Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Sam White

Sam WhiteOsmanlı'da İsyan İklimi yazarı
Yazar
9.8/10
6 Kişi
29
Okunma
3
Beğeni
1.326
Görüntülenme

Sam White Gönderileri

Sam White kitaplarını, Sam White sözleri ve alıntılarını, Sam White yazarlarını, Sam White yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kocaeli'nin yok olan ormanları
Venedik sefiri Contarini 1640'larda şu saptamada bulundu: "Daha birkaç yıl önce denize yakın yerlerde ağaç keserken, șimdi üç ya da dört günlük bir yürüyüş mesafesiyle iç kesimlere gitmeleri gerekiyor." Girit Savaşı'nın son yıllarında, Kocaeli bölgesinin bir zamanlar tükenmez gibi görünen ormanlarının bile tükenmeye yüz tutması, devleti gemilerde kullanılan büyük keresteler için daha uzaktaki Karadeniz kıyılarına yönelmek zorunda bıraktı. Bu arada bir ana direğin resmi fiyatı 5.000 akçeye kadar ulaştı ve böyle büyük kerestelerin gerçek piyasa değeri belki de bunun birkaç misli düzeye çıktı; tabii piyasada bulunabildiği zaman.
Sayfa 388Kitabı okudu
İstanbul'un değişmeyen çarpık yapılaşması
Venedik sefiri Contarini 1612'de Osmanlı şehirlerinde büyük anıtlar bir yana bırakılırsa, "kötü planlanmış ahșap meskenlerin oluşturduğu karmakarışık bir yığın dışında bir șey görülmediğini" ileri sürmüştü;' haleflerinden Ruzzini de bir yüzyıl sonra büyük nüfusun ve genel tedbir eksikliğinin yanı sıra, "evlerin yapımında kullanılan tahta ve diğer dayanıksız malzemeler" nedeniyle payitahtın sürekli bir yangın ve salgın döngüsüne açık olduğunu saptadı.
Sayfa 357Kitabı okudu
Reklam
İstanbul'un Ermeni nüfusu
Ermeni seyyah Polonyalı Simeon 1608'de istanbul'a vardığında, dindaşlarıyla ilgili şu gözlemde bulunmuştu, "Istanbul'un yerli Ermeni halkı ancak seksen hâneden ibarettir, fakat hariçten gelerek istanbul, Galata ve Üsküdar'da gurbet hayatı geçinlerin sayısı 40.000 hâneyi geçer.
Sayfa 345Kitabı okudu
Özellikle Doğu ve Orta Anadolu'da göçerlerin istila ettiği bazı kesimlerde yerleşik yaşam neredeyse ortadan kalkmıştı. Ermeni seyyah Polonyalı Simeon Kayseri ve Ankara arasında Kızılırmak kıyıları boyunca gezdiği 1610'arda, bir zamanlar ekili olan bu bölgede artık tamamen göçer Türkmenlerin ve dağlıç koyunu sürülerinin barındığını aktarır.
Sayfa 327Kitabı okudu
Venedik sefiri 1706'da ülkesine dönüşünde hâlâ şunu bildirmekteydi: "Asya kıt gelirli halkıyla takatten düşmüş, haydutlarla dolu, asiler üreten, gezgin așiretleri ve çadırlarda yaşayan insanlarıyla dağınık görünen, hükümdarın gözetiminden çok uzak memurlarca yönetilen bir ülke."
Sayfa 309Kitabı okudu
İngiliz elçi Thomas Roe gözünden Hotin Seferi
Bu savașta hazır bulunan çeșitli kişilere dayanarak anlatılanlara bakılırsa, Türklerin ordugâhında kılıç, kıtlık, hastalık ve soğuk yüzünden yaklaşık 80.000 asker ölmuştü ve 100.000'den fazla at telef olmuştu; sağ kalanIarın dönüşlerindeki çulsuz, zavallı ve marazlı görüntüsü, uğranan büyük kaybı ve yaşanan perişanlığı açıkça ortaya koymaktaydı.
Sayfa 267 - Roe'nin iddiasına göre sefere 300.000 asker katıldıKitabı okudu
Reklam
Hastaları başkalarına bulaştırmasın diye şehirden kovan Trabzon kadısı
Trabzon kadı sicillerinde gecen iki salginla ilgili bir araştırmaya göre, kadı kuşkulu vakaları tahkik ettirmiş ve bazı durumlarda hastalığa yakalanmış kişilerin șehir dıșına götürülüp ölüme terk edilmesi talimatını vermiști.
Sayfa 132Kitabı okudu
Osmanlının karantina evi "Miskinler tekyesi"
Osmanlı şehirlerinde cüzzam mağdurlarını tecrit etmeye yönelik "miskinler tekyesi" vardı ve yerel idarecilerin yeni salgınlara karşı tetikte olduklar söylenebilirdi.
Sayfa 132Kitabı okudu
Kırım'daki açlık 1560'ta ve ardından 1579'da öylesine ağırlaştı ki, Tatar muhacirler yiyecek için ailelerini satmak üzere Balkanlara akın etmek zorunda kaldı.
Sayfa 127Kitabı okudu
Osmanlı'da ki koyun fazlalığı
Osmanlıları farklı kılan nokta, șehir alanları çevresinde ve hatta nüfus yoğunluğunun yükseldiği dönemlerde bile koyun ile keçi sayısının nispeten yüksek oluşuydu. Örneğin tahrirlere göre Kayseri civarıda yüzylın sonuna doğru, bölgesel nüfusun üçe katlanmasından sonra bile kiși basına 3-4 koyun düsmekteydi.
Sayfa 111Kitabı okudu
Reklam
Miras yüzünden toprakları küçülen Anadolu halkı
Machiel Kiel'in Boeotia üzerine araştırması şu sonuca varır: "1516'da hemen her köylü bir çift sahibiydi. 1580'de ise köylülerin sadece dörtte biri çift sahibiyken, topraksız köylülerden oluşan tam bir sınıf ortaya çıkmıştı."
İsyan eden Arapların hurma ağaçlarını söken Osmanlı
İmparatorluk idarecileri gerekli gördüklerinde geleneksel islam'in çevreyle ilgili en temel akidelerini ihlal etmekten geri kalmazlardı; boyun eğmeyen Arap aşiretlerini cezalandırmak için çöldeki hurma ağaçlarını köklerinden sökmeleri bunun bir örneğiydi.
Şişkin göbekli şehir İSTANBUL!!
Gıda tedarikinin pürüzsüz işlemesinin neticesi, yaklaşık yarım milyon sakini olan payitahtın ve 16. yüzyıl dünyasının belki de en güçlü ordusunun iyi beslenmesiydi. istanbul'un bir tarihçinin ifadesiyle şişkin göbekli başkent" (capital-ventre), yani pek az şey üreten ve sırf tüketen bir motor özelliğini sürdürmesine karşın, halkı Küçük Buzul Çağı'nın başlamasından önce nadiren ciddi sıkıntılarla karşılaștı. Osmanlı orduları on binlerce yedek askerin dişında 100.000 mevcudunu aşarken, donanmanın mevcudu bir ara 50.000'e kadar çıktı. Bununla birlikte, Osmanlı askerleri dünyada iaşesi en iyi askerler arasında kaldı.
İzmit'in deniz gibi ormanları
İzmit Körfezi kıyısındaki padişah ormanlarını gören Venedik elçisi Aurelio Santa Croce belki de Anadolu'daki odun miktarı kadar İtalya'daki nispi ormansızlaşmaya dikkat çeken bir yorumla şunu yazmıştı: "Savaș teknesi yapımında kullanılacak sınırsız odun, özellikle de kadırgalara ve gemilere uygun ağaçlar vardı."
Osmanlı neden başarılı oldu???
Osmanlıların başarısı imparatorluk merkezi tarafından yönlendirilen belirli bir kaynak ve nüfus akışına, Kısım I'de 'imparatorluk ekoloji"si olarak nitelendirdiğim şeye bağlıydı. Mallar çeperden merkez bölgeye sürekli akmalıydı; tarım, madencilik ve nakliye için iskân olabildiğince geniş alana yayılmalıydı. Tedariki güvence altına almak için kaynakları toplamaya, bedel karşılığı almaya ve idareli kullanmaya gerek vardı. Devlet köylüleri vergiye bağlamak, yatıştırmak, baskı altında tutmak ve bazen imparatorluğun ihtiyaçları doğrultusunda başka yerlere taşımak, ama aynı zamanda korumak, güven altına almak ve Osmanlı hanedanına bağlı tutmak zorundaydı.
39 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.