Bir çelik parçası gibi kaba bir silahla güçlü, canlı, soluk alıp veren bir adamı öldürmek kolay, hem de dünyanın en kolay işi. Neden derseniz, insanlar yumuşak kabuklu yengeçler gibi; öylesine narin, kırılgan ve savunmasızlar.
İnsan güçten düştükçe acıya duyarlılığı da azalıyor. Canın daha az yanıyor, çünkü can yakacak şey azalıyor. Ve zaten güçten düşmüş kişi de artık daha yavaş biçimde güçten düşüyor.
Hiç kimse var olmayan bir şeyi uyduramaz. Darrell Standing’in deneyiminde var olmayan şeylerden zaman ve uzayın bu engin, uzak görüntülerini de uyduramazdım. Bunlar zihnimin içindeki asli ve kalıcı görüntülerdi, zihnimde yolumu bulmayı daha yeni yeni öğreniyordum.
Çocuk belleği tanımlanırken, yalan yanlış şeylerde gerçeğin özünden daha fazlasının bulunduğu unutulur. Unutabilme yeteneği akıl sağlığı anlamına gelir. Aralıksız anımsamak ise saplantı, delilik anlamına gelir.
Evet, yeniden geri dönüp baktığımda, insanın yıllar ve yıllar boyu süren böylesine zalimce deneyimlere katlanabilmesi için büyük bir filozof olması gerektiğini düşünüyorum. Ben de o filozoflardan birisiyim.
Hükümlerin en kısıtlanmışıyken yalnızca dünyada değil, zamanda da akıp gittim. Beni yıllar boyu bu aşağılık duvarların ardına gömenler bilmeyerek bana yüzyılların cömertliğini bağışladılar. Gerçekten de, beş yıldır yıldız gezginliği yaptığım için Ed Morrell’a minnettarım.
Bana gelince, yeni yeni konuşmaya başladığımda, yalnızca açlık ve uyku sesleri çıkardığım o kırılgan dönemde bile bir yıldız gezgini olduğumu biliyordum.
Yûsuf-ı güm- geşte bâz âyed be-Ken’ân gam mehor külbe-i ahzân şeved rûzî gülitân gam mehor
“Kaybolan Yusuf yine kenan’a gelir. Külbe-i ahzân da bir gün gülistan olur, gam çekme.”