Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Giosafat Barbaro

Giosafat BarbaroDoğu’ya Yolculuk yazarı
Yazar
7.0/10
2 Kişi
23
Okunma
0
Beğeni
172
Görüntülenme

Hakkında

Giosafat Barbaro, Venedik Barbaro ailesinin bir üyesiydi. Diplomat, tüccar, kaşif ve gezi yazarıydı. Zamanının biri için alışılmadık derecede iyi seyahat etti
Unvan:
Diplomat
Doğum:
Venedik, İtalya, 1413
Ölüm:
Venedik, İtalya, 1494

Okurlar

23 okur okudu.
7 okur okuyacak.
1 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Türkler ve arabaları
Bu halk, iki tekerlekli ve bizim arabalarımıza göre daha yüksek olan pek çok araba ile göç ediyor. Arabalarını, kamışlardan yapılan hasırlarla örtüyorlar. Bazı arabaların üzerinde evler bulunuyor. Yani evler arabaların üzerinde taşınıyor.
Açlık orucu tutan sahtekar
Köşklerin arkasında Bir müslüman vardı Müslüman, vahşi hayvanlar gibi çıplaktı, vaazları veriyordu ve çok konuşuyordu. Dolayısıyla çok itibar görüyordu. Onu takip eden insanlar çok aptaldı. Kendini kapatmak istiyordu. Bu yüzden etrafını duvarlarla çevirdi. 40 gün oruç tutacakmış ve bir şey yemeyecekmiş gibi görünüyordu. Güçlü olduğunu ispatlamakta kararlı olup bir miktar kerpiçi ormana götürmelerini emretti. Adam, küçük ve yuvarlak bir ev yaptı. kendini buraya hapsetti. 40 gün sonra onu sağ Salim buldular. Diğerlerinden daha akıllı olan bir adam evde et kokusu aldı. Bu da evi kazmalarına neden oldu. Bey (Akkoyunlu Uzun Hasan) bu durumdan haberdar olunca adamlarından birine onu ve kadıyı tutuklamasını emretti. İşkence görünce duvarda bir delik açtıklarını itiraf ettiler. Kadı gece biri boruyu orada oradan sokmuş temel gıdaları adama ulaştırmıştı. Sonra ikisini de öldürdüler.
Sayfa 106Kitabı okudu
Reklam
1473 yılında Mersin Silifke
Silifke (Seleucha) Curcho'dan 10 mil kadar uzaktaki dağın tepesinde kurulmuştur. Tepenin altında Brenta (Bizdeki adıyla Göksu) adında nehir geçer. Tepenin yakınında Verona'daki tiyatronun tarzında büyük bir tiyatro yer alır. Tiyatro tek parça sütünlarla çevrelenmişti. Tepeden yukarıya gidip şehre girmek istediğimizde sol tarafta çoğu tek parça pek çok Kemer göze çarpıyor. Onların çoğunu tepenin içine oymuşlar. Kapıları 15 ayak yüksekliğinde genişliği ise bunun yarısı kadar. Çok kalın ve güçlü olan kapıları sanki demirden değil de gümüştendir. Surları çok büyük ve sağlam olup sert zemine oturtulmuştur. Duvarların dışına toprak dökülmesi ise düşmanın yakınlaşmasını bütünüyle önlüyor. Etrafındaki arazinin surları o kadar geniştir ki aşağıdan 3 mil kadar çevrilidir. Bu dairenin içinde burçlarla dolu duvarları ile Silifke kalesi vardır. Şehrin iç ve dış surları arasında o kadar boş arazi var ki 300 yüz "Bushel" ( Takribi 7.680 kg) buğday elde edebilirsiniz.
Çılgın Tatarlar
Bir gün meydandayken birkaç Tatar geldi ve yaklaşık üç mil uzaklıktaki bir koruda yüz Çerkez (Cercassi) atlının saklandıklarını söyledi. Bu haberi işittiğimde ok satan bir dükkânda idim. Semencina'dan gelen bir Tatar tüccar (un Tartaro merchadante) da vardı. Bunu duyduğunda ayağa kalktı ve şöyle dedi: "Neden onları yakalamaya gitmiyoruz? Kaç atlı var?". Ona cevap verdim; "Yüz". O da: "İyi, biz beş kişiyiz, siz kaç atlı hazırlayabilirsiniz?" dedi. Cevap vererek; "Kırk kişi" dedim. O da: "Çerkezler erkek değil fakat kadın gibidirler, hadi gidip onları yakalayalım" dedi. Bunun üzerine Bay Francesco'yu aramaya gittim ve ona bu adamın söylediklerini anlattım. Gülerek beni takip etti ve bana; "Sen bunu yapmak istiyor musun?" diye sordu. "Evet" dedim. Böylece atları alıp belirli adamlarımıza bizimle nehre gelmeleri için emir verdik. Çerkezlerin bir kısmı gölgede oturmuştu, bazıları da uyuyordu. Onlara saldırdık fakat yetişmeden önce kötü bir olay oldu. Bizim trompetçi, boruyu öttürmeye başlayınca Çerkezlerin çoğu kaçtılar. Mamafih kırk kişiyi öldürdük veya esir ettik. Ama Tatar tacir, kaçakları takip etmenin ve yakalamanın iyi olacağını söylüyordu. Kimse onun teklifini kabul etmeyince tek başına kaçakların peşinden koştu. Hepimiz bağırdık; "Geri dön! Geri dön!". Bir saat sonra geri döndü fakat bir kişiyi bile esir alamadığı için hayıflanıyordu. Bu bir deliliktir. Kaçaklar onu parça parça edebilirlerdi. Bunun için onu kınadığımızda bizi aşağılayarak güldü.
Uzun Hasan'ın vefatı ve taht kavgaları
Tebriz'e döndüm. Oraya döndüğümde Hasan Bey'i hasta buldum. Epifani Gecesi'nde (Epiphania) Hasan Bey vefat etti. Üçü bir anneden ve biri başka anneden olmak üzere dört çocuğu vardır. Aynı gece, üç öz kardeş diğer kardeşleri olan genci boğdular. Ölen kardeşleri yirmi yaşında bir gençti. Sonra aralarında ülkeyi paylaştılar. İkinci çocuk da ağabeyini öldürüp ülkenin başına geçti.
Sayfa 102Kitabı okudu
Yeni öğrendim
Venedikli Seyyah
Giosafat Barbaro
Giosafat Barbaro
'nun
Doğu’ya Yolculuk
Doğu’ya Yolculuk
adlı eserinde Urfa'dan "Orphe" diye bahsetmiş. Demek ki şu an kullanılan adı buradan geliyor. Roma döneminde "Edessa" diye anılan bu şehrin günümüzde bir benzeri var: Ukrayna'nın "Odessa" adlı şehri... İkisinin de kelime anlamı bereketli, sulak anlamında. Günümüz "Urfa"sı ile pek bağdaşmayan bu kelime, zamanında nasıl farklı bir klimatolojik farklılığın olduğunu bize gösteriyor :)

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
128 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
9 saatte okudu
Bu eserin Türkçe'ye ilk defa orijinal dilinden çevrilmesi büyük önem taşımaktadır. Fakat yazarın yaşadıklarını anlatırken olay örgüsünü açık bir şekilde aktaramaması, uzun yılların çok kısa anlatımlarla geçiştirilmesi, kişi ve yer tespitinin zor olması (her ne kadar eser titiz bir çalışmayla çevrilmiş olsa bile) gibi etkenlerden kitaptan tam anlamıyla verim alamadım. Kitaptan tam olarak verim alabilmek için bahsi geçen şahıslar ve dönemle ilgili bilgi sahibi olmanız gerekebilir. Tabi bu sizin beklentinize de bağlı bir durum. Kitap içerisinde anlatılan olaylar –doğal olarak– tam bir kaynağa dayanmadığı için gerçekliği kesin olmayan halk hikayelerine yer verilmesi dönemin insanlarının nasıl bir kafa yapısına sahip olduğunu aktarmakta, bizzat yazarın yaşadığı olaylar ise dönemin yaşam koşullarını gözler önüne sermektedir. Kitap okuma keyfi açısından beni tatmin etse de beklentimi karşılamadı. Bunun sebebi ise bana göre eserin devlet isteği üzerine diğer tüccarları bilgilendirmek için yazılmış olması. Ayriyeten eserde genel olarak yaşanan olaylardan ziyade şehirler anlatılmakta fakat bu şehirlerden çok kısa şekilde bahsedilirken aynı zamanda yazarın gidişatı ve hangi zamanlarda o şehirlerde bulunduğunun aşırı muğallak olması da beni hayal kırıklığına uğratan nedenlerden birisiydi.
Doğu’ya Yolculuk
Doğu’ya YolculukGiosafat Barbaro · Kronik Kitap · 202223 okunma
128 syf.
9/10 puan verdi
Bir zaman yolculuğu tadında!
Sizlerle paylaşmak istediğim kitap Kronik markasıyla raflara çıkan Ayzer Güler'in çevirisini yaptığı Giosafat Barbaro'nun Doğuya Yolculuk adlı seyahatnamesi. 15. yüzyılda hem Karadeniz'in kuzeyinde hem de Silifke'den İran'a uzanan bir hatta dolaşmanızı sağlayan bu kitapta gelin bakın neler var... Öncelikle Yeditepe Yayınları'ndan çıkan Doğu'da Venedik Elçileri adlı eserde de adı geçen Giosafat Barbaro'nun uzun ve maceralı hayatına hayran kaldım. Bir Venedikli olarak gezdiği coğrafyalar, tuttuğu notlar çağdaşlarının çok ötesinde. Bizans'ın doğusunda iletişime geçebileceği ne kadar millet varsa hepsinden bir şeyler gözlemlemiş. Kitabın ilk bölümü hem coğrafya, hem de bölgenin kozmopolitliği açısından gidip görmemiş insanlar için biraz hayal etmesi güç anlatılar içermekte. Ancak Uzun Hasan'la yapacağı görüşme için Barbaro'nun doğuya yaptığı yolculuk bizler için okuması çok keyifli. Rodos, Kıbrıs ve Silifke hattında başlayan yolculuk... Toros Dağları üzerinden Tarsus, Adana, Urfa, Siirt ve daha da da doğuya uzanan bir hatta çok güzel detaylar sunuyor. Kitabın genelinde dönemin antropolisini anlamak, tarihi kültürel dokusuna dokunmak mümkün. Bu eseri Türkçe'ye kazandıranlara minnet duyabiliriz ancak. Meraklıları için kütüphanede bir hazine.
Doğu’ya Yolculuk
Doğu’ya YolculukGiosafat Barbaro · Kronik Kitap · 202223 okunma
128 syf.
·
Puan vermedi
·
22 saatte okudu
Bundan öncə Türkiyənin "Yeditepe" nəşriyyatından çıxan "Doğuda Venedik Elçileri" kitabını oxuduqdan sonra kitabda dəfələrlə adı çəkilən, digər italyan səyyah Giosafat Barbaro'nun da səyahətnaməsini oxumaq olduqca zövqlü oldu. Həmyerlilərindən fərqli olaraq Barbaro'nun yazdıqları olduqca detallı idi və dövrün insanlarının yaşayış tərzini, Uzun Həsənin hakimiyyəti dövründə Ağqoyunlular dövlətini anlamaq üçün yaxşı izahlar verərək yazılmışdı. Ağaca lent bağlamaq, yasda ehsan verilməsi, müsəlmanlar arasında mövhümatçılıq kimi hələ də həyatımızda mövcud olan şeylərin 6 əsr bundan öncə də var olduğunu bilmək təəccübləndirdi. Səyyah bizə doğma olan - Bakı və Şamaxı haqqında da məlumat verib. Bu səyahətnamə əslində Uzun Həsənin bir hökmdar kimi xarakterinin anlaşılması üçün də əla mənbədir: qonaqlarına, əhalisinə davranışı, mədəniyyətə verdiyi önəm və s. "Kronik" nəşriyyatı çox əla iş çıxarıb, yer adlarını günümüzdəki ərazilər göstərilməklə verib ki, bu da oxucunu yormur, əlavə araşdırmağa ehtiyac olmur.
Doğu’ya Yolculuk
Doğu’ya YolculukGiosafat Barbaro · Kronik Kitap · 202223 okunma