Beni yeniden sev, demiyordu sôzlerinde, beni sevdiğin günleri hatırla; bir trene binip uzaklara gidelim yerine, yanından bir tren geçtiğinde bana seslen.
Uzun bir süredir öykü ağırlıklı okumalar yapmaktayım. Daha önce paylaşmış olduğum bir alıntıda yer aldığı gibi (#69389465), ben de herkesin bir öyküsü, şiiri, şarkısı olması gerektiğini düşünüyorum. Bu nedenle okumuş olduğum 164 tane öykü kitabının içinden bana dokunan öyküleri bir ileti altında paylaşmak istedim.
Bu
Sıcağı sıcağına şu kadarını söylemeliyim ki yazarın farklı bir bakış açısı var. Risk almış ve kitabın başında da ifade ettiği gibi az yürünmüş bir yolu tercih etmiş. Fabl geleneğini, masalı ve şiiri ve psikanalizi harmanlamış öykülerinde. Jung'ın persona dediği bireyin toplumsal maskelerini hayvanlar üzerinden bir bir anlatmış. Mesleğinin katkısının bu mevzuya çok büyük yararı olmuş ki yazarımız psikolog. Ancak sadece mesleğe bağlanmayan bir başarısı var bu eserde. Öyle estetize etmiş ki insana ait özelliklerin her birini hayvanlara giydirirken, aktarımı öyle ustaca yapmış ki okurken realite asla sarsılmıyor.
Son zamanlarda okuduğum öykü kitaplarına nazaran epey hacimli, 294 sayfa. Otuz öykü var kitapta ve yazarın ikinci kitabı. Her öykü neredeyse yedi sayfadan ve ara geçiş metinleriyle birlikte on sayfadan oluşuyor. Şule yayınlarından çıkmış. Yedi rakamının özel bir yeri varmış gibi geldi bana yayın evinin öykü dizisinin de 70. kitabı çünkü. Belki de ben uyduruyorum :)
Favori öykülerim, Yumuşacık Aslan Hamlesi, Kirpinin günü, Kaplumbağa parçaları
Kendi adıma bir öykü sever olarak epey geç fark ettiğim bir isim. Hümeyra Yabar ismini bir kenara yazalım. Öyküde farklı ve güzel işler çıkaracağına inanıyorum.
Kitap kesinlikle daha öncelikli bir incelemeyi hak ediyor.
Farklılığı seven okurun seveceğini umuyorum.
Hayvan GeçidiHümeyra Yabar · Şule Yayınları · 201932 okunma
Bazı yolculuklarda manzarayı seyretmek için hızın düşmesini istersiniz. Tastamam böyle Bir Kulübe.
Dünyanın farklı bir yerinde herkesin kendini evinde hissedeceği ötekisi olmayan bir huzur mekânı.
Odunlarin kesilip yarılması gibi duygular da istifleniyor ve lazım olduğunda hayatı inşa etmek üzere bekliyor. Kulübe, içinde mütevazı bir teklif ama bir o kadar
da iddialı. lddialı çünkü yeniden başlamayı sadece mümkün değil neredeyse ahlaki bir ödev olarak sunuyor. Şablonları kullanmayı reddediyor ve bu yönüyle ritmini doğru ayarlamiş bir uzun mesafe koşucusuna benziyor. Yolculuğu boyunca kendine ait bir oda ya da yuva arayan tün kadın yazarlarla karşılaştığını tahmin ediyorum. Ancak o sadece kendine ait veya kadınlara ait bir oda, yuva, kulübe değil tüm insanlığın kullanabileceği bir sığınak inşa etmeyi tercih etmiş.
Hepimiz kendimize ait bir kulübe buluncaya kadar üşümeye devam edeceğiz, Benim bulduğum kulübe sanırım Varlığın ve Birliğin sığabileceği tek yer olan kalbimiz. Orada hepimiz sonsuz huzurla tanişabiliriz. Edebiyat bu yolculuğu zaman ve mekânın ötesine taşıyarak bize kendimizi anlatıyor. lyi de yapıyor.
Bir KulübeHümeyra Yabar · Şule Yayınları · 202222 okunma
Can'ım Mey'in ikinci gözbebeği olan bu kitabı doyaaa doya okuduğumu söyleyebilirim.
Sevdicek, arkadaş, dostluk, iş, aş gibi tüm ilişkilerimizde bizlere ayna tutacak olan, rehber niteliğindeki öyküleri severek okudum.
Bu ince duyguların hayvanlar aracılığıyla anlatılması çok yerinde olmus. Her bir hayvanda, hayvanın kendine has özellikleriyle süslenmiş hikayelerde kendime ışıklar yaktım. Özellikle ruhumun bulanıklığında, kafamdaki soru işaretlerine denk gelen izlerde sevgili yazarımızın 'ruhuna sağlık' dedim.
Bir psikolog olarak yazılabilecek en güzel rehber kitap. Öykü mü okuyorsunuz yoksa psikoterapide misiniz anlamadan bitiyor. Ve siz o arada iyileşmeye ve içinizde sönen kandilleri ışıl ışıl yakmaya başlıyorsunuz.
Sevgili Mey, ruhuna, zihnine, yüreğine, ilhamına sağlık. Kalbimizden kalbimize kurulan o köprüye bin teşekkür. Sen hep yaz böyle güzel güzel. Iyi geliyorsun zira
Hayvan GeçidiHümeyra Yabar · Şule Yayınları · 201932 okunma