Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Talal Asad

Talal AsadEleştiri Seküler midir? yazarı
Yazar
8.8/10
11 Kişi
70
Okunma
11
Beğeni
2.110
Görüntülenme

Hakkında

İslam üzerine eserleriyle tanınan Muhammed Esed'in oğlu olan yazar, Suudi Arabistan'da dünyaya geldi. İlk ve orta öğrenimini Pakistan'da tamamladıktan sonra İngiltere'deki Edinburgh Üniversitesi'nde antropoloji okudu. Akademik kariyerine Oxford Üniversitesi'nde ünlü sosyal antropolog E. E. Evans-Pritchard'ın yanında başladı. Daha sonra çeşitli üniversitelerde dersler veren Asad, bugün City University of New York'ta antropoloji profesörü olarak görev yapmaktadır. Post-kolonyalizm, Hıristiyanlık, İslam ve Ritüel İncelemeleri alanlarında önemli teorik katkılarda bulunmuş ve Sekülarizm antropolojisi konusunda çalışmalar yapmış olan Talal Asad'ın diğer başlıca eserleri şunlardır: Genealogies of Religion: Discipline and Reasons of Power in Christianity and Islam (Dinin Şecereleri: Hıristiyanlık ve İslam' da Disiplin ve İktidarın Gerekçeleri, 1993),Anthropology and the Colonial Encounter (Antropoloji ve Sömürgeci Hesaplaşma, 1995),On Suicide Bombing (İntihar Saldırıları Üzerine, 2007).
Unvan:
Antrapolog, Yazar
Doğum:
1933

Okurlar

11 okur beğendi.
70 okur okudu.
3 okur okuyor.
121 okur okuyacak.
5 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
“Bilimsel bilgi dinî inancın yerini aldığı için seküler değildir bu dünya; aksine, kesinlik olmadan yaşa­mak gerektiği, inananların bile demir atacağı sabit bir yer olmadı­ğı, gerçek ile hayalî olan birbirini yansıttığı için sekülerdir.”
Avrupa Hristiyanlığı, Avrupalıların kimliğinin önemli bir parçası haline gelmiştir. Elbette Doğu Avrupa'da, Kuzeydoğu Afrika'da ve Batı Asya'da Hristiyanlık türleri vardı, ama bunlar asli Hıristiyanlığın akıldışı ya da yozlaşmış biçimleri olarak reddedilmiştir.
Reklam
"Özgürlüklerimiz yasalarla ve anayasalarla güvence altına alınabilir," der Adams, "Ama bizi özgürlüğün aşırılıklarına karşı bireyin kendi kendini kontrolü haricinde kim ya da ne koruyabilir?"
Sayfa 194Kitabı okudu
Belki de en önemli duyarlılık, insanın "hakikat"e doğrudan erişim imkanı olduğu inancıdır.
Müslümanlar ifade Özgürlüğüne Getirilen Kısıtlamalar Hakkında Ne Düşünüyor? Küfre girme hakkındaki İslami fikirler nelerdir? Bütün Müslümanların benzer düşünmedikleri açıktır ama İslami dü­şüncede küfre girme hakkındaki sorular, hep ahlaki bir gele­neği kastediyor. Bu geleneğin kendisi bile, bütün bir "medeni­ yet insanları”na adedilemeyecek uyuşmazlıklara, gerilimlere ve değişkenliklere sahip. Bununla beraber, özgürlük hakkındaki başka liberal fikirleri keşfedebilmek için geleneğin bazı yönle­ rinin altını çizeceğim. Bunlardan biri, İslamî geleneğin kökeninin liberal toplumun sağladığı ve koruduğu özgürlüklere (bil­hassa ifade özgürlüğüne) izin vermeyen daha sınırlayıcı bir ahlaki gelenekle yattığı varsayımıdır. Bu varsayımda doğruluk payı olsa da, mevcut veya namevcut olan basit özgürlük kav­ramı bu noktada bana yeterli görünmüyor. İslami dini düzenlemenin bireyin istediği gibi davranmasını kamusal yasaklamalarla sınırlandırdığı ve böylece ahlak ve gö­renekler arasındaki (dünyevi bir eleştiri için hayati olan) çizgi­ nin hiçe sayıldığı, seçme mekanının daraldığı doğrudur. Dün­yevi eleştiri, her şeyi görmek ve duymak ister: hiçbir şey tabu değildir, her şey eleştirel yükürnlülüğe tabidir. Söz ve davranış kısıtlamyorsa, bu, medeniliğe uyum sağlamalan gerekliliğin­dendir (peki kendi istekleriyle mi?). İyi görenekler dindarlığın yerini alır; kamusal ve özel olan da düzgünce birbirinden ayrılır.
Sayfa 55 - PdfKitabı okudu

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
Henüz kayıt yok