Hangi çağda yaşamak isterdiniz diye sorsalar, sanırım ilkel dönemlerde derdim. Schiller’in kitabıyla modern dünyanın sıkıcı atmosferinden sıyrılıp 18. yüzyıla doğru bir gezintiye çıkıyorsunuz. Kısa kısa öykülerden oluşan kitapta önce yazar, kimi öykülerinde o olay hakkında bilgi veriyor. Sonra da anlatmaya başlıyor. Yüce Gönüllü Olmak öyküsünde aynı genç kadına aşık olan iki kardeşin çıkmazları, Onurunu Yitiren İnsanın Suçu’nda suça itilen bir insanın dramı, Kaderin Oyunu’nda G***nin elde ettiği güç ve başarı, ayak oyunlarıyla düşürülmesi, yeniden iktidara kavuşmasıyla o tutkunun alevlenmesi, Ihlamurlar Altında Gezinti adlı öyküde ise olay ve olgulara farklı bakan iki arkadaşın yaşamından kesitler sunuluyor. Schiller’in kitabını okurken insan olmanın labirentlerinde yolculuklara çıkıyorsunuz. Bazen yapılan bir özverinin tam tersi sonuçlanmasıyla üzülüyor bazen cesaretli yaşamanın önemini anlıyor bazen ise adil işlemeyen yargı sisteminin insan yaşamını karartmasını kalbinizi yaralıyor. Hayat da bir tiyatro sahnesi... Kitaplardan öğrendiklerimiz doğrultusunda hareket edersek, yaşanabilir bir dünya kurabiliriz. İyi ki edebiyat var.