Denebilir ki bu millet hakikaten bir harbe muhtâç idi. Fakat buna arâzi kazanmak, fazla bulduğu bir takım insanları fedâ etmek için değil, sâdece kendisine inanabilmek için ihtiyâcı vardı. Ve hiçbir şey bu zamanda Çanakkale kadar, Irak kadar, mukaddes Kafkasya müdâfa'ası kadar bize fâideli olamazdı. Şimdi tamâmen mağrûr olarak söyleyebiliriz ki bütün dünyâ bize inandı ve biz de kendimize inanıyoruz.