Susanna Clarke Yorumları ve İncelemeleri
Susanna Clarke yorumları ve incelemelerini, Susanna Clarke kitabı hakkındaki okur görüşlerini , Susanna Clarke puanlarını 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Üç ciltlik Jonathan Strange ve Bay Norrell serisinin ilk kitabı; gizemli kurgusu, yalın ve akıcı anlatımı, büyücüler ve perilerin rol oynadığı alternatif bir evrende geçen hikayesi ve 1800'lü yılların İngilteresi'nden esintiler taşıyan atmosferi ile keyif aldığım bir içeriğe sahipti.İlk yarısı yavaş ilerleyen işleyişi ile bir giriş ve tanıtım özelliği taşırken, ikinci yarısı gelişen olaylar ile farklı insanların hayatındaki değişikliklere odaklanması sebebiyle hızlı okunan ve akıp giden bir yapıdaydı.
1806 yılında York Büyücüler Cemiyeti'ne gizemli bir büyücü katılır. Bay Segundus ismindeki bu büyücü, İngiltere'de artık büyü yapılmadığı ve büyücülerin sadece büyü tarihini incelediği konusunu gündeme getirir. İngiltere'nin altın çağlarında Kuzgun Kral ismi verilen güçlü büyücünün zamanlarına dönmesi için büyü tatbik eden büyücülere yönelik bir araştırma başlatır. Bu araştırma kendisini çok büyük bir kütüphanesi olan ve kendi halinde yaşayan Bay Norrell'a götürür. Bay Norrell,York Büyücüler Cemiyeti'ne yapacağı büyük bir gösteri ile tüm Britanya'da büyünün var olduğunu kanıtlamak üzere harekete geçer. Bu eylem, onu Londra'ya, hasta bir genç kızın hayatında büyük değişiklik yaratmaya, İngiltere ve Fransa arasındaki savaşta kilit bir rol oynamaya götürecektir.
fazi ile keyifli bir okuma süreci geçirdiğimiz bu kitap hem güç olgusunu, hem de fantastik unsurların rol oynadığı keyifli bir kurguyu işlemesi ile beğendiğim bir yapıdaydı. Seriye devam edeceğiz.
Piranesi; özgün kurgusu, büyüleyici anlatımı, yalnızlığa, ayakta kalma ve dünya ile bağ kurma ihtiyacına göndermeleri ile etkileyici olduğu kadar, değişik bir kitaptı. Yalnızlığa verilen anlam, farklı kişilerin kendi algısına göre değişiklik gösteren bağ kurma ihtiyacı büyülü bir hikaye çerçevesinde yansıtılıyor. Hayata atfedilen değer ve anlama dair mesajların verildiği kitabın ilk 100 sayfası, bir temele oturmaması, tuhaf sapaklara sahip olması sebebi ile garipsediğim bölümler içerse de; gizemli olay örgüsünün günlükler yolu yavaş yavaş anlam kazandığı keyifli bir okuma süreci vaat ediyor.
Piranesi, alt katlarında suların aktığı, pencerelerinden Güneş, Ay ve Yıldızlar'ın görüldüğü, büyüleyici heykellerin süslediği Ev'de yaşamını sürdürmekte, Ev'i keşfetmeyi ve kendisine sunduğu sürprizleri büyük bir sevinçle kabul etmektedir.Dünyası olan Ev ile bağı çok kuvvetli olan Piranesi bir sorusu olduğunda Ev'in ona gerekli cevapları verdiğini gözlemlemekte, korunma ihtiyacı olduğunda şefkat gösterdiğine tanık olmaktadır. Ev'de ona 13 ölü ve Öteki olarak isimlendirdiği bir Bilim insanı eşlik etmektedir. Piranesi hayatından çok memnundur ve Dünya ile ilgili bilinmesi gereken her şeyi kavradığını düşünmektedir ta ki; tanımadığı bir yabancı ile karşılaşana ve kendi yazdığı ancak hatırlamadığı günlükleri keşfedene kadar..
fazi ile birlikte çok keyifle okuduğumuz bu kitap yalnızlığa farklı bir çerçeve sunması ve yaratıcı konusu ile özgün bir atmosfere tanık olmak isteyenlere önerimdir.
