İkinci el insanlarız. Hayatı kendisine anlatılanlardan ibaret, çevresi tarafından dayatılanları kabul etmek zorunda bırakılmış, binbir çeşit tesirin ürünüyüz.
İnsanları tanırken sadece vitrinlerini görürüz. Halbuki arka taraf nasıl dağınıktır…
Sadelik alçakgönüllülüğün gösterişidir.
Ayrıca, sevgi ile güzelliği geliştirmezsiniz ve gerçeği icat edemezsiniz. Fakat bunların doğasını anlamaya başlarsanız şu sonuca ulaşmanız kaçınılmazdır: Bu çivisi çıkmış vahşi dünyada tek başınasınız…
Sonuçta hepimiz, hayattan kalanların çocukları değil miydik? Savaşlar, depremler, kuraklıklar, katliamlar, salgınlar, işgaller, kavgalar ve felaketlerden sağ çıkanların çocukları… Dolandırıcıların, hırsızların, katillerin, yalancıların, muhbirlerin hainlerin, batan bir gemiden ilk kaçanların ve de başkalarının ellerindeki can simitlerini söküp alanların çocukları… Sağ kalmayı bilmiş olanların… Sağ kalmak için her şeyi, ama her şeyi göze almış olanların…