Yazmaya erken başladım.Gecenin sultanı ilk dördün ay bulutları yara yara göründü. Gökte bir belirsizlik,ben de bir birikmişlik varken yazmaya niyetlendim. Sözcük arandım. Sana dair anlamı belirginleştiren ek birşeyler düşündüm. Üşündüm gecede. Ürperdim düşünürken. Ya da yaşanmışlıkların ardında bir daha anlamaya çalışırken belki de ürperdim. Kaç zaman oldu? Sessizce çekip gittin ve kendine ayrılmış hayatın döngüsü arasında dolanıp durdun. Yıprandın, hırpalandın ve örselendin. Sonra bir de seni sormaya geldim.
Aslında hayat hırpalıyor, yoruyor ve alıp götürdüklerinden geriye birikmiş özlemlerle kalıyoruz. İnan anlatmaya çalışırken aradığım sözcükleri bulamadım. Elimde bir enkaz ve orada bir hayatı inşa etme gerekliliğiyle başbaşa kaldım. Etrafıma bakındım. Yutkunarak soludum şu geçen zamanın bıraktıklarını. Genzimi yaktı, nefessiz bıraktı. Belki de bundandı söyleyecek söz bulamayışım...