1907’de Galatasaray Lisesi’nden mezun oldu. İstanbul Dârülfünunu Hukuk Fakültesi’nde öğrenci iken 1909’da felsefe tahsili için burslu olarak Fransa’ya gönderildi. Sorbonne Üniversitesi’nde muhtemelen son sınıfta iken öğrenimini yarıda bırakarak (Değirmencioğlu, Mehmet İzzet, s. 26-28) İstanbul’a döndü ve Hilâliahmer Cemiyeti’nde çalışmaya başladı. 21 Ekim 1918’de İstanbul Dârülfünunu Edebiyat Fakültesi müdürlüğüne tayin edildiyse de aynı yılın aralık sonunda bu görevden ayrıldı. Bir süre Fransızca öğretmenliği yaptı. Evkaf Nâzırı Hayri Bey’in kurduğu medresede 3 Nisan 1919 tarihinde felsefe hocalığına başladı. 1924’te dârülfünuna dönen Mehmed İzzet bir yandan felsefe, ahlâk ve içtimâiyat dersleri verirken bir yandan da yoğun bir telif ve tercüme faaliyeti içine girdi. 1927’de lösemi hastalığına yakalanmasına rağmen Türk Felsefe Cemiyeti çalışmalarına katıldı. 1928’de Paris’e kültür ataşesi olarak gönderildi, aynı yıl Berlin’e tayin edildi. 1929’da kısa bir süre için İstanbul’a dönerek dârülfünunda içtimâiyat dersi verdi. Tedavi amacıyla tekrar gittiği Berlin’de 8 Aralık 1930’da öldü ve Hasenheid’deki Türk Mezarlığı’na defnedildi.
1929 senesi ortalarında, hasta hâline rağmen, Dârülfünun'da üç ay daha ders verir ve dâimâ metânetle karşıladığı ölüm yakasına yapıştığı anda bile son sözü: "Ben derse gidiyorum!..." olur.