Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Normal insanların bir çıngıraklı yılan görünce yaptıkları bir şey gibiydi. İmdat diye bağırırlar, canlarını kurtarmak için kaçarlar, kapıları kilitlerler, sürünerek yatağın altına girerler ve sonra yılan yakalandığında, bayılıverirler. Saldırıya karşı bütün hazırlığımı yapmıştım, ama onların zemini üzerinde durduğumu ve yapmaları gereken tek şeyin bu zemini eritmek olduğunu unutmuşum."
Sayfa 157Kitabı okudu
"Sakın öfkene kapılma, seni yaralasalar da aldırma. Akıl, ilim ve yumuşak huylulukla kavga etme; kibir, kin ve öfkeyle barışma. İnsan, şeytanın sözünü dinlemez; kendi koynunda yılan beslemez. Ahlakları bozuk olanları terbiye etmeye çalışma. Akıl atının koşum takımını öfke ateşi yakar. Hışım ateşini yumuşak huyluluk suyu söndürür. Evin duman dolmasını istemiyorsan ateşin üstüne daha fazla odun atma"( mantıku't Tayr, s.261)
Reklam
“…yasaklarla çevrili bir dünyada yaşamasak yasaksız yaşayamazdık. halbuki hayvanlar, hele ehlileri, yasaksız ne de güzel yaşıyorlar. hafif, cilve gibi, o da boğaz derdinden doğan zırıltıdan başka, gel keyfim gel, yaşamıyorlar mı? yasakları kabul ettik. insanoğlu için yasaklı hayvandır da diyebiliriz. mikroplar bile birer yasak değil mi? aşklar yasaktır. gün olur, sular, yemişler bile yasaktır. insanlar birbirine yasaktır..."
bazı insanların hedeflerine ulaşabilmek için yapabileceklerini sakın hafife alma.
Sayfa 244Kitabı okudu
pişmanlık muhtemelen tüm duyguların en acı vericisiydi.
Sayfa 222Kitabı okudu
Hristiyan folklorunda, böğürtlenin bazen İsa’nın çarmıha gerilme tacındaki dikenler olduğu söylenir. Şeytan’ın böğürtlenlerle bağlantısı, cennetten kovulduğunda cehenneme giderken nasıl bir böğürtlen tarlasına düştüğüne dair bir hikâyeden gelir. Anlatılan bir versiyonda, cennetten fırlatılan bir karakurbağaydı ve bir böğürtlen tarlasına indikten sonra bitkinin üzerine işemiş ve onu lanetlemişti. Bir başka inanışa göre Şeytan 29 Eylül’den sonra çatal tırnaklarını böğürtlenlerin üzerine koymuştu ve meyveleri siyaha boyayan kendisiydi. İskoçya’da, Şeytan’ın bu tarihten sonra peleriniyle çalıları örttüğüne dair bir inanç mevcuttu ve meyvelerin üzerine tükürerek onların hâkimi olmuştu. Anlatıya göre bu, kasım ayında gerçekleşmişti. Bu nedenle böğürtlenin ekim ayında zehirlendiğine inanılıyordu. Hasadın durdurulması, payına düşeni alabilmesi için Şeytan’a bir adak gibiydi. Bu antik bilgi, bu tarihlerden sonra, soğuk ve yağmurlu hava nedeniyle böğürtlenlerin çoğunun yenemeyeceği için mantıklı sayılır. İlginçtir ki böğürtlen çiçeklerinin ve meyvelerinin yılan sokmasına karşı çok eski zamanlardan beri etkili olduğuna inanılıyordu..
Reklam
İnsanın yarısı akıl yarısı şehvet,yarısı melek yarısı hayvandır. Yarısı yılan yarısı da balıktır. Balık olan kısmı onu suya doğru çeker, yılan olan yanı ise toprağa doğru sürükler.
Sayfa 117Kitabı okudu
-İnsalar nerede? diye sormuş nihayet küçük prens. Çölde insan kendini biraz yalnız hissediyor... -İnsanların arasında da yalnız hissedilir, demiş yılan.
Sayfa 57
Nereye bakilacagini bilirsek isaretler her yerdedir...pek cok gizli topluluk,bu yilan soyundan gelen varliklarla uzun süredir baglantili bir sekilde hareket ediyor.*
Sayfa 102Kitabı okudu
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.