Kitabın daha 'ilk' sayfasında altını çizdiğim cümle şudur:
"Dünyada hakim olan sloganlar kırılganlığı,gereksiz ve köhne,ham ve hastalıklı,sağlamlıktan ve anlamdan yoksun bir şey olarak görüyor; oysa kırılganlıkta duyarlılık,öncelik,haysiyet ve bitkin bir nezaket,dile getirilemeyen ve görülemeyen şeylere dair bir sezgi bulunuyor ..." Ne kadar ince bir nüans var cümlede öyle değil mi?
68 sayfalık kitabın genelinde insana ait her türlü soyut ve somut varlığın kırılganlığından bahsediyor.Sessizliğin,çekingenliğin,sevincin,umudun,hasta bedenin,deliliğin,istemli ölümün,ergenliğin,yaşlılığın,bedenimizin kırılganlığı gibi. Ve bu kırılganlıkları yaşamış dünyanın her bir coğrafyasında ki insanlardan örnekler veriyor.
Okuduğum alışılagelmiş kitaplardan farklı bir eserdi ve bana çok iyi geldi. Ben de oldukça hassas ve kırılgan biri olduğumdan kitabın kulağıma fısıldadığı şey şu oldu:
"Kırılgan olduğun için mutlu ol Sevda.Demek ki insan olmanın erdemini iliklerine kadar yaşıyorsun."