Vücudumuzda neredeyse 100.000 farklı çeşidi olan proteinler, amino asit ismi verilen birbirine bağlanmış basit küçük moleküllerin dizisidir. Proteinlerde, yaklaşık olarak yirmi farklı amino asit bulunur; bunlardan on tanesini hücreler yapabilir, diğerleri besinlerden alınmalıdır. Proteinleri birbirinden farklı yapan, protein zincirinin nasıl katlanacağını, bu sayede de proteinin hem üç boyutlu yapısını, hem de işlevini belirleyen amino asitlerin sıralanması ve sayısıdır. Proteinler, karmaşık şekillerde katlanan ve şekil değiştiren akrobatlardır. Hücrelerimizin çoğu, binlerce farklı protein içerir ve her birinin binlerce, hatta milyonlarca kopyası olabilir. Eğer proteinlerin minyatür dünyasına girebilseydik, bu etkinliklerin sonucunda ortaya pozitif bir şeyin çıkmasına şaşırırdık; çünkü proteinler sadece şekil değiştirmekle kalmaz, aynı zamanda rastgele ve hızla hareket ederler ve her birkaç saniyede milyonlarca farklı molekülle iletişime geçerler. Neredeyse hücre içindeki her eylem, proteinlerin birbirleriyle ya da amino asit, karbonhidrat ve yağ gibi diğer moleküllerle etkileşimine bağlıdır.
Proteinlerin davranışları, amino asitlerinin tam olarak nasıl sıralandığı hususunda çok hassastırlar. Eğer zincirdeki tek amino asidin yerine bile başkası geçerse, proteinlerin katlanması önemli değişiklik geçirir ve bu da söz konusu proteinin normal işlevinde önemli bir farklılaşmaya ve anormal bir hücre işlevine neden olabilir. (..) bu, birçok hastalığın temelidir. Hemoglobin proteini içindeki sadece bir amino asidin değişmesiyle oluşan orak hücre anemisi, bunun net bir örneğidir.
Kitap “popüler bilim” kategorisinde yayımlanmasına rağmen özellikle biyoloji alanında altyapısı olmayan okuyucuyu zorlayacaktır. Hücre bilimi ile ilgili terminolojiye hakim değilseniz hiç elinize almayın. Bu alanla ilgili kapsayıcı ve derleyici bir kitap. Yıllar içinde farklı mecralardan öğrendiğimiz bilgileri düzenli bir şekilde önümüze koyuyor. Ancak sözünü ettiğim etmenlerden dolayı kitap “popüler bilim” seviyesinin üzerinde kalıyor
İlk hücreden, modern insan olan homo sapiense, canlının biyolojik yaşamı bu kitapta bilimsel verilere dayalı olarak, Darwin’in evrim teorisi baz alınarak incelenmiş olup; özellikle virüs ve bakterilerin nasıl bizi hasta ettiği, bağışıklık sistemimizin nasıl bir savunma mekanizması geliştirdiği açıklanmaya çalışılmış, etkileyici güzel bir çalışma, herkese tavsiye ederim.
Hayatımızın başlangıcı ve sonunu oluşturan Hücre'yi geniş ve ayrıntılı bir şekilde anlatan Bilim-Tıp kitabı. İçerisinde Biyoloji, fizyoloji, genetik, anatomi, embriyoloji vb tüm alanlara ait bilgiler verilmekte. Yaşamımızın temeli olan hücre. Doğumumuzdan ölümümüze kadar işlenmiş. Hücreler topluluğunun; hareket, hafıza, hayal gücü, bağışıklık, onarım ve diğer her şeyi kapsıyor. Hastalıklar, neden yaşlanırız, hücre bölünmesinin olumlu-olumsuz tarafları, virüsler, hücre kökenli olmayan hastalıklar, neden çalışmayı durdururlar, evrim sorularını cevaplıyor. Bunların dışında klonlama, kök hücre, konularına da değiniyor Wolpert. Hayatımızı bedenimizi ve en önemli varlığımız olan hücrelerimizi anlamamız için rehber niteğinde. Yazarın dediği gibi
"Bir hücre topluluğunun evrimleşmesinin sonucu olduğumuzun farkına vararak, hücrelerimiz saygı göstermeliyiz ve onların bize baktığı gibi biz de onlara bakmalıyız."