Tevhid Dergisi (36'lık)

Tevhid Dergisi - Sayı 8 (Ağustos 1990) dergisi
Dergi
1.0/10
1 Kişi
1
Okunma
0
Beğeni
306
Görüntülenme

Hakkında

Dönem: 1990 Kaç Sayı Çıktı: 36 Basım Yeri: İstanbul Sahibi: Lütfi Aydemir Yazı İşleri Müdürü: Lütfi Aydemir
Unvan:
Tevhid Aylık Dergi
Doğum:
1990

Okurlar

1 okur okudu.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Allahümme Amin
"Rabbim!" Demelidir, "Kendim ettim kendim buldum, nefsime zulm ettim, senin arındıran uyarılarına kulak tıkadım, lağv\boş işlerle kalbimi yordum, irademi hırpalandım. Şimdi senin araladığın cennet kapısının önündeyim. Adım atmam gerekiyor biliyorum, lakin adım atacak gücüm yok. Resûl'ün (s.a.v), nefsinden sana, hatta senden sana sığınırdı. Ben de nefsimden gördüğüm kalbimden, çarçur ettiğim irademden sana sığınıyorum. Sen El-Heyiy ve El-Kerim'sin, sana açılan elleri boş çevirmez, boynunu büküp kapına geleni kovmaz, eşiğine baş koymuş baş koymuş secde ehlini hor görmezsin. Bana kereminle, rahmetinle, affınla muamele et. Açtığın kapıdan adım atacak kudreti ver, ki sen Kadir-i Mutlak'sın. Toza toprağa karışmış kemikleri dirilten, gökleri direksiz yükselten ve zeval bulmasın diye tutan kudretin sahibisin. Sana, yardımına, vereceğin irade gücüne muhtacım..."
Lütfen Hediyemi Kabul Buyurun
Önce kendime, sonra size bir hediye vermek istiyorum. Ben bu satırlar aracılığıyla hediyenin ne olduğunu söyleyeceğim. Siz gidip alacaksınız. Hediyem bir gözlük. Yakın gözlüğü. Yoksa ihtiyacınız olmadığını mı düşünüyorsunuz? Yanılıyorsunuz. Bakın izah edeyim: En yakınımızda kim var? Annemiz, babamız, belki eşimiz, evladımız. Onlarla olan münasebetlerimize şöyle uzaktan baktık mı hiç? Bir yabancı gibi… Örneğin, eşimizle konuşurken kaydetsek ortamı ve sonrasında dışarıdan bir baksak üslubumuza. Ya da anne ve babamızla olan münasebetlerimize, özellikle çocuğumuzla olan diyaloglarımıza… Sonra bir de dışarıda, mescidde ya da bir arkadaş grubunda tanıştığımız kişilerle olan münasebetlerimize projektörü yansıtsak. Bir yabancıyla konuşma tarzımıza, verdiğimiz tepkilere baksak… Ne görürdük? İtiraf edelim, ne yazık ki dinleme, anlama, empati kurma, hoş görme, affetme, ilgilenme, vakit ayırma, gönlünü alma ve daha birçok konuda iki gruba farklı davrandığımızı… “Gözlükle bunun ne alakası var?” demeyin. Bunun adı yakın körlüğü… En yakınındakini görememe, dışarıya gösterdiği özeni evdekine gösterememe, yabancıya gösterdiği vefayı ehlinden esirgeme, başkasıyla harcayabildiği vakti yakınına kıyamama, dışarıda tüm gülücüklerini israf edip evde mimiklerin dahi cimriliğini yapma, dışarının işine koşup evdekini mahrum bırakma, arkadaşının acısına empati yaparken ailesininkine duyarsız kalma, ilgi alakada, sevme hoş görmede dışarıda nam yapıp eve bu güzellikleri taşıyamama… Listeyi uzatmayalım. Ne diyorsunuz? Alalım mı yakın gözlüklerini?
Sayı 105, Yazar Mahi
Reklam