Ömür Ceylan, 1970 İstanbul doğumlu. Almanya'da başladığı eğitim hayatına türkiye'de devam etti. Trakya Üniversitesi fen-edebiyat fakültesi türk dili ve edebiyatı bölümü'nü bitirdi (1992). milli eğitim bakanlığı burslusu olarak Kuveyt Üniversitesi dil öğretim merkezi'nde bulundu (1997). Eski türk edebiyatı alanında doktor (1999) ve doçent (2004) oldu. Ankara, Trakya, Onsekiz Mart ve Gaziantep Üniversiteleri'nde öğretim üyesi olarak çalıştı. Halen İstanbul Kültür Üniversitesi fen-edebiyat fakültesi'nde öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır.
Eserleri:
Tasavvufi türk şiir şerhleri (2000)
Hanedanda bir asi (2004)
Klasik türk şiirinde kuşlar (2004)
Önce aşk vardi (2005)
Hazana sürgün bahar (2005)
Not: "Böyle Buyurdu Sufi" isimli kitabının ilk sayfasından alıntıdır.
Kalabalığın dehşetli bakışları arasında kendi kanıyla abdest almaya başladı. Yıllardır dediği gibi, “ aşk namazının abdesti elbette kanla alınmalıydı!”
Yakup'un gözyaşı, Eyyüb'ün sabır taşıydı. Aşk'la ve aşk için yaratılmış insanlığın ufkunu aydınlatan serverdi aşk; göklerin ve meleklerin Miraç gecesinde selâm durduğu Son Peygamber'di aşk.
...
Gel, gel berû kim savm u salâtın kazâsı var.
Sensiz geçen zamân-ı hayâtın kazâsı yok.
• Günümüz Türkçesiyle:
“(Ey Sevgili!) Gel, gel beri ki oruç ve namazın kazası vardır;
Ama sensiz geçen ömrün kazası yoktur.”
Har içinde biten gonca güle minnet eylemem
Arabiyi, Farisiyi bilmem, dile minnet eylemem
Sırat-i müzre müstakim gözetirim rahimi
Zalimin talim ettiği yola minnet eylemem...
Kuşların, öncelikle biyolojik özelliklerini vermeye çalışan daha sonra da toplumdaki ,edebiyattaki yerini anlatan bir kitap gibi gelmişti başta ama ilerledikçe aslında hiç de doyurucu bilgiler vermeyen yarım yamalak bilgilerle oluşturulduğunu görünce fikrim değişti. Asıl canımı sıkan şeyse İslam'a ait olan kıssa ve rivayetlerin "İslam kültürü" nün hikâyeleri diye anılması. Kur'an'daki kıssalardan bahsederken rivayet, ayetleri yazarken "tanrı böyle buyurmuş" gibi saçma sapan ifadeler çok rahatsız edici. Eğer İslam'a dinsiz gibi yaklaşmak akademik bir dilse ben bu dili kabul etmiyorum. Çok meraklıysa seküler dil kullanmaya kendisine felsefik bir alanda konu bulabilirdi(tabi çapı yeterse).
Neyse kesinlikle önermem; sonuç olarak berbat bir yazım dili, bilimsel bile olamayacak kadar yavan, edebi değeri olmayan kağıt müsveddeleri için para harcamayın. Ve vaktinizi harcamayın.
Selam millet
Size buram buram nostalji yaşatan bir kitap ile geldim 😍
Koleksiyonluk kitaplar arasında yer alıncak kitaplardan diyebilirim 🥰
Koleksiyonluk kitapları sever misiniz 🤔
🌸Kitabın yorumuna gelecek olursak🌸
İçinde 10 tane unutulmaz şarkıların olduğu 10 ayrı hikayeden oluşuyor. Hüzünlü olsa da bana bir eski film izler tadında okudum ki bir gece de bitti kitap 😍
Kuşe kağıdına baskılı renkli ve çizimler olan bir kitap olunca daha bir eğlenceli daha bir istekli okuyor insan.
Kitabı okudukça ruhum doydu diyebilirim 😍
Sizlere de tavsiyemdir ve alıntı bırakarak kaçıyorum
#alıntı
Ömrüm seni sevmekle nihayet bulacaktır
Yalnız senin aşkın ile ruhum solacaktır
Son darbe-i kalbim yine ismin olacaktır
Yalnız senin aşkın ile ruhum solacaktır
#birfincankitaplikileokuyoruz #ömürlükşarkılar #omurluksarkılar #kesityayınları #kesityayinlari #türksanatmüziği #müzik #ömürceylan #kitapönerisi #kitaptavsitesi #koleksiyonkitap
Kimi zaman dilinize bir şarkı dolanır. Melodisi dudaklarınızın kıvrımından menevişlenirken akıl defteriniz size o şarkıyı ilk dinlediğiniz an’ı fısıldar.
Tüm benliğinizle o an’a gidersiniz, kâh keyiflidir bu yolculuk kâh hüzünlü…
Kimi zaman güftesiyle kimi zaman da nağmesiyle kalbinize nakşolmuşlarsa ne zaman ve nerede dinlerseniz dinleyin, o an’ı yaşarsınız yeniden…
Haliyle her şarkının da bireysel bir hikayesi vardır, kimi muştulu kimi hüzünbazdır…
Klasik Türk Musikisi ‘ne gönül vermiş Divan Edebiyatı Profesörü Ömür Ceylan @divansiiri_o.ceylan birbirinden güzel ve kalbe dokunan on eserin öykülerini kuşanarak okuruyla buluşturmuş.
“İnci, kum tanesinin etrafına ıstırabın ördüğü mabettir,” demiş Halil Cibran.
Manen istisna olan bu özel insanların gönüllerindeki ıstırap geçen sancılı bekleyişin sonunda her biri birbirinden eşsiz inci tanelerine dönüşmüşler.
Tıpkı güftesi Kemâni Tatyos Efendi’ye ait olan 💔” Gam-zedeyim Deva Bulmam” gibi…
Kendisinin Ortaköy’de bir çocukluk aşkı varmış. Kendi cemaatinden olan bu genç kızın ailesi Erivan’a göçünce ayrı düşmüşler. Tatyos bir vakit sonra ailesi tarafından evlendirilmiş. Günlerden bir gün, sevdiği kızın İstanbul’a döndüğünü ve otuz yıl boyunca evlenmeden kendisini beklediğini öğrendikten sonra bu dizeler doğmuş.
Ya da pek çoğumuzun hayatını okuduğu #ihsanraifhanım ‘ın
💔”Kimseye Etmem Şikayet” isimli unutulmaz eseri gibi…
Şarkılaşan ömürleri, ömürlük şarkılar eşliğinde okuyacağınız bu özel çalışmanın her bir sayfasını kalbinize dokuyacaksınız.