Mehmed Uzun kitaplarını, Mehmed Uzun sözleri ve alıntılarını, Mehmed Uzun yazarlarını, Mehmed Uzun yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Sonra kesif bir sidik kokusu yükselen tuvalete yöneldi. Pijamasını ve donunu dizlerine kadar indirdi ve kasıklarında sallanıp duran ve "gururum" diye adlandırdığı şeye baktı. Güldü”
Unutulmuşların sesi, ikinci bölümde sürgünlerin, kaybedenlerin, bin yıllık topraklarından koparılıp atılan bütün kavimlerin hikayesine dönüşüyor. Herkesin barış içinde yaşadığı Mezopotamya toprakları kanla sulanıyor. Bedirhaniler yeniliyor, isyancılar her biri dünyanın başka bir kıyısına sürgün ediliyor ya da öldürülüyor. Mir, önce İstanbul’a, sonra Girit’e ve Şam’a sürgün edilimiştir ve orada yoksulluk içinde hayat mücadelesi vermektedir. Dengbêj Biro ve Esther de ardı sıra. Büyük umutlar sürgünle, göçle yeniden tarihin sayfalarına gömülüyor..
Herkes göçmendi, kimsenin özgün özelliklerinin, deneyimlerinin, bilgi ve görgüsünün bir anlamı yoktu, herkes pazara göre ayarlanmış bir çarkın göçmen dişlisiydi.
“Ve kızlar ve kadınlar, hele onlar, yalnızlık dolu gecelerde okul yatakhanelerinde, nice yorganların altında sağ eliyle kasıklarını ovarken düşlediği kızlar ve kadınlar.”
Yaşamak istiyorlar sadece, fazlasını değil. Kendi topraklarında, eskisi gibi. Ama hayat için, yaşamak için kaçmak lazım şimdi, toprağı terk edip gitmek lazım..