Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ali Şir Nevai

Ali Şir NevaiLisanü't-Tayr yazarı
Yazar
9.3/10
41 Kişi
140
Okunma
75
Beğeni
8bin
Görüntülenme

Hakkında

Ali Şîr Nevâî, Türkçeyi yüksek bir sanat dili halinde işlemeye çalışan, bu görüşü savunan ve Türk diline değer kazandıran üstün bir bilgin ve devlet adamıdır. 1441'de Herat'ta doğdu. Babası Timur'un meliklerinden Sultan Ebû Said'in veziri Kiçkine Bahşi idi. Ali Şîr Nevâî'nin ilk eğitimini babası verdi. Daha sonraki eğitimine Horasan ve Semerkant'ta devam etti. Sultan Hüseyin Baykara ile okul arkadaşı idi. Hatta okurken unutmamak üzere sözleşmişlerdi. Sultan Hüseyin Baykara, Herat'ta yönetimin başına geçince, sözleştikleri gibi Ali Şîr Nevâî'yi aradı. Onun Semerkant'ta olduğunu öğrendi ve Maveraünnehir meliki Ahmed Mirza'ya bir mektup yazarak Ali Şîr Nevâî'yi kendisine göndermesini istedi. Ali Şîr Nevâî, Ahmet Mirza'nın adamları tarafından Herat'a götürüldü. Sultan Baykara onu önce mühürdar yaptı. Daha sonra vezirlik görevine tayin etti. Görevi sırasında bol bol kitap okumak, ilim çevreleriyle sohbet etmek ve araştırma yapmak imkanı bulan Ali Şîr Nevâî, bir süre sonra yaptığı işten sıkılmaya başladı. İstifasını Hüseyin Baykara'ya sunduysa da kabul edilmedi. Aksine Esterebad Valiliği'ne tayin edildi. Ali Şîr Nevâî, valilik görevinde fazla durmadı ve 1490 yılında ayrıldı. Ali Şîr Nevâî'nin ailesi çok zengindi. Onun için devletten hiç maaş almadığı gibi devlete yardım da etti. Ali Şîr Nevâî topluma ve insanlığa hizmet etmekten büyük sevinç duyardı. Bu düşünceden hareketle çeşitli vakıflar kurdu. Valilik görevinden ayrıldıktan sonra bilim ve sanat konularında yoğunlaşan Ali Şîr Nevâî, 1501 yılında doğduğu şehir olan Herat'ta vefat etti. Şiirlerini Türkçe ve Farsça yazan Ali Şîr Nevâî, Arapçayı da çok iyi öğrenmişti. Meşhur ilim adamlarından Molla Cami, onun şiir arkadaşlarındandır. Kaşgarlı Mahmut'tan sonra Türk diline en büyük hizmet eden kişi olarak tanınan Ali Şîr Nevâî, Muhâkemetü'l-Lügateyn adlı kitabında Türkçe ile Farsça'yı karşılaştırarak pek çok yerde Türkçe'nin üstünlüğünü savunmuştur. Ali Şîr Nevâî, bu kitabını Türkçe'yi bırakarak eserlerini Farsça verenlere ithafen yazmıştır. Ali Şîr Nevâî, Türkçe yazdığı şiirlerinde Nevâî, Farsça yazdığı şiirlerinde ise Fanî mahlaslarını kullanmıştır. Ali Şîr Nevâî'nin dördü Türkçe, biri de Farsça olmak üzere beş ayrı divanı vardır. Türkçe divanlarının genel adı Hazâinü'l Maânî'dir. Türkçe divanlarını, Garâibü's-Sağîr, Nevâdirü'ş Şebâb, Bedâyiü'l-Vasat ve Fevâidü'l-Kiber adları altında yazmıştır. Beş mesnevisinden meydana gelen Hamse'si ile Türk edebiyatının ilk hamse yazarı Ali Şîr Nevâî'nin divanlarından hariç 18 ayrı eseri daha vardır. Bunlar sırasıyla şunlardır: Hayretü'l-Ebrâr, Ferhat ve Şirin, Leyla ve Mecnun, Seb'a-i Seyyârem, Sedd-i İskender, Lisânü't-Tayr, Muhâkemetü'l-Lügateyn, Mecâlisü'n-Nefâis, Mîzânü'l-Evzân, Nesâimü'l-Mehabbe, Nazmü'l-Cevâhir, Hamsetü'l-Mütehayyirîn, Tühfetü'l Mülûk, Münşeât, Sirâcü'l-Müslimîn, Tarihu'l-Enbiyâ, Mahbûbü'l-Kulûb fi'l-Ahlâk, Seyfü'l-Hâdî ve Rekâbet-ü'l-Münâdî. Ali Şîr Nevâî'nin eserleri hem yazıldıkları devirde, hem de daha sonra bütün Türk dünyasında zevkle okunmuş, pek çok ünlü Türk şairi onu örnek almış, ona övgü yazmıştır. XV. yüzyılda yaşamış büyük Osmanlı Şairi Ahmet Paşa, XVI. Yüzyılda yaşamış ve Azeri lehçesiyle yazmış ünlü Fuzûlî, Ali Şîr Nevâî'den etkilenmişlerdir. Bir çok Osmanlı aydını, bu arada Yavuz Sultan Selim, Nevaî'nin hayranı idiler. XVIII. yüzyılda büyük divan şairimiz Nedim bile Ali Şîr Nevâî dilinde (Çağatay lehçesinde) şiirler yazmıştır. Türkiyeli pek çok şair Ali Şîr Nevâî'nin şiirlerine nazireler söylemişlerdir. Bu tesir Tanzimat sonrasında bile kendini göstermiş, Ziya Paşa'nın Harâbât adını taşıyan üç ciltlik antoloji eserinde Ali Şîr Nevâî'nin şiirlerine önemli bir yer verilmiştir. Günümüzde yayınlanan bütün edebiyat tarihlerinde de Ali Şîr Nevâî, ilmi, irfanı, sanatı, Türkçülüğü ve olumlu tesirleriyle övülür.
Unvan:
Vezir, Yazar
Doğum:
Herat, 1441
Ölüm:
Herat, 1501

Okurlar

75 okur beğendi.
140 okur okudu.
9 okur okuyor.
172 okur okuyacak.
5 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Ey Fâni! Aşkta böyle fâni ol, madem sabırlı olamıyorsun ve kendini feda edemiyorsun, o zaman ÖL.
Sayfa 161Kitabı okudu
Bir ekmeği ikiye bölüp yarısını bir aça verene cömert de, kendi yemeyip bütünün muhtaç olana verene ise kardeş de!
Sayfa 113Kitabı okudu
Reklam
Dosta kavuşmak istiyorsan aşık ol, eğer bütün benliğinle olamıyorsan aşıkların çevresinde dolaş. Eğer arzuladığın o ateşin aleviyse bir kıvılcım sana doğru gelse yeter.
Sayfa 121Kitabı okudu
Akıllı düşmandan yararlanma imkânı vardır, ancak câhil dosttan zarar görme ihtimali daha çoktur.
Sayfa 166
Akıllı kişi, elden gidenin sözünü etmez, gitmiş olan gençlik istemekle geri gelir mi! Geçen zaman yok olmuştur, gelmeyenden söz eden pişmandır ve şimdiki zaman ganimettir. Bir Türk buna kısaca "Dem, bu demdir." demiştir. Nazm; Geçmiş ve gelecek ahvalini tekellüm eyle kem, Çünkü dem bu demdir, dem bu demdir, dem bu dem.
Sayfa 170Kitabı okudu
"Ayrılık ölümden güçmüş, bundan sonra ey kader beni candan ayır canandan ayrı kalınca."
Ali Şir Nevai
Ali Şir Nevai
🍂
Az konuşmak hikmeti, az yemek ise sağlığı getirir. Ağzına geleni söylemek câhilin, önüne geleni yemek hayvanın işidir.
Ali Şir Nevai
Ali Şir Nevai
Reklam
Zamane gül-bünide gonca dektür il könlü Olarga şükr ki bârî katılmadı könlüm. (Yüzünü seyredince gönlüm, öylesine hazla doldu ki, gül mevsiminde bir an olsun ayılmadı)
Ali Şir Nevai
Ali Şir Nevai

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
144 syf.
8/10 puan verdi
Eser, üç bölüm ve kısa bir okumadan oluşmaktadır. "Canlıların (insanların) halleri, amellerin ve sözlerin yerine getirilmesi" başlıklı birinci bölüm, müellifin haklı ve haksız padişahlar ve diğer siyasetçiler, kolluk kuvvetleri; İslam şeyhleri, Kadı, Hukukçu, Müderris, Doktor, Şair, Kâtip, Öğretmen, İmam, Müezzin, Vaiz, Hafız, Masalcı, Tüccar, Tüccar, Çiftçi, Yetim vb. Korunmaya muhtaç olanlar, küstah dilenciler, reisler, dervişler, ayyaşlar, şarkıcılar, dansçılar ve sosyal sınıflar gibi çeşitli meslek ve sanatkarlar hakkındaki gözlem ve yargılarının yanı sıra ideal bir düzen için gerekli gördüğü kuralları içeren kitaptan oluşmaktadır.
Mahbûbu'l-Kulûb
Mahbûbu'l-KulûbAli Şir Nevai · Ötüken Neşriyat · 027 okunma
303 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
Muhakemt'ül Lûgateyn
Kitap 1941 basım, Ali Şîr Nevâî'nin 500. vefat yıldönümüne özel basılmış bir eser. O yüce insan (Nevâî) bu kitabı Türkçe'nin üstünlüğünü kanıtlamak için yazmıştır. Nevâî'nin ne kadar büyük bir insan olduğunu anlamak için onun devrine bakmamız yeterlidir. O zamanlar Türkler, Fars dilinin sarhoşluğuna kapılmış ve bu dili kendi öz dillerine karşı şiirlerinde tercih ediyordu. Hüseyin Baykara ile onun himayesindeki Nevâî, Çağatay Türkçesi devrini başlattı. Nevaî öyle bir iş başardı ki Osmanlı sarayında bile türlü türlü şairler Çağatay Türkçesi ile eserler yazdı. İşte bu eser türlü türlü örnekler vererek Türkçe'nin Fars diline üstünlüğünü kanıtlamak istiyor. Tabi akademik olarak bakarsak üstün, zengin, güzel bir dil yoktur ancak o devir için bu eser gerekliydi. Türkoloji, Edebiyat gibi bölümleri okuyan herkesin okuması gereken bir eser olduğunu düşünüyorum. Bulunması zor aynı sebepten dolayı fiyatı da pahalı maalesef. Eğer bir gün bir sahafçıda bu kitaba denk gelirseniz alın derim.
Muhakemet-ül-lûgateyn
Muhakemet-ül-lûgateynAli Şir Nevai · Türk Dil Kurumu Yayınları · 19411 okunma
144 syf.
·
Puan vermedi
Beğeni
Kitabı yıllarca bilmeme rağmen yeni okumak nasip oldu. Başından sonuna kadar ilgiyle okudum. Her bir cümlesinde ayrı ayrı düşünerek takrar okuma niyetindeyim. Beğenerek okuyacağınızdan eminim. Ötüken Neşriyat da mükemmel bir esere imza atmış..
Mahbûbu'l-Kulûb
Mahbûbu'l-KulûbAli Şir Nevai · Ötüken Neşriyat · 20209 okunma