Hep aklımda olmadığın zamanlarda çıkarsın karşıma
Tam dokunacakken parmaklarının ucuna
Uyanıveririm birden
Korkularım ayakta
Düşlerim paramparça
Dökülüverir yerlere
Ben kırılanları toplarken
Sen çıkıp gidersin
Açık unuttuğum penceremden
Yeşil bir elmayı ısırır insan
Ağzında yemyeşil buruk tat kalır
Küçücük çiçeğe bir arı konar
Yürekten yüreğe başka ne kalır
Uçmayan kuşların kanadı olsa
Ömrü delip geçen kızıl bir oksa
Şu koca orman tutuşuyorsa
Geriye küllerden başka ne kalır
Denizin dibinde bir alabalık
Bu mahşer yeri bu kalabalık
Sabaha koşan bu kör karanlık
Geriye dünlerden başka ne kalır
Saçları dağılmış akan şu ırmak
Üstüne bastığın bu kara toprak
Bir de yağmur yağsa biraz ıslansak
Geriye çamurdan başka ne kalır