılıkla betimlediği öyküleriyle tanınan Hector Hugh Munro; ''Saki'' takma adıyla tanındı. Myanmar'da doğan ''Saki'' iki yaşında, Devon'a teyzelerinin yanına gönderildi. İngiltere'de, anne ve babasından uzakta, terkedilmişlik duygusuyla; aman vermez iki teyzesinin gözetimi altında büyüdü, Munro soyadını köklü bir İskoç ailesinden, ''Saki'' takma adını iseHayyam'ın 'Rubailer'den aldı. Kızkardeşi Ethel'in tanıklığında, vasisi olan teyzeleri Augusta ve Carlota'nın itici insanlar olduklarını ve hayvanlara duydukları nefretin Munro'nun hayvanlara duyduğu sevgiden kaynaklandığınıBorges'ten öğreniyoruz: ''Munro'nun yapıtları, yalnızca varlıkları bile çevresindeki insanların hayatını zehir etmeye yeterli, yaşı geçkin, iğrenç, kendi istekleri doğrultusunda hareket eden insanlar ve dostlukları bir tür büyü olan hayvanlarla doludur."
Munro, üniversite öğrenimini İngiltere'de tamamladıktan sonra Myanmar'a döndü ve polis komiseri olarak çalışmaya başladı. Bir yıl içinde yedi kez sıtma nöbeti geçirmesi nedeniyle tekrar İngiltere'ye dönmek zorunda kaldı. Londra'da gazetecilik mesleğine atıldı. Westminster Gazette için siyasal taşlamalar kaleme aldı. 1900'de ciddi bir tarih incelemesi olan ''The Rise of the Russian Empire'' adlı kitabı yayımlandı. 1902-1908 yılları arasında Polonya, Rusya ve Paris'te Morning Post'un dış muhabirliğini yaptı; 1908'de Londra'ya yerleşerek bu tarihten itibaren öykü ve skeçler yazdı. Bunları Reginald (1904), The Chronicles of Clovis (1912), Beasts and Super-Beasts (1914) başlıklı kitaplarda topladı. The Unbearable Bassington (1912) adlı romanında, huysuz ve uyumsuz ama sevimli bir kahramanın serüvenlerini anlattı. Borges'in deyişiyle, "Paris'te güzel yemeklerin tadına varmayı ve kötü edebiyatı küçümsemeyi öğrendi. 1914 yılında, kırk dört yaşında, İngiltere'nin Fransa'ya gönderdiği yüz gönüllü asker arasında yer aldı. Er olarak katıldığı savaşta, 1916 yılının kışında, Beaumont-Hamel saldırısında vurularak öldü. Son sözlerinin 'Put out that bloody cigarette!' (Söndür şu lanet sigarayı!) olduğu söylenir."
Kozmopolit bir yaşam sürmesine rağmen tüm yapıtları melankolik bir çocukluk yaşadığı İngiltere'de geçen Munro, yaşamı boyunca çocukluk dönemini unutmadı ve bu dönemde yaşadığı onulmaz talihsizlikler yapıtlarına malzeme oluşturdu. Borges'e göre, bu olağandışı bir durum değildir: "Bilindiği gibi 'talihsizlik' sanatsal yaratımın öğelerinden biridir. Acı çektiği ve çok şey öğrendiği İngiltere, orta sınıfın en büyük uğraşısı olan can sıkıntısını tertiplemek ve sonsuza dek birtakım alışkanlıkları tekrarlamak demek olan Victoria dönemi İngiltere'siydi. Munro, İngilizlere özgü acı bir nüktedanlıkla o dönem toplumunu hicvetti..."